kapat
13.10.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

www.ekdilamerica.com
Dünyadan
Spor
banner
Magazin
Kampüs
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

GREENCARD
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 
İLKER SARIER(isarier@sabah.com.tr )

Devletin bacakarası

Adalet Bakanı sayın H. Sami Türk! 7 Ekim Pazar günü, "DGM'ler" ile ilgili yazımda, hukuk bilincinize saygı duyan bir soru sormuştum.

Cevabı, belki aşağıdaki küçük soru ile birlikte lütfedersiniz.

Önce olayı aktarayım:

İstanbul'da Natali Karakuş isimli genç bir kadın yaşamaktadır.

Ukraynalı bu kadın, soyadından da anlaşılacağı gibi, İstanbul'a yerleşmeden önce bir Türk erkeği ile evlenmiştir...

Sonra, her halde ekonomik sıkıntıdan, eski memleketi Ukrayna'dan, yeni memleketi İstanbul'a, güzel güzel kızlar getirmeye başlamıştır...

Polisin iddiasına göre, bu kızları, çok afedersiniz, fuhuş sektöründe istihdam etmektedir Natali Karakuş.

Buraya kadar herşey normal...

İstanbul fuhuş sektöründeki yabancı kadın oranını bilmeyen yok.

Koca Karadeniz bölgesini sardılar da, İstanbul kusur mu kalacaktı.

Toplumsal yaklaşımla, bir çeşit "sosyal hizmet" veren; hukuki yaklaşımla da, kendi aralarında rızaları ile anlaşmış insanların "özel sözleşmesi" sayılabilecek bu alışverişte, "yalnızlık" çeken Türk erkeklerine kimi dostluk olanakları yaratıldığı aşikardır.

Fakat, Natali, polis tarafından yakalanınca, gariplikler zinciri başlıyor..

Natali Hanım, nerede yargılanmaya başlıyor, biliyor musunuz, Sayın Bakanım?

İstanbul 1 Numaralı Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde!

Peki hangi suçtan?

Fuhuş yaptırmak maksadıyla çete kurmak suçundan...

Ama savcı bey, dayanamıyor.

Diyor ki, mahkeme heyetine:

"Fuhuş" cürmünü DGM'de yargılamak yasaya aykırı olabilir, davaları tefrik etmeliyiz.

Ediyorlar da... Fuhuş davası asliye cezaya gönderiliyor.

Çete davası DGM'de kalıyor.

Sonra bakın ne oluyor?

Saygıdeğer DGM, Natali Karakuş'a, "çete kurduğu" gerekçesiyle 1 yıl, 1 ay, 10 gün hapis cezasını yapıştırıyor mu? Yapıştırıyor.

Peki "fuhuş davasına" bakan asliye ceza mahkemesi ne yapıyor?

Delil yetersizliğinden beraate karar veriyor.

Yani "fuhuş", maddeten bulunmayan bir "iddia" olarak havada kalıyor.

Öyle ise hukuken işlenmemiş bir suç için, DGM, nasıl oluyor da, "çete kurulabildiğini" tespit etmiş oluyor ve dahi cezayı bastırıyor.

Efendim; bizzat size sormak istediğim soru işte bu!

Dünya hukuk tarihinde muhtemel ki, bu bir "ilk"tir.

Eşsiz bir içtihattır.

Olmayan suçun çetesi nasıl oluyor, çete olamıyorsa, cezası nereden kaynaklanıyor?

Şimdi biz, bunu, emsalsiz bir içtihat olarak ayakta selamlamalı mıyız?

Yoksa, bu garabetten yola çıkarak, DGM'lerin dayandığı yasayı hızla modernize mi etmeliyiz?

Tutun ki:

Bir fuhuş suçu var ve bu iş için bazı kimseler "kazanç ortaklığı" oluşturmuş, bunun çeteyle ne ilgisi var?

Çetecilik de bu kadar ayağa düşemez ki canım?

Gerçek çetecileri inciteceksiniz!

Elin oğlu kuruyor aslan gibi çetesini, dünya uyuşturucu ve silah trafiğinin önemli bir bölümünü yönetiyor, trilyonlar kazanıyor, krallar gibi yaşıyor.

Biz ise, gerçek çetelere uzanamadığımız için, birkaç zavallıyı pataklamakla kendimizi tatmin ediyoruz.

Hem ayrıca...

Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin güvenliğinin bir yabancı kadının bacak arası ile ne ilgisi var?

Bir "pezevengiye"nin (dişi pezevenk) devletin güvenliğini tehdit edeceğini düşünecek kadar gerizekalı olamayız ki, efendim!

Kaldı ki, hemen her çağda, fuhuş suçunun işlenmesi için genellikle üç kişiye ihtiyaç duyulmuştur.

Bir alıcı, bir verici, bir de pazarlayıcı!

Bu çete ise eğer...

Fahişenin biriktirdiği parayı yatırdığı bankacı da işe ortak sayılamaz mı, hukuken?..

Veya işe gittiği taksici...

Maçta, hakeme dümdüz giderken işlediğimiz suça, tribündeki binlerce insan da katıldığına göre, bu iş çeteye girer mi, girmez mi, acaba?

Herkes merak ediyor, ben de ediyorum.

Siz de merak ediyor musunuz, ülkenin Adalet Bakanı olarak?

Bir soru daha!
Birçok bankacı gibi Sabah grubunun sahibi Dinç Bilgin de DGM'de esas olarak "ekonomik cürüm" den yargılanıyor.

Uhdesindeki bankadan usulsüz biçimde kredi kullanmak...

Bunları, yatırımlarında değerlendirmek...

Bu ekonomik bir cürüm!

Devletin güvenliği ile Tanrı aşkına ne ilgisi var?

Modern hukukta bu cürümler, iş mahkemelerinde yahut ihtisas mahkemelerinde görülüyor.

Kaldı ki, isnad edilen suçlamanın, devletin güvenliğine yönelmiş bir çeteye ihtiyaç göstermeyeceği açıktır, böyle bir çetenin bulunmadığı da aşikardır.

Bülent Ecevit ile Mesut Yılmaz gibi en yetkili ağızlar, yakın geçmişte estirilen haksızlık rüzgarlarının, kurunun yanında yaşın yanmasına yol açtığını ifade etmekte iken...

Neden bu "hukuki çelişki" bir an önce çözülmüyor.

Bizzat size sormak durumundayım, çünkü adaletin tecelli etmesinden birinci derecede siz sorumlusunuz, sayın Adalet Bakanım.

Anayasadaki son değişiklik ile DGM'lerin yetki ve görev alanı yeniden düzenleneceğine göre "gecikilen her dakika" zanlıyı tedricen öldürmüyor mu?

Yoksa, zanlıların şirketleri iflas ettikten, devlete olan kabul edilmiş borçlar hiç bir surette ödenemez hale geldikten sonra mı, zanlılar tahliye edileceklerdir?

Hele hele Dinç Bilgin'in bugünkü ekonomik kriz sebebiyle yaşanan değer kaybına rağmen, borçlarının çok üzerinde şirket varlığı ortada iken...

Şirketler, günlük yaşamda tıkır tıkır çalışmakta iken...

Ve yine Dinç Bilgin, meslek yaşamında, şimdiki borçlarının çok üzerinde miktarda vergileri devlete yıllardır ödemiş ve ödemekte iken...

İnsanın aklına mendebur sorular geliyor:

Sözkonusu "tutukluluk" hali, "ekstra bir cezalandırma" veya "tedip" yolu mudur?

Yoksa birilerinin intikam duygularına mı dayanmaktadır?

Sözü edilen borçların çok çok üzerinde "şirket varlığı" bulunan bir işadamı, hangi amaç ve saik ile "tutuklu" tutulmaktadır?

Hangi amaç ve saik ile?..

Şirketlerinin bütün hepsi teker teker battıktan sonra mı serbest bırakılacak Dinç Bilgin?..

Yoksa?..

Yoksa nedir?

Birileri, birilerini cezalandırıyor da, kestiremiyor muyuz?

www.superbahis.com


www.sigortam.net

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır