Yeni yılınız ışıklı olsun
İnsanlar sürekli bebek olarak kalıyor: Nasıl bir bebek karnı tok, altı kuru, sırtı pek, yatağı sıcak ve sancısı yokken gülüyorsa, yetişkinler de aynen öyle.
Herşeyden önce beslenmesini, barınmasını ve ısınmasını sağlama almak zorunda.
Eğer koşullar tamam değilse, insanların yüzü gülmüyor.
Başlıyor huzursuzluklar. Hava da bu koşullardan biri.
Günlerden beri yağmur yağması ve güneşin yüzünü göstermemesi birçok kişiyi canından bezdirdi.
Sabahları yataktan yorgun kalkıyorsunuz; sanki kalkmanın ve dışarı çıkmanın hiçbir anlamı yokmuş gibi geliyor size.
Dışarıda camlara yaslanmış gri ve kapanık bir hava.
Bir isteksizlik kaplıyor içinizi; herşeye karamsar bakıyorsunuz.
***
Bu yüzden ben kimseye bugünlerde "yeni yılınız kutlu olsun!" demiyorum.
"Yeni yılınız ışıklı olsun!" dileğini yineliyorum durmadan.
Dilerim sizin de yeni yılınız ışıklı olsun.
Hem sadece hava bakımından değil.
Dilerim Türkiye'de daha az kavga, daha çok barış yaşanır.
Çünkü gelecek yılbaşını hangimizin göreceğini hiç kimse bilemez. Hiçbirimizin elinde yaşam garantisi yok.
O zaman niye durmadan birbirini yıpratıp duruyor insanlar.
Dünya yüzündeki kısa konukluğu niye birbirleri için cehenneme çevirmeye çalışıyorlar?
***
Aslında herşey bir ölçek meselesi.
İnsanoğlu gerçek boyutunu bildiğinde, hırsları da giderek azalıyor.
Bilim adamları dünyada iki canlı formunun yaşadığını söylüyorlar: Bakterilerle mantarlar ve bitkilerle hayvanlar.
Bildiğiniz gibi biz ikinci gruba giriyoruz: Dünyadaki canlı türünün memeli grubuna dahiliz.
Ama Discovery Channel'da yayınlanan bir belgesele göre bilimadamları 4 milyar yıl önce dünyayı kaplayan zehirli gazlar ve fokur fokur kaynayan sular içinde başka bir yaşam formuna ait hücreler olduğunu bulmuşlar.
Düşünün 4 milyar yıl önce.
Herhalde 200 milyon yıl önce yaşayan insan da geçici hırslar ve kavgalarla tüketiyordu ömrünü.
Birbirini yemeye çalışıyordu.
***
Evrenin bildiğimiz bölümünde başka canlı olmaması tamamen dünya yuvarlağının iklim koşullarıyla ilgili.
Eskiden dünyada da yaşam yoktu.
Küre zamanla canlıların yaşayabileceği eksi 40 artı 40 derece ortalamasına geldi.
Kendimizi kışın ısıtıp yazın serinleterek bu duruma uyum göstermeye çalışıyoruz.
Güneş yüzünü göstermeyince de hayata küsüyoruz.
Eğer küremiz birazcık daha ısınır ya da soğursa yaşam olanağımız kalmaz.
Bunun için boş verin kavgayı. Yaşadığımız sürece dünyayı birbirimiz için daha yaşanılır bir yer kılmaya çalışalım.
Yeni yılınız ışıklı olsun.
|