kapat
24.09.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

www.ekdilamerica.com
Dünyadan
Spor
banner
Magazin
Kampüs
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

GREENCARD
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 

Nereden nereye!..


Baba Bush, Körfez Savaşı başlamadan önce Özal'ı aramış, "Cross your fingers" demişti. İki lider samimi bir havada konuşmuş, telefonda birlikte dua etmişlerdi
Oğul Bush ise, Afganistan operasyonu kararı alındıktan 10 gün sonra Türkiye'yi hatırladı. 15 dakika süren görüşmede 10 yıl önceki samimiyetten eser yoktu

Afganistan operasyonu öncesi çok sayıda ülkenin devlet başkanını arayarak işbirliği öneren ve Türkiye'yi 10 gün sonra hatırlayan ABD Devlet Başkanı George W. Bush, Türkiye ile ilişkilerinde babası George Bush gibi çıkmadı.

Baba Bush, 10 yıl önce Körfez krizi sırasında sürekli olarak Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ı telefonla arayıp, "Targıt" diye ilk ismiyle hitap edecek kadar samimi bir havada konuşup birlikte dua ederken, oğul Bush ülkesini sarsan terörist saldırıdan ancak 10 gün sonra Türkiye'ye zaman ayırabildi. Üstelik Bush'un Cumhurbaşkanı Sezer ile yaptığı görüşmedeki resmi üslubu da babasının "sıcak" ve "samimi" ifadelerinden çok farklıydı.

HELLO TARGIT!
1991'de Bağdat'a yapılan ilk hava saldırısını 1 saat 10 dakika önce Özal'a bildiren Baba Bush, Özal'dan kendisine şans dilemesini isterken, Amerikalılar'ın kritik durumlarda bir tür "dua" gibi kullandığı, orta parmağı işaret parmağının üzerine çapraz getirerek, "Cross your fingers", şans dilemek deyimini kullandı. Özal da, önce orta parmağını işaret parmağının üzerine getirerek "İyi şanslar" diledi.

İki lider birbirlerine ilk isimleriyle hitap edecek kadar samimi bir ortamda görüştüler.

Görüşmeye tanık olan Özal'ın Başdanışmanı ve Özel Kalem Müdürü Engin Güner, "Birbirlerine ilk isimleriyle hitap ederlerdi, Bush her önemli karardan önce Özal'ı arayarak fikrini sorardı" dedi.

NASILSIN GEORGE?
17 Ocak 1991 günü saat 00.20'de Özal'ı telefonla arayarak Bağdat'a yapılacak hava saldırısını haber veren Bush ile Özal'ın, arada tercüman olmadan geçen görüşmesi aynen şöyle:

Bush: Merhaba Turgut. Nasılsın?

Özal: Teşekkür ederim George. Sen nasılsın?

Bush: Şimdi sana benden beklemekte olduğun bir haberi vermek istiyorum. Saddam'ın Kuveyt'i terketmesi için sürdürdüğümüz diplomatik faaliyetlerin sonuçsuz kalması üzerine bir buçuk saat sonra askeri harekatın başlaması için emir vermiş bulunuyorum. Bağdat üzerinde bir hava saldırısı olacak. Sanıyorum bu haberi bekliyordunuz, bunu, benden öğrenmek istiyordunuz. Senden ricam, bu bilgilerin dışarıya sızmamasıdır. Çünkü, pilotlarımızın hayatları söz konusudur.

Özal: Evet. Hiç merak etmeyin. Şimdi Genelkurmay Başkanımıza (Doğan Güreş) haber vereceğim.

Bush: Milletlerimiz için dua edelim.

Özal: Evet. Şu an Allah'a dua ediyorum, inşallah, herşey sizin ve bizim milletlerimizin hayrına olur.

Bush: Evet. Ben de dua ediyorum. Umarım iyi olur.

Özal: Müttefik olarak birlikte hareket edelim.

Bush: Bu çok geniş kapsamlı bir saldırı olacak. Umarım ki, bu hava saldırısı, bu adamı (Saddam'ı kastederek) yerinden etmek için yeterli olur.

BİZE ŞANS DİLE
Özal: Bunun için dua ediyorum.

Bush: Operasyonun başarılı olması için bana şans dileyin. (Bush, Özal'dan şans dilemesini isterken 'Cross your fingers' deyimini kullanıyor. Amerikalılar için bunun anlamı, orta parmağını işaret parmağın üzerine çapraz bir şekilde getirerek bir nevi dua eder gibi şans dilemek.)

Özal: İyi şanslar. (Özal da Bush gibi orta parmağını işaret parmağının üzerine çapraz getirerek şans diliyor.)

Bush: Sana da iyi şanslar.

VE 10 YIL SONRA
Özal ile baba Bush arasındaki bu samimi konuşmalar artık tutanaklarda kaldı.

10 yıl sonra babasının koltuğuna oturan George W. Bush, ülkesine yönelik terörist saldırılara misilleme kararı aldıktan 10 gün sonra aradığı Cumhurbaşkanı Sezer'le tercüman aracılığıyla konuşurken, oldukça resmiydi.

Bush ve Sezer arasında "Sayın başkan", "Ekselansları" gibi ifadeler kullanıldı. 15 dakika süren görüşmenin yarısı paralel telefonda tercümanlık yapan Başdanışman Tacan İldem'in çevirisiyle geçti. Ancak İldem, basına yaptığı açıklamada görüşmeyi "içten ve sıcak görüşme" olarak aktarmak zorunda kaldı.

ECEVİT DE RESMİ
Sezer ve Bush arasındaki resmiyet, Başbakan Ecevit'in Buh'a gönderdiği mektuba da yansıdı.

Üstelik mektuptaki üslup, Clinton dönemini bile aratır gibiydi. Clinton ve Ecevit arasındaki mektuplaşmada sadece "Sayın" ifadesi kullanılırken, Buh'a gönderilen mektupta "H.İ (His Excellency) Mr. George W. Bush, President of USA- Ekselansları, Sayın ABD Başkanı" şeklinde oldukça resmi bir üslup tercih edildi. Mektup, "Your sincerely- saygılarımla" cümlesiyle noktalandı.

Şamil TAYYAR

www.superbahis.com
www.sigortam.net

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır