Çalışma ve Sosyal ve Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan'ın telefonunu dinlenmesi ile ilgili yazım üzerine dün sabah İçişleri Bakanı Rüştü Kazım Yücelen aradı... Önce bu sütunla ilgili iltifatlarını iletti, ardından telefon dinlenmesi konusuna geldi...
Bunun insan haklarına aykırı olduğunu, insanın en temel hakkı olan haberleşme özgürlüğüne darbe anlamına geldiğini belirten İçişleri Bakanı, "Sevgilinizle, eşinizle çok özel konuları konuşuyorsunuz, bir başkası sizi dinliyor... Buna katlanmak mümkün değil" dedi ve ekledi:
Ancak, teknik gelişti artık telefonlar Sayın Yaşar Okuyan'ın dediğinin aksine cızırtısız dinleniyor; bilgisayarla... Bakan olduktan sonra Emniyet Genel Müdürlüğü'ndeki İstihbarat Daire Başkanlığı'nı ziyaretim sırasında dinleme bölümünü de gezdim ve gördüm...
Önde 8 bilgisayar, arkada dev bir ana bilgisayar... Dinlenecek telefondaki konuşmalar bu bilgisayarların aracılığı ile teybe alınıyor.. Tabii ki bu yasal yollardan izin alındıktan sonra yapılıyor..."
Peki; o merkezde bulunan kişiler yasaları çiğneyip istedikleri bir numarayı dinleme imkânına sahipler mi? Bakan Yücelen'in verdiği bilgiye göre bu imkânsız... Buna rağmen yapsalar dahi, sadece müfettişlerin kontrol edebildiği, döküm alabildiği arkadaki ana bilgisayar bu dinlemeyi hemen ortaya çıkarıyor...
İçişleri Bakanı, bu bilgileri verdikten sonra, Yaşar Okuyan'ın telefonunun dinlenmesi olayı ile ilgili bakın neler söyledi:
"Haberi gazetede gördüğüm sabah Yaşar Okuyan'ı arayıp sordum:
- Hayrola Sayın Bakan? Nedir bu iş?
- İşte...
- Cumhuriyet Savcılığı'na başvurdunuz mu?
- Hayır!
- Beni aradınız mı?
- Hayır!
- Peki telefonunuzun dinlendiğini nasıl anladınız?
- Gazeteci Şamil Tayyar'la konuşuyordum birden telefonda cızırtı oldu... "Herhalde bizi dinliyorlar" diyerek dinleyene küfrettim...
- Bu ne zaman oldu?
- 15 gün kadar evvel..
- Peki neden o gün sustunuz mu, bugün konuştunuz..
- ....!"