kapat
17.11.2001
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 HYDEPARK
 ANKETLER
 SİNEMA
 SANAT
 KİTAP
 MÜZİK
 TARİH
 GURME
 GEZİ
 OTOMOBİL
 YAT&TEKNE
 HIGH-TECH
 WEEKEND
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 CANLI
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 

Kalabalıkta roman yazılmaz

Son kitabı "Ormanda Ölüm Yokmuş" ile altı yıl aradan sonra okuyucularıyla buluşan Latife Tekin, yazarken gündelik hayata karşı hırçınlaştığını söylüyor
* Son dönemlerde Türk edebiyatının geldiği nokta sizce nedir? (Kutlucan Feda)

Tek başına bir yazarın altından kalkabileceği bir şey sayılmaz doğrusu bu. Bu ülkede yazılanların dünya edebiyatının içinde bir yerinin olabilmesi, Türkçe kitapların dünya dillerine çevrilmesi beni açıkçası ilgilendiriyor. Değerli öykü ve romancılarımız var ama piyasa ölçülerinin genç yazarlar üzerinde ne yazık ki etkili olduğunu gözlüyorum. İyi bir kitap yazmak yerine ilginç, çok satacak bir kitap yazma hevesi sarmış çoğunu.

* Türk edebiyatının neresinde konumlandırıyorsunuz kendinizi? (Kutlucan Feda)

Hiçbir yazar kendisi hakkında bu tür düşünceler ileri sürmez, elbette hakkında söylenenlere kulağı açıktır, okurdan aldığı tepkilere karşı duyarlıdır, eleştirmenlerin yargılarını, düşüncelerini belli bir dikkatle izler ama kendileri hakkında pek konuşmazlar.

* Yazar olmak isteyenlere ne önerirsiniz?(Melike Birgölge)

Nasıl yazar olunuyor, açıkçası bilmiyorum. İlk kitabım 'Sevgili Arsız Ölüm'ü yazma isteği duyduğumda altı ay süreyle bir odaya kapanıp beni büyüleyecek bir ilk sayfa yazmaya çalışmıştım ve altı ay gerçekleşmedi bu. Zaman zaman ümitsizliğe kapılıyordum. Önce çok istemek gerek. Genç bir yazar sözcüklerle didişe didişe kendi yolunu açıyor. Size anlamlı gelen bir şey yazdığınızı hissettiğinizde bir yayınevine ya da yarışmalara yazdıklarınızı ulaştırabilirsiniz.

* Küçükken hayal ettiğiniz yerde misiniz? (Oğulcan Türe)

Küçükken insan en çok büyümeyi hayal ediyor... Artık epeyce büyüdüm. Ortaokulun ilk yıllarında edebiyatçı olmayı istiyordum. Bu açıdan hayallerim gerçekleşmiş sayılır.

ÖLÜM HER YERDE
* Sevgi gibi pozitif bir olgu için direnişten bahsederken romanlarınızda ölüm gibi olumsuz başlıklar var. Bunu neye bağlıyorsunuz? (Özgür Kaya)

"Ormanda Ölüm Yokmuş", olumsuz değil olumlu bir duygu taşıyor gibi geliyor bana. "Sevgili Arsız Ölüm" de öyle. Hayatın olduğu her yerde ölüm de bizimle. Ölüm korkusu bütün korkuların kaynağı belki, ama ben de o kadar kötü bir şeyden söz ediyormuşum düşüncesi uyandırmıyor.

* Son kitabınızda hangi yönlerden daha önceki eserlerinizi aştınız? (Asude Çetin)

Doğrusunu isterseniz ben kendimin bile daha sonra taklit edemeyeceğim kitaplar yazdığımı düşünüyorum. Bana göre "Sevgili Arsız Ölüm" benzersizdir. Aynı biçimde "Berci Kristin Çöp Masalları" da, yazma yeteneğim ne kadar gelişirse gelişsin aşılamaz bir kitaptır. Ben hep yoksullar ve yoksulluk hakkında yazdım. Ormanda Ölüm Yokmuş ise aşk acısı çeken iki arkadaşın öyküsü.

HIRÇIN VE YALNIZ
* Kendinizi tamamen dış dünyadan soyutlayıp mı yazıyorsunuz yoksa günlük hayatınız normal seyrinde devam ediyor mu? (Gamze Edizerli)

Özellikle başlarda gündelik hayata karşı epeyce hırçınlaşırım, yalnız kalmak, iç seslerimi duyabilecek kadar sessizlik içinde olmak isterim. Yazacağım kitabın dilini kurduktan sonra, ilk birkaç sayfa belirdiğinde büyük bir rahatlama hissederim ve gündelik hayata katılmakta daha az zorlanırım ama elbette ki roman kalabalıklar içinde dolaşılarak yazılacak birşey değil. Yazarlar daha çok yalnız zaman geçirmek durumundalar.

* Kitap tanıtımı yapan yazarları eleştirirken Ahmet Altan ve Buket Uzuner'in ismini andınız ancak Murathan Mungan'ı belirtmediniz. Murathan Mungan'ı anmamanızın nedeni kendi yayınevinizin yazarı olması mı? (Özlem Bahşiş)

Aslında ben "Ormanda Ölüm Yokmuş" ile ilgili bana yöneltilen soruları yanıtlamakla meşguldüm. Bana Orhan Pamuk ve Ahmet Altan'ı örnekleyerek bir soru yöneltildiğinde cevabımda Buket Uzuner'in de adı geçmedi. Buket Uzuner'le kısacık bir tanışma dışında bir yakınlığımız olmadı ama Ahmet, Orhan, Murathan'la kendimi yakın ve arkadaş hissederim. Bazı konulara yaklaşımımız farklı olsa da.

Söyleyemediklerimizi kahraman söyler
* Eserlerinizdeki karakterlerden, kendinizi temel alarak resmettiğiniz, özellikle size benzeyen biri var mı? (Lale Haklın)

Ben bütün kahramanlarımda benden bir şeyler olduğu inancındayım. Bu kitapları ben yazdığıma göre bütün sözcükler aklımdan geçmiş olmalı ya da bütün duygular kalbimi titretmiş... Ama roman kahramanları galiba bizden daha özgür, bizim kolayca söyleyemeyeceğimiz şeyleri de söyleyiverirler. Bu özgürlük duygusu bana roman yazma nedenlerimizden biriymiş gibi görünür.

* Korsan kitapçılığın iyice yaygınlaştığı, kitap metinlerinin internette bedava dolaşmaya başladığı bu günlerde, yazarlık mesleğinin ekonomik açıdan geleceği var mı? (Hasan Teközoğlu)

Ben yazmaya başladığımda işin bu yanını hiç düşünmedim. Roman yazmak bana bir meslek gibi görünmedi hiç. Eğer anlatacak bir şeyleriniz varsa, anlatmak sizin için kaçınılmazsa parayı düşünmeden yazmaya koyulursunuz. Para kazanmanın çok daha iyi yolları var. Ama bugün romancılar da yazdıklarından para kazanabiliyorlar.

Derleyen: AYSUN ÖZ



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
  Kasko sigortanıza en uygun  
 rakamı ödediğinizden emin  misiniz?
Evet
Hayır
Bilmiyorum
Kaskom yok
Arabam yok
   
HAFTANIN SOYLEŞİSİ
Nuriye Akman'ın bu haftaki söyleşisi için tıklayınız

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır