Ateş Hattı
Dün, gazetenin kapısından içeri girdiğim andan itibaren arkadaşlar aynı soruyu sordular:
"Reha Muhtar, Ateş Hattı'nda alkollü müydü?"
"Bilemiyorum" dedim. "Orada değildim."
"Orada olanlar öyle söyledi" dedi arkadaşlarım.
Doğru, söylediler.
Önce medyum Ahsen Hanım söyledi. Programın başlarında, dakika bir, gol bir... Üstüne üstüne gelen, "Bu işi o kadar biliyorsanız, kendinizi zayıflatın" diyen Reha Muhtar'a "Ben kilolarımla barışığım, ama galiba sizin alkol probleminiz var" diyordu Ahsen Hanım. Ardından ekliyordu: "Gelin de sizi tedavi edeyim."
Vay efendim sen misin böyle diyen.
Reha Muhtar "Demek öyle Ahsen Hanım. Siz göreceksiniz... Az sonra, az sonra, az sonra" diyordu... Az sonra fazla birşey olmadı. Ahsen Hanım, Reha Muhtar'ın yanına yaklaşmasına müsade etmedi, onu eliyle iteledi ve programı terketti. Derken, bir ara, bir kız kaptı mikrofonu.
"Reha Bey, Reha Bey, herkes sizin kahve içtiğinizi sanıyor, ama siz viski içiyorsunuz" deyivermez mi?
Eğer o genç kız, Reha Muhtar'ı kahve fincanına viski koyarken görmüşse... Reha Muhtar program sırasında gerçekten alkol almışsa, bu olmaz...
Zira; görev sırasında asla içki içilmez.
Evet. Dün, gün boyu arkadaşlar bunu tartıştılar gazetede. Reha Muhtar "Ateş Hattı"nda içki içmiş miydi, içmemiş miydi?
Düşünebiliyor musunuz, üç saate yakın yayın yapılıyor... Medyumlar, üfürükçüler, cinciler, büyücüler tartışıyor... Merak edilen tek konu, Reha Muhtar'ın program sırasında alkol alıp, almadığı.
Ekrandaki magazin programlarının pıtrak gibi çoğalmasını şimdi daha iyi anlıyoruz. Millet bayılıyor ünlülerin özel yaşamını didiklemeye.
"Ateş Hattı" için söyleyeceklerim daha bitmedi... Devamı yarına...