kapat
01.12.2001
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
 RAMAZAN
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 İSTANBUL
 HYDEPARK
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 GOOOOL
 DİYET
 TATLILAR
 SAMANYOLU
 CİNSELLİK
 TELE ŞAMDAN
 WEEKEND
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 CANLI
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Ne Mutlu Türküm Diyene

Varlık vergisi yılları... Mahalle esnafı kahvede oturmuş, Varlık Vergisi felâketini konuşuyor. Arada bir camlı kapı açılıyor ve soğuk havayla birlikte bir esnaf giriyor.

Bir Musevi esnaf "Merhaba!" diyor gelene. "Hoşyeldin Moiz efendi. Sana ne kadar yazdılar?"

Moiz efendi "On bin lira yazdılar." cevabını veriyor.

Bunun üzerine kahvedekiler "Vah vah vah!" diye inlemeye başlıyorlar; yaraları depreşiyor. Çünkü hepsi işini ve servetini kaybetme durumunda.

Derken kapı açılıyor ve bir başkası giriyor.

"Ooo Salomon efendi, hoşyeldin!" diye karşılıyorlar onu. "Sana ne kadar yazdılar?"

"20 bin lira!"

"Vah vah vah!"

Feryatlar yoğunlaşıyor; ağlayanlar görülüyor.

Bir sonraki gelen, Mıgırdıç efendi.

"Hoşyeldin Mıgırdıç efendi!" diyorlar. "Sana ne kadar yazdılar?"

"30 bin lira!" cevabını veriyor Mıgırdıç Efendi ve üzüntüsünden olduğu yere yığılıyor.

"Ah ah ah!" diye feryat ediyor kahvedekiler.

Onlar ağlaşadursun; kapı açılıyor ve içeriye Kayserili Mehmet Efendi giriyor.

"Hoşyeldin Mehmet Efendi" diyorlar ve alışkanlıkla soruyorlar. "Sana ne kadar yazdılar?"

Mehmet Efendi şaşkın şaşkın "Ne yazması be?" diyor. "Bana kimse vergi falan yazmadı."

Bunun üzerine kahveye, sinek uçsa duyulacak bir sessizlik çöküyor. Sonra Moiz Efendi duvarda asılı Atatürk resmini gösteriyor ve "Büyyük adam!" diyor. "Sahiden çok büyyük adam. Ne güzel söylemiş: Ne mutlu Türküm diyene!"

***
Herkesin bildiği Varlık Vergisi faciası romana ve filme dönüşünce kızılca kıyamet kopuyor. Aynen Ermeni meselesi, Kürt meselesi, Kıbrıs, Batı ve inanç tartışmalarında görüldüğü gibi. Sanki böyle şeyler hiç yaşanmadı. Sanki "anâsır" denilen ögelerin ayrılması ile imparatorluğu kaybetme travması yaşayan kuşaklar, bu ülkede bir "Türkleştirme" çabasına girişmedi!

Bu gerçeklerin gözüne bakamadıkça Türkiye "sanal" olmaktan kurtulamıyor.

***
21. yüzyılda bazı kafalar istiyor ki Türkiye'de hiçbir şey tartışılmasın; "En büyük Türkiye, başka büyük yok!" sloganı altında, ne kadar mafyaya bulaşmış suçlu varsa omuzlar üstüne alınıp "Türkiye seninle gurur duyuyor!" diyerek gezdirilsin; birileri ortalıkta sürekli "vatan haini" arasın; bayrak, Türk, kan, ecdat, vatan haykırışları arasında herkese babalansın!

***
Böyle yapa yapa imparatorluk varisi Türkiye'yi en geri ülkeler seviyesine indirdiler; biraz daha uğraşırlarsa kuşkunuz olmasın Tâlibân'ın haline bile imrenecek hale geliriz.

Dünya, "ırkçılık ve milliyetçilik" denilen belaların ne felâketlere ve yıkımlara yol açtığını, bedelini çok ağır ödeyerek öğrendi. Herhalde bizim öğrenmemiz için de bir bedel ödememiz gerekecek.

Tartışmalardaki bir başka ayıp da tecavüz eden paşayı Türk değil, Kürt olarak gösterme çabası.

Bundan daha büyük bir bölücülük göstergesi olabilir mi sizce?



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
HAFTANIN SOYLEŞİSİ
Nuriye Akman'ın bu haftaki söyleşisi için tıklayınız

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır