Memura bilet sattırmayın
Polis memurları isyan ediyor: Elimize 100'er adet 10 milyonluk konser bileti veriliyor. Esnaf geldiğimizi görünce kaçıyor. Nasıl baskı yaparım? Bu durumdan rahatsızlık duyuyoruz
Mydonose Showland, önceki akşam hıncahınç doluydu. Polisler, polis yakınları ve her kesimden yüzlerce insan akın etti, Yunuslar'ın 6. yaşgünü için düzenlenen ve geliriyle yine onlar için araç gereç alınacak olan geceye... Sibel Can ve Cem Yılmaz da sahnedeydi üstelik... Benzer bir etkinlik, 20 Ocak'ta, Abdi İpekçi Spor Salonu'nda düzenlenecek. Polis Binalarını Yaptırma ve Yaşatma Derneği'nin düzenlediği bu gecenin biletleri de, bir önceki gibi 10 milyon liradan satılacak.
Elde edilen gelir yine, polis teşkilatı için harcanacak. Belki çelik yelek alınacak nöbet tutan memurlar için; belki silah, suçlu kovalayanlara... Belki de, şehit bir memurun ailesine yardım edilecek... Yapılsın, edilsin, tabii ki... Buraya kadar sorun yok. Sorun; bir polis memurunun bize ve diğer basın kuruluşlarına yazdığı mektubun satırlarında gizli. Adını ve çalıştığı karakolu, "Amirlerim beni uçurur" diyerek açıklamayan bu polisin feryadı, kulak kabartılmayacak cinsten değil...
TEHDİT Mİ EDELİM?
Şöyle başlıyor bu polis memuru: "Emniyet teşkilatının hali ortada. Ücretlerimizin iyileştirilmesi için ne gibi girişimler yaptığınızı okuyoruz. Ama sonuç çıkmıyor. Ekonomik zorluk nedeniyle teşkilatımız, şimdi, ilçelerde kurulu 'Karakol Yaptırma ve Yaşatma Derneği' adı altındaki biletlerle bizi esnaftan para toplamaya çıkartıyor."
Ve, Türkiye genelindeki tüm polisleri kapsayan haklı şikayeti bu noktadan sonra dile geliyor: "Elimize 100'er adet 10 milyonluk konser bileti veriliyor. Esnaf geldiğimizi görünce kaçmak istiyor. Sertlik mi yapalım, tehdit mi edelim? Benim gibi birçok arkadaşım bu durumdan mustarip, rahatsızlık duyuyoruz. Esnafın hali ortada. Ben şimdi değil 10 bilet, 1 bilet bile almaya zorlanan kahveciye, büfeciye nasıl baskı yaparım?"
15 BİN BİLET SATILACAK
"Birçok arkadaşımızın bu işten utandığını biliniz. 20 Ocak'ta Zeytinburnu'ndaki Abdi İpekçi Spor Salonu'nda yapılacak 'Polis-Halk Elele' konseri için İstanbul'da 15 bin bilet satılması gerekiyormuş. Biliniz ki, içeri girdiğimizde her dükkan sahibi içinden birşeyler söylüyor. Biz tüccar değiliz. N'olur bu biletler sivil dernek yöneticileri tarafından satılsın. Polisin haline çok üzülüyoruz. Bizi anlayışla karşılayın."
İsmini açıklamadan sıkıntısını dile getiren bu polis memuruna hak vermemek elde değil. Polisin kapı kapı dolaşıp, seyyar satıcı gibi bilet satması da hoş değil. Çünkü onların görevi bu pazarlama işini yürütmek değil, halkı korumak, asayişi sağlamak.
Esnafın halini de görür gibi oluyoruz; söylene söylene aldıkları ve çekmeceye attıkları biletleri de. Manevi baskıyla alınan biletin maddi katkısı var tabii; ama insanlar resmi üniforma karşısında kendini mecbur hissettiği için değil de gönülden isteyerek elini cebine atsa... Daha iyi değil mi?
KULLANILAN YÖNTEM HATALI
Konuştuğum polis müdürleri de uygulamadan şikayetçi. Ama gelir getiren bu etkinlikler sayesinde maddi kaynak elde edebildiklerini söylüyorlar. Hatta daha ileri giderek, "Benzin, araba tamiri, karakol ihtiyaçlarını siz kimlerden sağladığımızı sanıyorsunuz? Eş, dost, tanıdıktan... Bölgemde özel bir üniversite var. Benzin ihtaçlarını oradan sağlıyorum. Ben ister miyim, elinde bilet polis memurlarını esnafın üzerine salmayı?" diyen bir polis şefi çaresiz kaldıklarını belirttiyor.
Ama biz zaten farklı kaynaklardan gelir elde edilmesini değil, bunun için kullanılan yöntemi eleştiriyoruz. Çözüm belki de, yine aynı polisin mektubunda gizli. "Biletleri, dernek mensupları satsın" diyor, bence doğru da söylüyor.
Bazıları, "Ya sahtekarlar türerse?" diye sorabilir... Doğru... Bunun da önüne, biletlere özel işaretler, hologramlar konularak geçilebilir. -Ya da başka bir yöntem düşünülebilir. Her ne olursa olsun, bu iş polis memuruna yüklenmemelidir.
Öte yandan İçişleri Bakanı Rüştü Kazım Yücelen'in polise davetiye sattırılması olayının incelenmesi için talimat verdiği öğrenildi.
Tayfun HOPALI
|