kapat
26.12.2001
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 İSTANBUL
 NET YORUM
 HYDEPARK
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 GOOOOL
 DİYET
 TATLILAR
 SAMANYOLU
 CİNSELLİK
 TELE ŞAMDAN
 PAZAR SABAH
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 

Savaştan yoruldum

Kuzey İttifakı askerleri tarafından esir alınan Rizeli Talha, hüzünlü öyküsünü Fransız dergisine anlattı: Türkiye'ye dönüp, farklı bir hayat yaşamak istiyorum
Cumaali yaylasında dört Pakistanlı'yla birlikte kaldığı yeraltı hücresinden çıkarıldığında, önce ışıktan kamaşan gözlerini ovuşturdu. Uzun sakalı ağarmaya başlamıştı. Sağ eli titriyordu. Takkeli başı öne eğikti. Lime lime olmuş gri ceket, yamalı pantolon vardı üstünde. Ayaklarında da deliklerinden parmaklarının çıktığı pis çoraplar ve plastik sandaletler... O, El Kaide'nin Afganistan'daki askerlerinden biriydi. Yere çömelip ısınmak için kendini güneşin ışınlarına bıraktı ve hüzünlü öyküsünü anlatmaya başladı... Fransız "Le Nouvel Observateur" dergisi Kabil yakınlarında Kuzey İttifakı askerlerince yakalanan Talha adlı Rizeli Türk'ü anlattığı röportajına böyle başladı. Ve daha sonra sözü Talha'ya bıraktı. İşte kendi ağzından Talha'nın Afganistan macerası...

13 KASIM'DA ESİR ALINDIM
Adım Talha. 42 yaşındayım. Türküm. 13 Kasım'da, Kabil'in düştüğü gün, Kuzey İttifakı birliklerince esir alındım. Burada, Cumali yaylasında, Karabar cephesinde savaşıyordum. O gün neler olup bittiğini bilmiyorduk. Savaşıldı, topçu ateşleri oldu... Hiçbir şey anlaşılmıyordu. Tam bir kargaşa vardı. Talibanlar mevzilerimizin önünden koşarak geçtiler. Bize de kaçmamızı söylediler. Mevziden çıktım. Muhafızlarım ateş açtığımı, askerlerden birini öldürdüğümü söylüyorlar. Ama bu doğru değil. Ben sadece kaçıyordum. O sırada bir kurşun omuzumu delip geçti. Yere düştüm ve yakalandım.

KAFİRLERLE SAVAŞ İÇİN GELDİM
Afganistan'a cihat için geldim. İnançlarım, dinim için, kafirlerle savaşmak için buradayım. 1959'da Türkiye'de, Karadeniz kıyısında, 70 bin nüfuslu küçük bir kent olan Rize'de doğdum. Babam çiftçi. Şimdi çok yaşlı ama herhalde hâlâ hayattadır. Ailenin dördüncü çocuğuyum. Dört kızkardeşim ve benden 3 yaş küçük bir erkek kardeşim var. Tarlalarımız vardı. Fındık yetiştiriyorduk. Ne yoksulduk, ne zengin. Geçinip gidiyorduk. 20 yaşına kadar okula gittim. Liseye kadar okudum. Pek iyi bir öğrenci değildim, hatta kötüydüm denebilir. Dersler ilgimi çekmediği için değil... Kafam pek çalışmıyordu. O yüzden ben de çiftçi kaldım.

Babam pek dindar değildi ama Ramazan'da oruç tutardı. Ben de 20 yaşına kadar pek dindar sayılmazdım. Sadece Cuma namazlarına giderdim. 25 yaşında evlendim, 4 yıl sonra karım öldü. Galiba kanserden. Çocuğumuz olmadı. Ondan sonra çok dindar oldum. Kur'an'ı, yorumlarını okumaya başladım. Ve içimden bir ses bana Kur'an'ın tüm kurallarına uymam gerektiğini söyledi: Günde 5 vakit namaz, oruç, zekat... En önemlisi de Müslüman olarak cihada katılmak.

CENNETTE BAKİRELER BENİM
Ölmekten korkmuyorum. Tam tersine. Çünkü İslam için savaşmak bir gönül işi, tanrı emridir. Allah için ölmek benim için hayattaki en güzel şey. Şehit oluyor, cennete gidiyorsunuz. Allah'ın vaadi bu. Dünyadaki hiçbir şey oraya benzemez. Hiçbir şey de o kadar güzel olamaz. Cennette genç, melekler kadar güzel kadınlar var. Cennete gidersem o kızlara sahip olacağım.

1.5 yıl önce burada savaşmaya karar verdim. Çeçenistan'a gitmek istiyordum ama sınır kapalıydı. Oraya gidemeyince, savaşmak için burası kaldı. Bizi eğittiler. Sonra Afganlar'la birlikte cephede kaldım. Onlarla el kol işaretleriyle anlaşıyordum. Az ötede 5-6 Arap vardı. Onlarla da konuşamıyordum, çünkü Arapça bilmiyorum.

ÖYLE YORGUNUM Kİ...
Burada mevzilerde duruyor, Kur'an okuyor, emir bekliyorduk. Pilav, patates, et yiyor, çay içiyorduk. Amerikan uçakları bombalamaya başlayınca, korkunç şeyler oldu. Toprak sallanıyordu.

Şimdi bekliyorum. Serbest bırakılacağımı umuyorum. Türkiye'ye dönmek istiyorum. Hayatımın birkaç mutlu gününü orada yaşadım. Yeni, farklı bir hayata başlamak istiyorum. Afganistan kafamda birçok şeyi değiştirdi. Herhalde tarlama döneceğim. Şehirden, kalabalıktan uzak, köyde yaşamak... Bu kadar yeter. Savaştan yoruldum. Ama belki de, gerekirse, cihat için Çeçenistan'a giderim. Bilmiyorum. Öyle yorgunum ki...

LADİN'İ HİÇ GÖRMEDİM
Bin Ladin mi? Hiç görmedim. El Kaide'nin hiçbir şefiyle de karşılaşmadım. Türkiye'den kendi isteğimle, tek başıma ve kendi imkânlarımla geldim diyelim... Allah'a inancım sayesinde de hiç korkmadım.



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır