|
|
 |
Uçurumun kenarında
Odamın bir duvarında asılı duran bir poster var. Fransızlar'ın unutulmaz yıldızı David Ginola'nın resmi üstünde İngilizce olarak, "If racisim wins sport loses" yazılı... Yani, "Irkçılık kazanırsa spor kaybeder..."
***
1998 Dünya Kupası finalinin başlamasına birkaç saat kala sara nöbeti geçiren Ronaldo maç listesinden çıkartılmıştı. Bunun üzerine Nike yetkilileri devreye girip, "Ne olursa olsun oynamalı" diye baskı yapınca Brezilyalı yıldız, dağıtılan listede adı olmamasına karşın sahaya çıkartıldı. Brezilya, futbolu herşeyin üzerinde gören ülke, o gün paranın gücüyle karşılaştı. Aslında tüm isim haklarını 400 milyon dolar gibi bir ücrete sattığı andan itibaren artık eski Brezilya değildi...
2002 Dünya Kupası elemelerinde dikkatlerden kaçmadı Brezilya'nın hali... Zar zor final hakkını elde ettiler. Ama bizce tablo bu kadar basit değildi... Brezilya gibi oynamamış ve 6-0, 7-0 yenebileceği rakiplere bile yenilmişlerdi... Neden peki?
Yanıt, bir komplo teorisi gibi gelse de ortadaydı... Brezilya'nın o grupta yapacağı her maça dünyanın her köşesindeki binlerce müşterek bahis şirketinden milyarlarca dolarlık bahis oynanıyordu... Brezilya'nın galibiyeti bütün bahisçiler tarafından doğaldı... Ama ya yenilgiler?
O zaman kazanan, hem de inanılmaz paralar kazanan bahisçiler oluyordu... İnternette bugün Türkiye dahil dünyanın dört köşesinde bahis oynanıyor. İsteyen, istediği kadar para yatırıp, futbol dahil birçok spor dalının bahsini oynuyor...
Konuya uzak olanlar için biraz açalım... Örneğin Patagonya Ligi'nin son haftalarında düşmesi kesinleşmiş bir takımla, 3. sıradaki takım karşılaşıyor. Maç da 5. sıradaki takımın sahasında. Bütün bahisçiler bu kolay maç için evsahibi takıma oynayabilirler. Ama bahis miktarları çok artar da, organizatörleri zorlayacak duruma gelirse ne olur? Organizatörler, evsahibi takımın kazanmaması için bir takım işlerin içine girerler... Örneğin evsahibi takımın kalecisine para verilip gol yenmesi sağlanabilir... Maç, kimsenin tahmin edemeyeceği şekilde, evsahibinin puan kaybıyla biterse binlerce bahisçi, milyonlarca dolar kaybeder...
Organizatörler kazanır...
***
Konu şimdilik çoğumuza uzak. Ama inanın tehlike çok büyük... "Türkiye'de böyle şeyler oluyor mu?", derseniz... "Türkiye'de hangi alanda hangi yolsuzluk yapılmıyor ki?" deriz... Gollerin ne kadarı gerçek, ne kadarı sahte anlamak güç... Sadece herkesin bildiği şeyler var... Dürüst ligler belli... İngiltere, Almanya, Fransa, birçok Kuzey Avrupa Ligi önlemlerini en sert şekillerde aldılar. İtalya'da 20 yıl önce Paolo Rossi dahil birçok yıldız bahis işine karıştıkları için aforoz edildi, Milan küme düşürüldü...
Bu sinsi hastalığa karşı Türkiye ne yapıyor? Kapıları sonuna kadar açık, bekliyor... Tehlike sadece bahis de değil... Oyuncu transferlerinde dönen sahtekârlıklar, komisyonlar... Yöneticilerin kulüp amblemlerinin ardında yaptıkları binlerce iş, televizyon yayın hakları, seçimler ve sayarken bile insanı üzen binlerce futbol dışı faktör...
Futbolu öldürüyorlar... Gerçekten futbolu seven, "yarışmacılığın" değil de, "sporun" peşinde olanlar bunu görüyor... Ama ruhunu "paraya, güce, koltuğa" satanlar için bu tehlike değil, sadece ve sadece silah...
FIFA ve UEFA, futbolun patronları... "Fair Play" dediler, "Temiz oyun" dediler, "Centilmenlik kazansın" dediler... Ama o kadar çok sponsoru, şirketi, futbolu, kısacası parayı işin içine soktular ki, şimdi toparlayamıyorlar... Futbol, insanoğlunun tutkuyla bağlandığı, gelmiş geçmiş en görkemli oyun, paranın gücü karşısında diz çöktü...
Hiçbirimiz farkında değiliz, ama futbol artık uçurumun kenarında...
|
|
|
|
