Japon gelini Kuni Nakazono'nun sinsi planı!
Japonlar yiğitlerimize bir dadanırsa önünü alamayız.. Kuni Nakazono bir öncü.. Başarılı olursa arkası gelecek.. Aman diyeyim, genlerimize sahip çıkalım, oyuna gelmeyelim.. Binlerce yiğidimizi evlilik marifetiyle telef ederiz..
Ben sana ne diyeyim Japon kızı Kuni Nakazono? Kocasız kalasın.. "Erkek! Erkek!" diye inleyerekten telgraf direklerine tırmanasın.. Paranı pulunu "Kısmet açma büyüleri" için budist rahiplere yediresin..
Her biri doğuştan asker olan; doğal olarak at üzerinde doğup at üzerinde ölmeleri gerekirken imkansızlıktan Şahin arabayla gezen bunca yiğidimizi rezil ettin ya! Tapındığın Budha seni nasıl biliyorsa öyle yapsın..
***
Japonların TRT'si sayılan bir Nippon TV var.. Oranın Memedalisi de Denpa Shonen adında biri..
Reytinglerin suyunu çıkarmaya azmettiğinden tutmuş "Kim bir Türkle evlenmek ister?" diye ortaya kıtır atmış.. Bu Kuni Nakazono "Ben isterim.." diye ortaya çıkmış..
- "Git kendine Türk koca bul.." diye yallah edip İstanbul'a göndermişler.. O da yememiş içmemiş; bir Topkapı'yı, bir Akmerkez'i gezmeden koşup gazetelere ilan vermiş..
- "Ben bir Japon kızıyım.. Memlekette evim var, arabam var, gelirim var.. Üstelik bakire olduğumdan çekirdeksiz üzüm sayılırım.. Bana bir Türk koca gerek.."
Gazetede böyle bir ilanı okuyan yiğitlerimiz ne yapsın? Çoğunun açlıktan gözü dönmüş.. Taşı sıksalar suyunu çıkartırlar ama iş yok ki sıkacak taş bulsunlar.. Meslek yok ki marifet göstersinler..
Görünüşe aldanma..
Mecburen Japon Konsolosluğu'nun önüne yığılacaklar, yüzlerini karartıp "Abla beni al.. Beni al.." diye yalvaracaklar..
Yalvardıkları da bir şeye benzese bari..
Bu Kuni Nakazono nam Japon kızının gazetelerde çıkan fotoğrafına aldanmayın.. Fotoğrafı cepheden çekildiği için suratı ay mehtabı gibi parlak çıkmış..
O sebepten fotoğrafları "Aslını bilmezsen tasvirin n'ola? Giydiğin fes emanet, gömlek elin.." hesabı adamı yanıltır..
Bir TV programında gördüm kızı.. Eciş bücüş birşey.. Sanki bütün kemikleri hilkatten eğri monte edilmiş.. Allahın gücüne gitmesin ama kız resmen imalat kaçağı..
Japon kızının dest-i izdivacına talip olan yiğitlerimizi sorarsanız herbiri aslan parçası.. Aralarında kafası hafif bombeli olanı, boydan züğürt olanı da var ama kısm-ı umumisi küçük orta pehlivanı kesimli..
Hal böyleyken dizilmişler Japon kızının karşısına.. Organizatör olacak deyyus da "kızımız bunları karıştırmasın" diye boyunlarına birer numara asmış.. O vaziyette esas duruş gösterip, garip garip bakıyorlar..
"Lan arkadaş, bu tiyatro nereden çıktı?" diye kıllanıp, olayı gurur meselesi haline getirecek vatandaşlarımız için de tedbir düşünülmüş..
***
Güya bu kızın hayali bir Türk genci ile evlenebilmekmiş..
Oradan yemliyorlar bizi.. Kuni Nakazono'nun cilasını da "Bugüne kadar eline erkek eli değmemiş.." diyerek atıyorlar..
Bre nabekarlar! Bu kıza erkek eli değmemesinden daha normal birşey var mı? 65 IQ'nun üzerindeki herhangi bir erkek gidip de buna el değdirir mi?
Yüzyirmibeş milyon nüfuslu koca Japonya'dan bu kıza el değdirecek bir gönüllü çıkmadıysa "Acaba sebebi ne ola?" deyip, insan biraz düşünmez mi?
Ayrıca Japon kızı dedin mi biraz duracaksın.. Kelle hesabına vursan el değdirmeye müsait kaç kız çıkar, diye..
Tokyo'yu da gördük..
Bir tarihte Tokyo'ya gitmiştim.. İşlerden çok bunalmış, gazete içinde onu bunu dalamaya başlamıştım.. Dünya durdukça başımızda durası amirim Zafer Mutlu gazete içindeki arkadaşlık ortamını korumak için;
- "Sen bir tatile çık.." dedi..
Adres, tarif de vermedi.. Nereye gidersem gideceğim yeter ki gözünün önünden kaybolayım.. Öyle yıldırmışım ki milleti "Uzaya çıkacağım.." desem Terzi Hayri'yi çağırıp astronot kıyafeti diktirecekler..
O akşam tesadüfen televizyonda "Şogun.." dizisini seyrettim.. Ertesi gün Tokyo'ya gideceğimi deklare ettim..
Benim Tokyo tatilim, hayatımın en büyük hayal kırıklıklarından biridir..
Beş yıldızlı Okura otelde kalıyorum.. Geziyorum, tozuyorum lakin gelin görün ki içimde birşeyler eksik.. Huzursuzum..
Sonradan farkettim ki oniki milyonluk Tokyo'da eli yüzü düzgün bir Japon kızı yok.. Kime bakıyorsam yerden kesme.. Bacaklar parantez.. Sıfatlar kırış buruş.. İçim ondan kararmakta..
***
Ginza diye bir caddeleri var.. Bizim Bağdat caddesine, Nişantaşı'na muadil.. İnat etmişim, illa ki güzel bir Japon kızı göreceğim.. Sabah akşam bu caddede gezinip kafelerde oturuyor, gelenin gidenin seyrine duruyorum..
Yok! Yok! Yok oğlu yok!
Bunalımlara girdim.. Tabii o zaman Japonların hallerini bilmiyorum.. Öğrendiğim de şu..
Bu Japon milletinin ada dışına açılması nereden baksan 150 senelik iş.. Ondan evvel uluslararası alanda yoklar.. Yani diğer kavimlerle karışıp, halleşmemişler..
Melezlik olayı en dip noktada..
Sığır besicilerinden, davar yetiştiricilerinden biliyorum.. Melezlik, yani iki farklı cinsin karıştırılması ırkı ıslah ediyor.. Japonlar ise çiftleşme işinde kuvveti kendi cinsinden olanlara vermişler..
O yüzden oğlanlar yılbaşı çamı gibi bodur, kızlar onlardan daha bodur kalmış..
Haaa! Diyeceksiniz ki kartpostallar görüyoruz, geyşalı filmler seyrediyoruz.. Oralarda gördüğümüz huri kesimli kızlar ne iştir?
Onların çoğu ya Çinli ya da başka çekik gözlü milletlerden ithal..
Koca Hollywood yapımcıları bile arayıp taradılar, Japonya'da babayiğit kesimli birini bulamadıklarından "Sevgi insanı John Wayne"nin gözlerine sürme çekip filmde Kubilay Han kılığına soktular..
Bu evlenme işinde de bir iş var..
Bunlar "yurdum insanını damızlık olarak kullanıp, Japon ırkını ıslah etme planları yapıyor" gibi geliyor bana..
|
