|
|
Denizli kalsa Fener şampiyon olurdu
SORU: Size göre şampiyonluk şansı en büyük takım hangisi?
Yani bu konuda karar vermek için kahin olmak lazım. 3 takım da büyük olaylara gebe... Daum'un her an mahkumiyet kararı çıkabilir. O zaman Beşiktaş'ın durumu ne olur? F.Bahçe'ye yepyeni bir hoca geldi. Camia daha şimdiden bölünmüş. Yeni adamın takımı ve Türkiye'yi tanıyıp takımı şampiyonluğa götürüp götürmeyeceği belli değil. Daum'un zil takıp oynamasına bakılırsa, bazı şeyleri tahmin etmek mümkün. Yani en büyük rakibine gelen hocadan, Daum çok mutlu. "Aman bununla devam edin, doğru seçim yaptınız" diye keyiften dört köşe. G.Saray zaten karmakarışık. E, bir de bunların üstüne mart kongreleri var. Kongrelerimiz de takımları doğrudan ilgilendirir. Bu koşullarda tahmin yapmak zor. Denizli ile devam etseydi, F.Bahçe'yi tek kalem gösterirdim. Sakatların da iyileşip takıma dönmesiyle, Denizli geçen yıl olduğu gibi bu yıl da ekibini birinciliğe taşır, o çok heves edilen yüzbaşılığı kazandırırdı. Ama F.Bahçe yönetimi, olup bitenin farkına varmadı. Ya da yönetimin bir bölümündeki Denizli nefreti, ötekilere de sirayet etti.
* F.Bahçe'de "Mustafa Denizli gitti, dertler, disiplinsizlik, kaytarma dönemi bitti" havası hakim. Bütün F.Bahçeli yazarlar bu görüşü paylaşıyor.
Bunların hepsi palavra... Mustafa Denizli elinde bir yıllık çalışma dosyasıyla atv'ye çıktığında, "Meraklısı gelsin, incelesin" dediğinde, ortaya tek kişi çıkmadı. Devre arasında yayınlanan istatistiklere bakıyorum. 90 dakikanın bitiminden sonraki uzatma dönemlerinde en çok gol kazanan takım F.Bahçe. İşe bakın, hem az çalışacaksın, kondisyonsuz olacaksın. Hem de 90 dakikanın sonunda gol atacak kadar, ayakta kalacaksın. Adama popoyla gülerler. Bunlar Denizli düşmanı yöneticilerin ve Denizli düşmanı F.Bahçe yazarlarının yarattıkları hayali dünya. Yer yerinden oynuyordu "Denizli niye 3-5-2 oynatıyor?" diye. Şimdi gelen hocaya bakın, 3-5-2den başka bir şey oynatmamış hayatında. Peki nerde 3-5-2ye kızanlar?
Sezon başında Ümit Özat transfer edildiğinde "Fener-bahçe liberosuz oynayacaksa, niye libero alıyor?" diyen bir kişi çıktı? Ben.
Ümit Özat'ın transferine ses çıkarmayanlar, 3-5-2 diye Denizli'ye saldırdılar. Neden? Çünkü, liberoyu Başkan alıyor. Başkan'a saldırmayı da gözleri almıyor. İşte F.Bahçe'nin içi bu.
İyi ki kongre yakın
Galatasaray'daki idari krizlere bir yenisi daha eklendi. Sportif Direktör Mete Razlıklı, Antalya kampına hiç kimseye sormadan yabancı bir futbolcu getirdiği için, futbol şube sorumlusu Abdurrahim Albayrak tarafından kamp kadrosundan çıkartıldı.
Şimdi G.Saray'da sıkıntı çok. Yani Mehmet Cansun ile Fatih Altaylı'nın öpüşmeleri, sıkıntının sona erdiği anlamına gelmiyor. Fatih Altaylı'nın sorumlu bir G.Saraylı olarak, ligin bu kritik anında takımı kötü etkileyecek olaylardan kaçındığını gösteriyor o kadar... Yani G.Saray'ın talihi, kongrenin çok yakın olması. Uzun dönemde bir kongre olsaydı, bu kokuşmuşluğa tahammül edilemezdi. Sanıyorum kongrede herşey G.Saray üyelerine anlatılacak. Bu bakımdan bugün ortaya çıkan küçük tablolar beni şaşırtmıyor.
Mete Razlıklı uzun zamandan beri G.Saray'da pürüz isimlerden birisi. Hakkında bir yığın şey söylendi. Hatta Jardel olayında hatırlayacaksınız, Jardel işi "Benden açıktan para istiyor, bu iş ondan uzuyor" demeye kadar getirdi. Şimdi yabancı futbolcu transferlerinde aracıların, ki bunların içinde teknik direktörlerin olduğu düşüncesi de şiddetle yaygın, (En son Samet Aybaba dile getirdi) şimdi nerden çıktığı belli olmayan birtakım adamlar birtakım kulüplere getirildiği zaman, insan komisyonu düşünmeden edemiyor. Galatasaray'a futbolcu bulmak Mete Razlıklı'nın işi değil. Mete Razlıklı, adı daha önce komisyon işlerine karışmış, bir maaşlı yönetici. Şimdi Mete Razlıklı adam bulmuş, getirmiş. Hadi bakalım iyiniyetli ol. Aslında Razlıklı ile Galatasaray'ın ilişkilerinin uzun zaman önce açığa çıkarılması ya da kesilmesi gerekirdi. Albayrak'ın tavır alması haklıdır. Kendi konusundaki bir işe, görevi olmayan birisi müdahale etmektedir. Öte yandan da haksızdır. Çünkü, G.Saray'da kimin ne yaptığını zaten kimse bilmemektedir.
Cimbom'a golcü lazım
Galatasaray sürekli bir sirkülasyon içinde. Gidenler ve gelenler bitmiyor. G.Saray'ın takviyeye ihtiyacı var mı?
Her takımın takviyeye ihtiyacı vardır. Real Madrid ile Manchester United'ın bile. İyi futbolcu getirebilirsen, her takım takviye yapar. Parası olan; parası olduğu oranda takviye yapıyor. Altaylı'nın dilinden düşmeyen bir laf var: "Bu yönetim 30 milyon dolar ödedi." Peki kardeşim, cebinizden mi ödediniz bu parayı, hazine mi buldunuz, loto mu yakaladınız? 15 tane futbolcunu satarsan, ben de 30 milyon dolar öderim. Yani satılmasını eleştirdiğim anlamı çıkmasın bu sözlerimden. Ama durum bu işte. G.Saray'ın öncelikle golcüye ihtiyacı var. Serkan da Ümit Karan da, Samsun ve Gençlerbirliği'ndeki performanslarının 10'da birini Galatasaray'da gösteremediler. Hani oyuncu yaratan Lucescu var ya, o Galatasaray'da. Beşiktaş, kaleci bulmak için bugüne kadar 70 kaleci getirdi. Aynı şeyi G.Saray'ın yapması lazım. Ama golcü de yok zaten. Olanı almak için de 10 futbolcu daha satmak lazım.
|
|
|
|