kapat
24.09.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

www.ekdilamerica.com
Dünyadan
Spor
banner
Magazin
Kampüs
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

GREENCARD
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 
SELAHATTİN DUMAN(sduman@sabah.com.tr )

Enine erek, yazlık ev senin neyine gerek?

Bu krizin orta yerinde Bodrum'da yaşama fikri doğru mu eğri mi bilmiyorum ama bana yavaş yavaş güzel gelmeye başladı.. Özellikle imkansızlıklar içimde saklı "macera insanı" duygusunu yeniden uyandırdı..

Bodrum'da oldukça fiyakalı bir sitede kafamıza göre bir yazlık edinmiştik.. Bu yılın Mayıs'ında bitti.. Evleri teslim ettiler.. Tapular ise taksitler bitince verilecek..

Eeee! Yazlık sahibi olup da içine taşınmamak olmaz.. Lakin taşınmak için de eşya lazım.. Eşya demek para demek.. O da bizde yok! Paramız yok diye Bodrum'daki yazlığı battal edecek değiliz elbet..

Ne bahasına olursa olsun taşınıp, denizin tabiatın tadını çıkaracağız.. Öyle yaptık.. İstanbul'daki evden ne kadar ihtiyaç fazlası eşya varsa yüklenip getirdik..

***
Nakliyeyi de bedavaya getirmek için, İstanbul'dan tanıdığımız bir site komşumuzun taşınmasını kolladık.. Günü geldiğinde bizim pılı pırtıyı onun kamyonuna yükletip, yola çıkardık..

Zaten karizmayı çizen de bu nakliye işi oldu..

Bizim sitede, Allah hepsine daha fazlasını versin, bırakın fukarayı orta direkten kimse yok.. Herkesin gücü yerinde.. Öyle olunca getirecekleri eşyayı da traktör römorkoruna koyup yollayacak değiller ya!

En babasından bir nakliyat şirketi ile anlaşıp o kocaman kapalı kamyonlardan birini tutuyorlar.. İşlerini öyle görüyorlar.. Benim eşyaları yükleyen komşum da öyle yapmış..

Savulun ben geliyoom..
Bodrum'a devasa bir şirket kamyonu yollamış ki bırakın iki evin eşyasını; koca bir köyün malını, davarını yükleseniz; içinde yine de iki eşeğin tepişeceği kadar boş yer kalır..

Kendine TIR süsü veren kamyon siteye höyküre höyküre girince herkesin dikkatini çekmiş tabii.. Böyle durumlarda merak kaçınılmazdır.. Sormuşlar "Bu kamyon kime geldi.." diye..

Namımız her yerde halimize aykırı gittiğinden bizim adımızı vermişler, efsane böyle başlamış..

Ancak bizim efsaneliğimiz Fener'in efsaneliği kadar bile sürmemiş..

TIR bozmasının içinde çıka çıka, yüzü yırtık ikili bir koltuk.. Birinin minderi eksik, iki tek koltuk.. İki üç uyduruk sehpa, bir döşeksiz tekli yatak, birkaç parça da tava tencere çıkınca efsane iş görür mü?

***
Rahmetli Şemsi Yatsıman'ın ünlü bir "miras türküsü" vardır hani..

"Miras hak değil mi ben de isterim, iğneden ipliğe bir bir bölerim.." diye başlayan türküde, fukara evinin çocuklarından biri diğer kardeşlerinden mal hesabı sorar..

Aklına evdeki tek mintan gelir.. "Gece anam, gündüz babam giyerdi.. Yakası yırtık gömlek nice oldu?" der, kulpu kırık fincanı aratır.. Teneke cezvenin derdine düşer..

Rahmetlinin ömrü yetse de benim "zengin sitesindeki" yazlığa getirdiğim bu eşyaları görseydi, adım gibi biliyorum, türküyü yeniden elden geçirirdi..

Haaa! Getirdiğim pılı pırtının arasında bir de eski televizyon ile çamaşır makinem var ki evlere şenlik..

Televizyon neyse de o eski çamaşır makinesi var ya o eski çamaşır makinesi.. Asıl efsaneyi bitiren o oldu işte..

Bu alete güç yetmez..
Aletin kaç yaşında olduğunu hatırlamıyorum.. Galiba çamaşır makinesinin icadından birkaç ay sonra satın almışım.. Yerli malı olduğundan bir alınmaya sebebiyet vermemek için markasını yazmıyorum..

Görüntüsü de bir tuhaf yine de çamaşır makinesi olduğu bakar bakmaz anlaşılıyor.. Çünkü üzerinde "Bilmem ne çamaşır makinesi yazıyor" ki okuma yazma biliyorsanız yanılmanız, aleti dondurma makinesi ile karıştırmanız imkansız..

Aleti ite kaka banyoda, bu işe ayrılan yere kadar soktuk.. Sitemizin teknik işlerine bakan arkadaş da adaşım..

Selahattin Bey'i çağırdım ki montajını yapalım.. Adamcağız yardımcısını alıp geldi.. Hortumları sıcak suya, soğuk suya göre bağladı.. Boşaltma hortumumu dışarı saldı..

Fişini de pirize soktu.. "Bir deneyelim.." dedi.. Aletin düğmesine bastı, çalıştırdı..

O andan itibaren de olanlar oldu..

Bizim makine önce bir homurdandı, sonra yavaş yavaş yerinden hareketlendi.. Hareketlendi dediysem, dans ediyor gibi sağa sola sallanıyor diye bellemeyin.. Resmen araba gibi almış başını gidiyor..

Kabak lastikli hurda arabalar olur, lastiğin durumuna göre bir tarafa çeker.. Bizim makine de öyle.. Kafasına göre bir hat belirlemiş.. Yarım daire çizerek ilerliyor..

- "Makinesi dört teker, düz ovada kum çeker.." halleri ki arkasından bir el sallamadığımız eksik..

***
Selahattin Bey ile yardımcısı yüzüme baktılar.. Ben "Hiç böyle yapmazdı.." havasındayım, zaten bir açıklamam yok.. Aleti durdurmak için düğmesine bastık.. Durmuyor.. Mecburen fişi çıkardık...

Yeniden yuvasına yerleştirip fişi taktık, bir daha çalıştırdık.. Bu kez hem ben hem Selahattin Bey avuç içlerimizi alete dayamışız ki yerinden oynamaya..

Ne var ki alet yerinde durası değil.. Sara nöbeti gelmiş gibi titriyor, titremesi giderek de azgınlaşıyor.. Biz yerinde dursun diye dört koldan zorluyoruz o yuvasından dışarı hamle ediyor..

Motorun azgınlığı da giderek artıyor.. Öyle bir an geldi ki itmek filan fayda etmedi.. İkimizi de geriye sürüp banyonun ortasına çıktı.. Artık gezinmiyor tepiniyor..

Biz itmeyi bıraktık vücutlarımızla aletin üzerine yüklendik.. Yardımcı eleman da bize katıldı.. Benim çamaşır makinesinin enerjisi bitecek gibi değil.. Üçümüzü birden zıplata zıplata gezdiriyor..

Mal sahibi olarak "yular takmışım sıpaya, seyirtip çıkmışım tepeye.." durumundayım, terkimde iki kişi daha var..

Can havli ile fişi yeniden çekip, aleti zaptettik.. Tamir için servisinden adam çağırmaya karar verdik..

Aletin gürültüsü mü komşuların kulağına gitti yoksa zaptedilmeyen enerjisi mi bilinmez o saatten sonra bizim karizma bir daha dikiş tutmadı.. Komşuların özüme bakışı değişti..

Gerçi şikayetçi değilim.. Zengin sitesinde fakir komşuluğun da avantajları var ki detayı ayrı bir yazı konusudur..

www.superbahis.com


www.sigortam.net

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır