kapat
01.12.2001
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
 RAMAZAN
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 İSTANBUL
 HYDEPARK
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 GOOOOL
 DİYET
 TATLILAR
 SAMANYOLU
 CİNSELLİK
 TELE ŞAMDAN
 WEEKEND
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 CANLI
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Partilerin gücü yok

çünkü gerçek üyeleri yok

Bir ağaç düşünün.. Köklerini keserseniz.. Besin kaynağını yok ederseniz ne olur?

Önce içi boşalır.. Sonra kurur..

Devirmek için baltaya gerek yoktur.. Bir omuz da yeter..

İşte partilerin de durumu aynen böyle..

Kökleri yok.. Çünkü üyeleri yok..

Siyasetin en büyük sorunu bu.. Gizli bir erozyon yaşandı.. Halk yavaş yavaş siyasetten elini eteğini çekti..

Partiler tabansız kaldı..

Şu anda kaç parti var?

On yedi mi?.. Toplasanız yüz bin kişiyi bulamazlar.. Yüz bin gerçek üyeyi zor çıkartırlar..

Siz bakmayın üye defterlerine.. Siz bakmayın açıkladıkları sayılara..

Büyük çoğunluğu gerçek üye değil..

Sorun.. Son bir yılda kaç kişi gelip üye olmuş..

Gidin bir ilçeye.. Rastgele bir ismi seçin.. Bakalım o kişiyi bulabilecek misiniz?..

Peki, üyesi olmayan partiler yaşayabilir mi?

Üyesi olmayan partiler önseçim yapabilir mi?

Yaparsa bu, aldatmanın ötesine geçebilir mi?

Türkiye ilk kez böyle bir dönem geçiriyor.. Üyesiz, tabansız partiler dönemini yaşıyor..

Hayır.. Yanlış diyen, üye sayısını açıklasın..

10 yıl önce kaç üyeleri vardı, şimdi kaç üyeleri var..

Kaç aktif üyeleri var?..

Siyaset bir günde krize girmedi.. Siyaset bir günde dibe vurmadı..

Yavaş yavaş eridi.. Önce kökleri kesildi.. Sonra içi boşaldı..

Bakın.. Türkiye'nin sorunu önseçimin zorunlu olması değil..

Türkiye'nin sorunu.. Partilerin gerçek tabanlarının üzerine oturması.. Gerçek tabanlarından güç alması.. Havada, boşlukta kalmamaları..

Çözüm.. Toprakla temas.. Sıfırdan gerçek kişilerle, gerçek üye yazımına başlamak..

Yoksa yasal düzenlemeler aldatmacanın ötesinde bir sonuç vermez..

Güle güle Daum
Olmadı.. Bu kez kan uyuşmadı.. Kadro yetersiz, anlıyorum..

Ama sorunun temeli değil..

Sorun galiba ne istediğini tam bilmemek..

Serdar Bilgili, Daum'u neden getirdi?..

1995'in Beşiktaş'ını yaratmak için mi?

Peki Daum niye geldi?..

Ben ölmedim.. Avrupa'nın en iyi teknik adamlarından biri benim demek için mi?

Bunu göstermek için mi?..

İki tarafın da amacı buysa..

Soruyorum.. Bu uğurda ne yaptılar?..

Yönetim ne kadar özveri gösterdi.. Ne kadar çabaladı?..

Daum beyninin yüzde kaçını ortaya koydu?..

Sonuç.. İki taraf için de düş kırıklığı.. İki taraf için de yenilgi..

Asıl mesele ne biliyor musunuz?

İki taraf da kolayı seçti, ucuz yolu seçti..

Hemen şampiyonluk istedi..

İşler ters gidince de film koptu..

Bu kadar basit.. Bu kadar net..

CHP'deki ayrılık ideolojik miydi?
İnönü parti kurmadığına göre Baykal, CHP'den kopanları geri çağırır mı?

Şimdi sol bu sorunun cevabını arıyor..

İsteniyor ki CHP çatısı altında yeniden buluşulsun..

Yarınki küçük kurultayda Baykal bu doğrultuda mesajlar versin..

Bu, bir anlamda CHP'nin iç işi..

Ama yine de benim merak ettiğim bazı noktalar var..

Gözardı edilmemesi gerekenler var..

Ayrılık nedeni parti içi iktidar çekişmesi miydi, yoksa ideolojik farklılık mıydı?..

Önce bunun yanıtı verilmeli..

Benim bildiğim.. Baykal insanı odak hale getirirken.. CHP'den kopanlar.. Özellikle Karayalçın; hayır, temel kavram hâlâ sınıftır dememiş miydi?

Yani yol ayrımı.. İdeolojikti..

Bence asıl tartışılması gereken de bu..



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
HAFTANIN SOYLEŞİSİ
Nuriye Akman'ın bu haftaki söyleşisi için tıklayınız

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır