kapat
01.12.2001
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
 RAMAZAN
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 İSTANBUL
 HYDEPARK
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 GOOOOL
 DİYET
 TATLILAR
 SAMANYOLU
 CİNSELLİK
 TELE ŞAMDAN
 WEEKEND
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 CANLI
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Hukuku arıyoruz

Sayın cumhurbaşkanı, DGM yasasını veto ederken, "Bu değişiklik hukuk devleti ile bağdaşmıyor" dedi ya...

Ben de Diyojen misali yollara düştüm, "hukuk devleti"ni aramaya başladım.

Çünkü Sezer'in önermesinin doğru olması için bir adet "hukuk devleti"ne ihtiyaç var.

Ama yok, bizim buralarda başka tür bir devlet varsa, ki ben öyle olduğunu düşünüyorum, o zaman bu önerme yine yanlış olur.

Bana kalsa, doğru önerme şu olmalıydı:

Veto edilen yasa maddeleri hukukdışı devlete uygun düşmemektedir!..

Bu önermeye can kurban işte!..

Efendim... İcraatlarına gittikçe daha fazla "iktidar" görüntüsü veren bir Çankaya, rejime çok yararlı olmakta, hatta cuk oturmaktadır; iktidardakiler kendi kendilerine muhalefet ettiklerine göre, kuvvetler usul usul yer değiştirmekte, Çankaya "iktidar" olurken, halihazırdaki siyasi iktidar da, muhalefet olayını göğüslemektedir. Mesut Yılmaz'ın 15 günde bir "extra ordinary" demokratik çıkışlarla kendini yerden yere atması da işte bu muhalefet ihtiyacındandır.

Nihayet Çankaya sayesinde, memlekette iktidar sıkıntısı çekilmemektedir.

Eh!..Yüzyıllardır "İrade-i Şahane" tarafından reaya olarak yönetilmeye alışmış bizim gibi kullar da, zaten daima "tek kişilik güçlü iktidar" faşizmine büyük özlem beslediğinden, Çankaya'nın hükümete savurduğu salvolar yalnız milletin değil, üçüncü sınıf gazeteci ve yazarların yüreğine de su serperken, gerçek demokrasinin gelişi de sittin seneye ertelenmekte, bizim gibi dangalaklara da amiyane ifadeyle, "halt yemek" düşmektedir, çok afedersiniz...

Akıllı okurlar, benimle dalga geçecek, "Hemşerim, hukuk bilincinin henüz oluşmadığı, yazar geçinen koca koca heriflerin bile hiç utanıp sıkılmadan Alabama sığır çobanları gibi, getirin bir ip de şunları asalım, diye hukuk ve adalet böğürdüğü bir memlekette, nasıl hukuk devleti oluşmuş olacak? Hukuk devleti, dağ bitkisi midir ki kendi kendine çıkmış olsun" diyeceklerdir, biliyorum.

Hatta, hukuk hocalarım da sanki bir yerlerden seslenip kulağımı büküyorlar, çınlamasından belli...

Ulan sana mı kaldı hak, hukuk, adalet, salak herif!..

Biraz etrafına baksana...

Özgün ve bağımsız fikirleri cesaretle savunması gereken gazeteci yazar makulesinin neredeyse yarısı derin devlete adeta tapıyor; bir sürüsü, iyi saatte olsunlarla al takke ver külah halinde; yıllardır millete resmi görüşleri makale diye kakaladıkları yetmezmiş gibi şimdi de resmi duygu kakalamaya soyunmuşlar; en demokratlarınız gitti şeriatçıların kucağına oturdu; maazallah bir molla devleti kurulacak olsa, sanki Paris'e giden ilk uçağa bunlar binmek için birbirini çiğnemeyecekler, sanki bunu da kucağına oturdukları şeriatçılar bilmiyor; senin en baba gazetelerinin post production lanse ettiği zıpır "yazar"lar, iki insanın yaşadıklarının aşka mı, fuhuşa mı, sübyancılığa mı yoksa tecavüze mi girdiği konusunda birbirlerine "geçirerek" şöhret kovalamakta; senin kendi gazeten bile, 3 bin otobüsü hakim kararıyla geri çağrıldığı için feryat eden Mercedes'in haberini üç sütunla geçiştirirken, bir kaknem "lezbiyen romanına" koca bir sayfa ayırmaktadır; ülkenin en "güvenilir gazettası" da, Tarkan'ın, Erbil'in şovuna çıkmak zorunda olup olmadığını tartışmakla kalmayıp, kriz içinde debelenen halkı, trilyonlar kazanan Tarkan'a destek kampanyalarına çağırmakta; ip kazık kaçkını eski solcu tayfa, hürriyet, müsavat ve de halkçılık cilasıyla sovyetik devletçi zihniyeti, millete makale diye yuttururken gazeteler gittikçe tiraj kaybetmekte; liberal ve muhalif olacağız diye olmadık abuklukları fikir diye satmaya çalışan entel "paper"lar ise takım gazeteye girmeseler çoktan kapanacak iken itibar ve onur tirajı yerlerde sürünmekte ve fakat yüzsüzlük, ukalalık ve edepsizlik reyting rekorları kırmaktadır; aşksızlıktan sevilceye boğulmuş genç kızlarla oğlanlar, Biri Biz Gözetliyor evini röntgenlerken; bir başka grup, en fazla dokunma rekoru sefaletiyle otomobil kapmaya yarışmaktadır....

Öte tarafta, günlük maişet motoru derdiyle sesi soluğu kesilmiş yüzbinlerce dürüst insan, bu ibret tablosunu yanakları kızararak izlemektedir.

Sen de kalkmış, sefil bir güruhun oluşturduğu "bilinç perişanlığı" içersinde hukuk devleti arıyorsun ha!..

Sana bir şey söyleyelim de aklını başına devşir, hani BBG evinde bir Edi var ya, Edi, işte o Edi istesin, şu memlekette şimdi ihtilal bile yapabilir.

Seçimlere girsin başbakan bile olur!..

Sahi ya, ünlü haber dergisi Aktüel şu Edi ile niye enine boyuna bir röportaj yapmıyor da, bizi aydınlatmıyor?..

Hukuk hocalarımın kulağımı büküşünü ben böyle anladım.

Ama azimliyim yine de arayacağım "hukuk devleti"mizin ipuçlarını...

Yarına, izninizle...



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
HAFTANIN SOYLEŞİSİ
Nuriye Akman'ın bu haftaki söyleşisi için tıklayınız

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır