AB ülkeleri de "yüzde 18'ini."

Bu "temel göstergenin" altını çizelim ve...

Yazımıza devam edelim.

2002'de, ABD ekonomisinde "yüzde 15 daralma" bekleniyor.

Bu olay, Avrupa'ya, "yüzde onluk... On beşlik... Talep azalması" olarak yansıyacak.

"Bunun da" altını çizdikten sonra...

"Sorumuza" gelelim:

Türkiye'nin dış ticaretinin, yüzde 80'i "ABD ve AB bloku" ile olduğuna göre...

"Oralardaki daralma" bizi nasıl etkileyecek?

Gelecek yıl, "bu yıldan da kötü geçecek."

Yani...

Kriz "derinleşecek."

Ama...

"Delta Gücü... Mayın tarayıcılar... Casus uçakları" gündemimizi öylesine doldurdu ki...

Ve yöneticilerimiz bu "gündem sapmasına" o kadar çok memnun oldu ki...

"Piyasa... Vatandaş... Reel sektör" geri plana düştü.

"Gelecek yıl neler olabileceği ise" kimsenin umurunda değil.

Deneyimli politikacı dedi ki:

- Devletin zirvesindeki bazı koltuklar, münhal... Eğer bu koltuklar münhal olmasaydı, Türkiye zaten bu sıkıntılara girmezdi.

- Yavuz Bey... Sen veya ben, yabancı bir devlet adamı olsak... Türkiye'ye gelsek... Kime ne anlatacağız?.. Ve dönünce "şuna, şunu anlattık" diyebilecek miyiz?

Biz yanıt vermeyince, Aydın Bey devam etti:

- Bu sorum cevapsız kaldığı sürece, Türkiye'nin sorunları hafiflemez... Ağırlaşır.

Ve "en geçerli çözümü gösterdik:

- Demokrasi... Demokrasilerde çare tükenmez.

Menderes:

- Doğru... Demokraside, süresi gelince, Meclis de yenilenir, Meclis Başkanı da... Cumhurbaşkanı da... Ama her şey yasalarda yazılı sürelerden ve kurallardan ibaret değil ki... Bir de "fiziki süre" vardır... Yani "biyolojik süre..." Yani, "sağlık sorunu."