kapat
07.01.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 İSTANBUL
 NET YORUM
 HYDEPARK
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 GOOOOL
 DİYET
 TATLILAR
 SAMANYOLU
 CİNSELLİK
 TELE ŞAMDAN
 PAZAR SABAH
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 

Erkekler filminde kadınlara yer yok

Amerikan sinemasının iyi bir örneği Son Kale... Askerlerin ölümüne neden olan generalle cezaevi müdürü arasındaki ölümcül mücadele. Kaçırmayın

İşte Amerikan sineması deyince sevdiğimiz hemen her şeyi (ve de sevmediğimiz birkaç şeyi) içeren parlak, etkileyici, hatta görkemli bir film...

Amerikan ordusunun onuru, üç yıldızlı general Irwin, başarılarla dolu kariyerinin sonlarında, karıştığı son sıcak savaşta adamlarının ölümüne neden olan yanlış kararı nedeniyle yargılanmış ve hüküm giymiştir. Yollandığı askeri cezaevinde, disiplini kendi yöntemleriyle sağlamaya kararlı müdür Albay Winter'la takışacak ve iki adam arasında ölümcül bir savaşım başlayacaktır.

SAVAŞÇI, CESUR VE SERT

"Son Kale" tam Amerikan tarzı bir "erkekler filmi". Kadınların hiç yer almadığı bu dünyada, zor koşullar altında bir komün hayatı yaşamak zorunda olan, hepsi savaşçı, cesur, sert kişilikli bir erkekler grubu ve liderlik, yönetim, insanlık ve sorumluluk temaları etrafında dönen amansız bir çatışma...

Film, dengelerini çok iyi kurmuş. Albayın yönetimi, bu zor iş için ideal gözükebilir, ama insanın özünü oluşturan onur, sevgi, yardımlaşma gibi kavramları çiğneyip geçiyor. Hayatını orduya adamış, bu uğurda ailesini bile ihmal etmiş olan general ise, elbette milliyetçi, giderek militarist bir zihin yapısına sahip. Ama, onun temsil ettiği belki biraz arkaik değerler, müdürün pragmatik, ama insanın özüne ters düşen tavrı yanında öne çıkıyor ve insan birden kendisini askeri ve militarist bir kişiliği alkışlarken buluveriyor!..

YÖNETMEN ASKERMİŞ

"The Contender-Zirve Mücadelesi" adlı siyasal filmle tanıdığımız Rod Lurie, meğerse asker kökenliymiş!.. Belki filmin başarısında bunun da etkisi var.

Eski kurt Robert Redford, evet, yaşlanmış. Ama onu artık, eski parlak günlerini düşünmeden, kendisini iyi korumuş bir yaşlı adam, üstelik çok da iyi bir oyuncu olarak kabul etmek gerekiyor. James Gandolfini ise bu ilk önemli sinema rolünde gerçekten göz kamaştıran bir oyunculuk gösterisi sergiliyor ve belleklerden çıkmayacak bir "kötü adam" yaratıyor.

ARAMIZA HOŞGELDİN, SİTE SİNEMASI

Sinemayla ilişkili anılarımızda önemli bir yer tutardı, Osmanbey Site Sineması... 1957-58'lerde açılmış, en güzel filmleri göstermiş, bir dönemde suareden önce İlham Gencer'in sunduğu "show-reklam"larla, TV'siz Türkiye'de bir çığır açmıştı. Sinema yenilendi, modernleşti. Ama yaşamı çok kısa sürdü. "Cesur Yürek"in galasından birkaç gün sonra yanıp kül oldu. Ve o "Cesur Yürek" afişi, yıllar boyu eskiyip yıpranarak caddeye baktı durdu, bize bu faciayı hatırlattı.

Şimdi Site yeniden doğdu. Tam beş salonluk modern, çağdaş bir kompleks olarak... Ve biz, eski bir dosta kavuşmuş gibi olduk. "Yeni yaşamın uzun ve mutlu olsun Site" diyoruz.

SON KALE

(The Last Castle) ***

* Yönetmen: Rod Lurie

* Senaryo: David Scarpa, Graham Yost

* Görüntü: Shelly Johnson

* Müzik: Jerry Goldsmith

* Oyuncular: Robert Redford, James Gandolfini, Mark Ruffalo, Steve Burton

* DreamWorks (UIP) yapımı.

Çekimler hoş GERİSİ BOŞ

Irkçılığın hüzünlü yüzünün ele alındığı Erkeğin Gözyaşları adlı film yönetmen Sally Potter'in hiç de düşünmediği bir şekilde sürekli bir gülme duygusuyla izleniyor. İyi bir kadro, görkemli bir fiyasko...

Sally Potter'in "Tango Dersi" filminden nefret etmiştim. Birçok kimsenin tersine... Bu İngiliz yönetmenin yeni filmi, hakkındaki tüm şüphelerimi doğruladı. Ne yazık ki!..

SUZIE'NİN ÖYKÜSÜ

1927'lerin Rusya'sında yönetim tarafından baskı gören Yahudiler arasında başlıyor film. Ve babası ABD'ye giden Suzie adlı bir küçük kızın yaşam öyküsünü izliyor. Suzie, ülkeden kovulan Yahudi ailelerin peşine takılıp önce İngiltere'ye gidiyor. Orada eğitim görüyor, güzel bir genç kıza dönüşüyor. Bir dans grubuyla gösteri yapmak üzere gittiği Fransa'da ise İkinci Dünya Savaşı patlak veriyor ve Suzie, zulmun ve ırkçılığın yeni yüzleriyle karşılaşıyor.

Aslında hüzünlü olan ve de olması gereken film, ne yazık ki yönetmeninin hiç de düşünmediği sürekli bir gülme duygusuyla izleniyor. Dramatik olması gereken komik olana dönüşüyor. Cate Blanchett'in hoppa Rus kızını, John Turturro'nun faşist İtalyan tenorunu, yakışıklı oyuncu Johnny Depp'in "ağlayan çingene"sini görmeden inanamazsınız. Aslında görünce de inanmıyorsunuz zaten!..

Bunca yıldıza, aslında ilginç bir konuya ve kimi hoş çekimlere karşın bu olayı bir fiyaskoya dönüştürmek, Sally Potter'in tek başarısı olmuş. Bravo!..

ERKEĞİN GÖZYAŞLARI

(The Man Who Cried) *

* Yönetim ve senaryo: Sally Potter

* Görüntü: Sacha Vierny

* Müzik: Osvaldo Golijov

* Oyuncular: Christina Ricci, Cate Blanchett, Johnny Depp, John Turturro, Harry Dean Stanton

* Fransız-İngiliz ortak yapımı.

Zenci gençlere yükselme yolu

İşte bunca filmin kafamıza sokamadığı bir kültür, yani beyzbol oyunu üzerine bir film... Ama Allah'tan başka yönlerden de ilginç ve sonunda insanı belli ölçüde doyuran bir kıvama ulaşıyor.

Hayatını spor üzerine bahisle kazanan amansız kumarbaz ve serseri Conor O'Neil, ölümüne borçlandığı bir sırada, bir öneriye evet demek ve yoksul bir semtteki zenci veletlerinden oluşan bir beyzbol takımına "koçluk" yapmak zorunda kalıyor. Bu arada, çocukların güzel öğretmeniyle de tanışıyor ve hem takımı başarılı kılmak, hem de kendi özel yaşamını düzeltmek için bir fırsata kavuşuyor.

"Sonuna Kadar" bizlere Amerikan tarzı yaşamın kimi ilginç yüzlerini gösteren bir film. Bir yandan, etraflarını çeviren suç ve şiddet akımına karşı çok az çıkış yoluna sahip olan kara derili çocuklar... Çıkış yolları ya spor (beyzbol, boks ya da basketbol). Ya da müzik... Başka hiçbir kurtuluş umudu yok...

Ama öte yandan, Amerikan yönetimlerinin bu alana yaptığı yatırım ve kamu kaynaklarının zencilerin yaşam koşullarını iyileştirmek için seferber edilmesi de ilginç. Gerçekten de, durum acı ve umutsuz, ama toplumun yardım ve destek eli de o ölçüde güçlü. Darısı, diyelim ki sokak çocukları konusunda Türkiye'nin başına...

İlk yarıda beyzbol üzerine yoğunlaşan ve klişelerle yürüyen film, finale doğru yoğun bir duygusallığa bürünüyor. Ve dayanılmaz bir hüzün tonuyla sona yaklaşıyor.

ABD izleyicisinden gördüğü büyük ilgiyi herhalde bizde görmez, ama sanırım özellikle spor ve de Keanu Reeves sevenlerce rahatlıkla izlenebilir.

SONUNA KADAR

(Hardball) **

* Yönetmen: Brian Robbins

* Senaryo: John Gatins

* Görüntü: Tom Richmond

* Müzik: Mark Isham

* Oyuncular: Keanu Reeves, Diane Lane, John Hawkes, D. B. Sweeney

* Fireworks Pictures yapımı.



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır