kapat
26.12.2001
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 İSTANBUL
 NET YORUM
 HYDEPARK
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 GOOOOL
 DİYET
 TATLILAR
 SAMANYOLU
 CİNSELLİK
 TELE ŞAMDAN
 PAZAR SABAH
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
CHP ve Baykal

Türkiye'de siyasetin yarın nasıl şekilleneceği tartışılırken, CHP hem daha fazla dikkati çeken bir konuma geldi, hem de üzerindeki olumlu ve olumsuz soru işaretleri arttı.

Soru işaretlerinin önemli bir bölümü CHP'nin, DYP ile koalisyonu bozarak 1995 seçimlerine gidilmesine yol açtığına ilişkin yaygın kanaatten kaynaklanmaktadır. O dönemde, SHP ile CHP'nin, CHP çatısı altında ve oldukça sevimsiz görüntülerle yüklü birleşmelerinin ardından Baykal genel başkan olmuş ve DYP ile koalisyon bozulmuştu.

1995 seçiminden Erbakan galip çıktı ve Türkiye uzun bir kriz dönemine girdi. Fatura, koalisyonu bozarak seçime gidilmesine neden olan CHP'ye ve Baykal'a çıktı. CHP bu faturayı da 1999 seçiminde yüzde 10 barajın altında ve parlamentonun dışında kalarak ödedi.

Deniz Baykal, bugün kendi yurt gezilerindeki gözlemlerinin sonucu olarak CHP'nin "hızla yükselen" parti olduğunu söylüyor. Baykal'a göre, CHP'nin yükselişi bir süre sonra bütün ülke tarafından görülecek ve vatandaş "CHP geliyor" demeye başladığı zaman da siyasetteki en büyük çekim merkezi CHP olacak.

Deniz Baykal'ın, Türkiye'nin bugünü ve yarınına ilişkin görüşlerini uzun bir akşam yemeği süresince dinledik.

CHP lideri, Türkiye'nin yakın geleceğini tümüyle Avrupa Birliği üyeliği perspektifi üzerine oturtuyor: "1975'te Demirel, 1978'de Ecevit o günkü Avrupa Topluluğu'na girmeyerek Türkiye'ye çok büyük fırsatlar kaçırttılar. Bugün, 11 Eylül sonrasının koşulları içinde bu fırsat tekrar gelmiştir. AB üyeliğinin en yüksek getiri sağladığı dönem kaçmıştır, ama şu anda da Türkiye ne kadar geç girerse sağlayacağı yarar o kadar azalacaktır."

Baykal şunu da açık olarak söylüyor: Bugün IMF ile birlikte yürütülen ekonomik programı tam olarak uygulamaya devam etmek ve hangi hükümet gelirse gelsin 2004'e kadar tamamlanmasını sağlamak Türkiye için şarttır.

Baykal'a göre bu koalisyon da yorulmuştur, parlamento da yorulmuştur ve her ikisinin de yenilenmesi, her bakımdan faydalı olacaktır; ayrıca Türkiye'de zaten bir seçim dönemi dört yılı aşmamaktadır ve önümüzdeki martta bu parlamento üçüncü yılını dolduracaktır. Buna göre de, Meclis'in haziran ayında yasama dönemini tamamlamasının ardından, örneğin eylülde Türkiye seçime gidebilir ve bundan ekonomi ve yönetim zarar görmez. Tabii asıl koşul seçim ekonomisi uygulanmaması.

CHP'nin DSP'ye göre daha ağırlıklı bir ilgi odağı olduğunun işaretleri sık sık görülüyor. Ama şu anda CHP'yi iktidar adayı bir parti haline getirecek bir akımın ortaya çıktığını söylemek güç. Baykal'ın da acele etmeden, daha sessiz ve sakin bir bekleme döneminin ardından "harekete geçme" anını kolladığı anlaşılıyor.

CHP, Türkiye'nin temel siyasi partilerinden biridir ve tutarlı politikalarla, siyaset sahnesinde gerçek bir ağırlık sahibi olmalıdır.



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır