kapat
14.09.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

www.ekdilamerica.com
Dünyadan
Spor
banner
Magazin
Kampüs
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

GREENCARD
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 
ALİ BAYRAMOĞLU(abayramoglu@sabah.com.tr )

Global cadı avı

Çatışmacı insan zihniyeti ile teknoloji ilişkisi tarih boyunca her zaman aynı büyük kapıya çıkmıştır: Silahlanma, savaş ve ölüm.

Sadece 20. yüzyıl içinde savaşlar, çatışmalar sonucu hayatını kaybeden insan sayısı 50 milyon civarındadır. Ana eğilimler açısından bugün de durum farklı değil. Çatışma ve savaş tiplerinin değişmesi, asıl resmi değiştirmiyor.

ABD'ye yapılan son saldırı bu "silah-imha oyunu"nun diğer bir parçası.

Olup biten; dışlanmışlıklardan, dünyanın dörtte üçünün yoksulluk sınırının altında yaşamasından, bu kutuplaşmadan beslenen türlü ideolojilerden elbette bağımsız değil.

Huntington'un, tarihin bundan böyle İslam ve Hıristiyan medeniyetleri arasındaki gerginliklerle döneceğini varsayan "Medeniyetler Çatışması" tahlilinin ardında yatan gerçek de, bir anlamda buydu. Din savaşlarından dünya savaşlarına; dünya sathında yaşanan para ve zihniyet kaynaklı her aşırı kutuplaşma şöyle ya da böyle savaşlarla, kanla sonuçlanmıştır.

Ne var ki, "dünya imparatorluğunun merkezine onur kırıcı bir şekilde yapılan" ve 30 bin insanın ölümüyle sonuçlanan saldırının ortaya çıkardığı "ruh hali", ABD'li ve uluslararası karar vericilerin soruna bu açıdan bakmalarına elverişli değil.

Nitekim ABD'ye yapılan saldırının hemen ertesinde Washington Post gazetesinde ABD yönetiminin içinde bulunduğu ruh halini ve muhtemel eylem planını yansıtan bir yazısında Henry Kissinger, özetle şöyle diyordu:

"Bugünkü gibi saldırı, sistematik planlama, iyi örgütlenme, çok para ve bir üs gerektirir. Saldırı Amerikan topraklarına yöneltilmiştir; yaşam biçimimiz ve özgür bir toplum olarak varoluşumuza yönelik bir tehdittir.

Hükümet, son saldırıdan sorumlu olan sistemi tahrip ederek sistematik bir cevap vermelidir. Bu sistem, çeşitli ülkelerin başkentlerinde barınak bulan terörist örgütler şebekesidir. Bazı durumlarda örgütleri barındıran o ülkeleri cezalandırmıyoruz; bazı durumlarda ise onlarla normal ilişkilere yakın bir ilişki tarzımız oluyor. Bugüne dek bu tür saldırılara polisiye yaklaşıyorduk; artık bu değişmelidir.

Misilleme yapılmalıdır ama bu sadece başlangıç olmalıdır. Ana iş, terörist sistemi kovalamaya başlamaktır. Terörist sistemle, küresel zeminde örgütlenmiş parçalarını ve senkronize biçimde hareket edebilmelerini kastediyorum. Bu tür saldırıyı gerçekleştirme yeteneğine sahip grupları barındıran her hükümete, bu saldırılarla ilişkili olsun olmasın, çok ağır bir fatura ödettirilmelidir..."

Belli oluyor ki; "global bir cadı avı" dönemi başlıyor. Saldırının ardında İslami bir terör unsuru çıksa da çıkmasa da, bu tablo çok değişmeyecek..

Bu çerçevede en önemli husus, "düşman" tanımına, lojistik destek kavramına ilişkin çıkacak sıkıntılardır. Terör ve terörist tanımı ile Müslümanlık, Doğululuk gibi kültürel, dinsel bazı özellikler iç içe girebilecek ve bunların birbirinden ayrılması için yeni çabalar gerekecektir.

Daha genel bir deyişle bu cadı avının, mevcut dengeleri altüst edeceği oranda ekonomik, kültürel, politik sonuçlarının olması kaçınılmazdır.

Av startı da verilmiştir:

NATO'nun aldığı, ABD'ye yapılan saldırının tüm NATO ülkelerine yapılmış kabul edilmesine ilişkin karar, bu av döneminin stratejisine, örgütlenmesine ilişkin önemli bir gelişmedir.

Bunun, Türkiye gibi cadı avı yapılacak bölgenin yanı başında olan, ekonomik istikrarı açısından girdiye özellikle muhtaç bulunan bir ülke üzerinde olumsuz etkileri olacaktır...

Umarız bu oyun, ülkeye demokrasi ve hukuk açısından zemin kaybettirmez....

www.superbahis.com


www.sigortam.net

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır