kapat
14.09.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

www.ekdilamerica.com
Dünyadan
Spor
banner
Magazin
Kampüs
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

GREENCARD
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 
YAVUZ DONAT

"Ben başbakan olsaydım..."

12 Eylül Çarşamba günü öğleden sonra Ankara'da "çok önemli bir görüşme" oldu.

Ancak, argo deyimle, bu görüşme "güme" gitti.

Zira herkes "Amerika'da meydana gelen terör olayıyla ilgili olduğu için..."

Ankara Sanayi Odası Başkanı Zafer Çağlayan'ın, Başbakan'a yaptığı ziyaret "gündemde pek yer bulmadı."

Oysa...

Kapılar kapanınca konuşulanlar "önemliydi." Bugün, bu görüşmenin "ayrıntılarını" yazacağız.

AMERİKA
Başbakan "Amerika'daki olaydan" bahsederken...

Zafer Çağlayan dedi ki:

- Efendim, bizdeki panik Amerika'dan çok daha fazla... Gerçi, Hazine... Maliye... Ekonomi yönetimi gerekli önlemleri alıyor ama... Yine de herkeste "yarın ne olacak" korkusu var.

Sonra söz, "olaydan ders çıkarmak" konusuna geldi.

Başbakan:

- Amerika'da meydana gelen olaydan, özellikle Avrupa'nın gereken dersleri çıkaracağını umuyorum... Ve yine umarım ki, bu olay, Ortadoğu kaynaklı değildir.

ÜTÜ, LÜKS MÜ?
Başbakan ile Sanayi Odası Başkanı'nın görüşmesi "önceden kararlaştırılmıştı."

Ve Çağlayan bu görüşme için "ciddi bir hazırlık" yapmıştı. Ecevit "buyrun, sizi dinliyorum" deyince...

Çağlayan sordu:

- Efendim, sizce ütü lüks mal mıdır?

Başbakan "bu da nereden çıktı" dercesine bakınca...

ASO Başkanı devam etti:

- Sayın Başbakanım... Siz duyarlı bir insansınız... Ütü, çamaşır makinesi, buzdolabı, fırın... Bunlar lüks mü?

Ecevit:

- Hayır... Bu çağda, bunlar lüks olur mu?

Çağlayan:

- Madem lüks değil... Öyleyse hükümetimiz bu mallardan alınan KDV'yi neden yüzde 26'ya yükseltti?

Bu görüşmeden bir gün önce, Zafer Çağlayan ile, beş bin işyerinin bulunduğu "OSTİM'e" gitmiştik.

KAYIT DIŞI
Dün Çağlayan bize dedi ki:

- Sayın Başbakan'a anlattım... Yavuz Bey de şahittir dedim... Piyasalar perişan... Ne üreten var, ne de satın alan.

- Başbakan ne dedi?

- Bir şey demedi... Yüz milyonluk fırına, 26 milyon da KDV isterseniz... Kim alır?.. KDV'yi yüzde 50 yapın... Alan olmadıktan sonra... Bugünkü sistem herkesi kayıt dışına itiyor... Para yastık altına gidiyor Sayın Başbakanım.

HARÇLIK VERGİSİ
Zafer Çağlayan:

- Sayın Başbakanım... Ankara'daki bir baba, İstanbul'da okuyan oğluna harçlık gönderiyor... Bundan "veraset ve intikal vergisi" alındığını biliyor musunuz? Sayın Başbakanım... Bir baba, oğluna otomobil hediye ediyor... Bundan "veraset ve intikal vergisi" istendiğinden haberiniz var mı?

OTOMOTİV
Çağlayan ile dolaşırken, Türk Traktör Fabrikası'nın otoparkında "yatan" traktörleri görmüştük. ASO Başkanı "bu manzarayı" Başbakan'a da nakletmiş:

- Fabrika traktör satamıyor, köylü traktör alamıyor... İşte tarım sektörü.

Çağlayan'a sorduk:

- Başbakan ne dedi?

- Birşey söylemedi... Ama ben devam ettim.

- Neye?

- Durumu anlatmaya... Otomotiv sektörü çöküyor... İndirin KDV'yi... Kaldırın ek taşıt alım vergisini... Belli bir dönem için vergileri geri çekin... Sürümden kazanılsın... Aksi takdirde devlet kimden, hangi vergiyi alacak? Sayın Başbakanım dedim... Ben başbakan olsaydım, vergileri indirirdim dedim.

ELLİ DOLAR
Zafer Çağlayan:

- Efendim, Ankara Ticaret Odası "Türk Lirası'na destek" kampanyası başlattı.

Ecevit:

- Evet... Ben de destek verdim.

Çağlayan:

- Desteğiniz, psikolojik bakımdan çok önemli.

Ecevit:

- Teşekkür ederim.

Çağlayan:

- Efendim, öyleyse, yurt dışına çıkandan hâlâ ne diye "elli dolar" alınıyor... Ben başbakan olsaydım, onu da derhal "Türk Lirası'na" çevirirdim...

KONSEY
- Sayın Başbakanım... Ekonomik ve Sosyal Konsey bugün toplanmayacak da, ne zaman toplanacak... Ben başbakan olsaydım... Amerika'daki terör olayının olduğu dakikada, bu konseyi toplardım.

İKİ NOT
Zafer Çağlayan'a sorduk:

- Başbakan hiç konuşmadı mı?

- Daha ziyade dinledi... Benim sözlerim bitince, önündeki kağıttan "iki not" okudu.

- Neler?

- Dedi ki... Hazine arazilerini satacağız... Ayrıca... Yabancı sermaye girişi artacak... Böylece... Kaynak sorunu çözülecek... Ekonomi canlanacak.

- Siz bunlara karşılık ne dediniz?

- Dedim ki... Sayın Başbakanım... Bir fırsatını bulsam, ben Türkiye'den kaçacağım... Buradaki sermaye dışarı kaçarken, yabancı sermaye aklını mı yedi ki Türkiye'ye gelsin... Bunun imkânı yok.

VE SON
ASO Başkanı Zafer Çağlayan'ın son sözleri:

- Müthiş üzgünüm... Sabaha kadar uyuyamadım... Sayın Başbakanımız ile yaptığımız görüşmeden sonra, geleceğe daha karamsar bakmaya başladım... Zaten ümitsizdim... Şimdi... Çok daha ümitsizim.

www.superbahis.com


www.sigortam.net

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır