Silüet
1956 yılında, Londra duvarlarında yer alan bir afişte, zamanın İngiliz Başbakanı'nın ağzından, "Gölge Kabine"nin başbakanına atfen şu sözler yer alır:
"Tuhaf, ben gölgemin daima arkamda olduğunu sanırdım!.."
Karikatürize edilen hadisenin açılımıysa, şöyledir:
1956'da yaşanan Süveyş Buhranı, İngiliz Başbakanı Anthony Eden ile "Gölge Kabine"nin Başbakanı, İşçi Partisi lideri Gaitskell'i karşı karşıya getirir...
İşçi Partisi lideri Gaitskell, İngilizler'in Süveyş'i işgaline karşı çıkar...
Hükümete karşı, kuvvetli muhalefet yapar...
GÖLGE KABİNE
Ve...
"Gölge Kabine"nin sıcak nefesini enselerinde duymalarını sağlar. Demokrasilerde, iktidar kadar muhalefet görevinin de şerefli ve ülke yönetimi açısından, bugüne ve geleceğe dönük sorumlulukları olduğunu hatırlatır.
Muhalefetin, inandığı doğrular uğruna, iktidarı, alınan kararları paylaşması gerektiğini anlatır...
Bu anlamda muhalefetin, İngiliz Başbakanı Eden'a, "Tuhaf, ben gölgemin daima arkamda olduğunu sanırdım" dedirtecek ölçüde yaptığı etkili muhalefet, doğrudur...
Olması gerekendir...
11 BAKANLI KABİNE
ANAP lideri Mesut Yılmaz'ın, daha etkili icraat yapabilmek amacıyla açıkladığı ve içinde hükümetteki bakan sayısını da azaltmayı öngören açıklamaları için müspet birkaç satırdan başka ne söylenebilir...
Ki...
IMF, Ankara'dan başlangıçta, 15 bakanlı, dinamik bir kabine istiyordu. Ankara, 7 koltuk için kampanya açtı. Başbakan Bülent Ecevit, koalisyon ortaklarıyla görüşünce, bu sayıyı 22 bakanlı bir kabineye çekti...
Türkiye'nin üye olmak için çaba gösterdiği, AB ülkelerinde bakan sayısı 10'u geçmezken, Türkiye neden 20'nin altına bile inmeye çekiniyor, anlaşılır bir şey değil...
Bugünkü kabinede 36 bakanlık var...
Bunlardan 18'i Devlet Bakanı...
AB'de ve ABD'de genel müdürlük sıfatı bile taşımayan bu yerler bizde, büyük bir bakanlık olarak karşımıza çıkıyor. Ankara terminolojisinde bu bakanlıklar, icracı, yani iş yapan bakanlık olarak adlandırılıyor...
Rahmetli Turgut Özal, sağlığında Türkiye'yi 11 bakanın idare edebileceğini söylemişti...
Ama, bu iddiasını gerçekleştirmeye ömrü yetmedi...
Dünyanın en yüksek verimliliğe ulaşmış ülkeleri Fransa, Almanya, Japonya, ABD 12 ya da 14 bakanlıkla yönetilirken...
Türkiye'nin 36 bakanla yönetilemiyor olmasını anlamak mümkün değil...
IMF, şimdilik kaydıyla, bu sayının 21'e inmesini onayladı...
MAJESTELERİNİN MUHALEFETİ
Bu bakımdan...
Koalisyona giren her partinin, bir düzine bakanlığı sırtlayıp, koltuk kalabalığı yapması yerine...
Batı'da olduğu gibi, nefesini iktidarın ensesinde hissettiren bir "Gölge Kabine" kurulması daha doğru olmaz mı?
1990 yılının Ekimi'nde de, SHP Genel Başkanı Erdal İnönü, etkin bir muhalefet yapmak amacıyla, 30 gölge bakandan oluşan bir "Gölge Kabine" kurduğunu açıklamıştı.
Fakat, kendi partisinin içine hakim olamadığından, gölge kabinesi ile nefesini hükümetin üzerinde hissettirememişti. "Majestelerinin muhalefeti"nin o nefesi, zaten pek parti içinde de hissedilmemişti!..
Yılmaz da, geçmişte, hükümeti yakından izlemek için, böyle bir gölge kabine oluşturmuştu...
ÇİFT VİTESLİ HÜKÜMET
Oysa...
İktidara alternatif olup, hatalara anında müdahale ederek, ilerde meydana gelecek bir "kaos"u önlemek kadar, muhalefete yakışan bir şey olamaz; demokrasinin işlerliği bakımından.
Nasılsa, koalisyonu oluşturan partilerin hemen hepsinde bakanlık deneyimi olan milletvekilleri var...
Kabinedeki sayı düşünce, taze deneyimliler de buna katılacak...
ANAP, MHP ve DSP bu anlamda birer "Gölge Kabine" oluştursa, hükümeti takviye eden projeler geliştirse, hataları anında görüp eleştirse fena mı olur?
Böylece oluşacak "çift vites"li hükümetin, sorunları daha kolay aşacağını zannediyorum...
İktidarı oluşturan siyasi partilere üye milletvekillerinin, "Neden gücümüzden taviz verelim" tavrından da hızla uzaklaşıp, çağın gereğini yerine getirmesi gerekiyor...
Türkiye'nin silkelenmesi için bu şart!
|