kapat
14.09.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

www.ekdilamerica.com
Dünyadan
Spor
banner
Magazin
Kampüs
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

GREENCARD
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 
RUHAT MENGİ(rmengi@sabah.com.tr )

Kod adı: Kılıç Balığı

NATO ilk kez bir terör eylemine karşı toplu olarak tavır alıyor ve New York ile Washington'a yapılan terörist saldırıları, aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 19 NATO ülkesine de yapılmış sayıyor. Böylece ABD hangi ülkelerle savaşa girmeye karar verirse biz de onunla birlikte bu ülkelere savaş ilan etmiş olaçağız.

Almanya başta olmak üzere Avrupa ülkeleri "bu saldırıyı yapanların uygar dünyanın yasalarını çiğnediğini" söylemekle şimdi, ilk kez terörist saldırıların sadece yeraldığı ülkeye değil, tüm dünyaya yapılmış olduğunu açıkça kabul ve deklare ediyorlar. Bu olay, belki bundan sonra Avrupa ülkelerini (ve ABD'yi) teröristlerin, kırmızı bültenle aranan yasadışı adamların sığınağı ve kara para aklama yeri olmaktan çıkaracaktır. Ne acıdır ki, bunu fark etmek için bir saat içinde 20 bin kişinin ölmesini beklediler.

Terörün, dünyanın hangi bölgesinde olursa olsun, göz yumulduğunda, gelişmesine fırsat tanındığında dünyanın en güçlü ülkesini bile yıkabileceğini, yaratılan canavarın sonunda kendilerini de yutabileceğini ancak anladılar.

Amerika'da yaşanan akıl almaz olayın tüm dünyayı, bütün ülkeleri her boyutuyla etkileyeceği muhakkak. Ama, terörden en çok çeken ülkelerin başında gelmemize rağmen en olumsuz etkiye maruz kalacaklardan biri de biz olacağız. Hadi Uluengin bu etkiyi dünkü yazısında "Eğer sorumlu gerçekten Usame bin Ladin'se inanıyorum ki Resulullah'ın öldüğü 13 asırdan beri hiç kimse Müslümanlığa böyle büyük kötülük yapmadı. Eğer düşmanlar bizim din kimliğimizi taşıyorsa zaten şiddet ve fanatizmle özdeşleştirilen İslam bundan böyle çok daha büyük bir husumete maruz kalacak (....) bilinçaltı bir refleksle, New York gökdelenlere çakılan uçak imajıyla bütünleşecek" sözleriyle gayet güzel açıklamış.

Eğer bu caniler Müslümansa ve bu cinayetleri de İslam adına işlemişlerse, bundan sonra tüm Müslümanların Amerika ve Avrupa'daki imajı bir daha yüzyıllar boyu silinemeyecek şekilde değişecek, ülkelere girişleri, çalışmaları, yaşamaları çok zorlaştırılacaktır. (Belki de saldırının amaçlarından biri de bu, kimbilir..)

Nitekim daha şimdiden, önceki gün, Tony Blair BBC'de "Terör görünmeyen bir düşmandır" dediği konuşmasında "İslâm ülkelerine vatandaşlarımız gitmesin" cümlesini kullandı. Her ne kadar hemen hatasını farkedip "Bazı İslâm ülkelerine" şeklinde değiştirdiyse de o cümle hem "Blair" gibi önemli bir başbakanın düşüncesini yansıtmaktaydı, hem de izleyen herkesin kafasına kazınmış oldu.

Görüldüğü gibi kendilerini İslâm'ın sözcüsü, koruyucusu, mücahiti sayanlar ve sananlar sadece kendi örgütlerine, ülkelerine, çevrelerine değil tüm İslâm alemine zarar veriyorlar.

Bu arada.. Amerika yıllardır, ürettiği ve dünyaya izlettiği çok sayıda filmle (Bond filmlerinden başlayarak, Airport'lar, Airforce One, Peacemaker ve diğerleri) her türlü terör metodunu, uçak kaçırma, banka soyma tekniğini okul gibi öğretti. Örneğin; New York saldırısını görür görmez benim aklıma hemen "Kod adı: Kılıç Balığı" filmi geldi. Şu anda gösterimde olan, John Travolta'nın başrolü oynadığı filmin konusu "siber terör".. Bilgisayarla en zor güvenlik şifrelerini çözen "hacker"lar (bilgisayar teröristleri) Dünya Bankası'nı soymayı deniyor, bunun için de çok sayıda görevliyi rehin alarak vücutlarına bomba bağlıyor ve rehineleri güvenlik güçlerine karşı silah olarak kullanıyorlar. Aslına bakarsanız onlar da azılı bir terörist gurubu ama (tüm diğer teröristler gibi) kendilerine göre çok meşru (!) bir nedenleri var. Tam şu an için geçerli bir neden; Bu paraları ABD'ye karşı tehlike yaratacak teröristleri ortadan kaldırmak üzere kullanacaklar..

Ama teröristlere verilen akılları görmelisiniz. ABD de belki kazanç adına istemeyerek teröre hizmetten vazgeçer bundan böyle!

80. kattan düşen adam..
En az 20 bin kişinin öldüğü, dünyanın en büyük katliamlarından biri yaşandı, kimbilir ne korkunç durumda yanıklar, ne yaralılar vardı ama dünya olaya sadece filmlerde benzerlerini gördüğü şekliyle izleyebildi.

Bütün bu facia içinde yabancı medyanın duyarlılığını, saygısını ve samimi üzüntüsünü yakalayan ve bizim medyayla karşılaştırma dikkatini gösteren meslektaşlarımızı kutlamak lâzım. Gerçekten de sadece bu açıdan yapılan karşılaştırma bile bize ait bir başka faciayı anında ortaya koyuyor.

Hiç şüphe yok, Taksim'deki son canlı bomba olayında teröristin kopan ve yakındaki parka düşen kafası bizim medya tarafından uzun süre aranmıştır. Eğer New York'taki dehşet verici saldırıda çekimleri yapan onlarınki yerine bizim medya olsaydı neler görebilirdik düşünebiliyor musunuz?

Örneğin; 80. katta bulunan ve nasıl olduysa sağ kalabilen adama mutlaka ulaşılır (güvenlik güçleri atlatılarak, gerekirse rüşvet teklif edilerek, hastaneye girilerek, kısacası ne gerekiyorsa yapılarak) ve 80 katı uçarak geçerken ne hissettiği sorulurdu;

"Nasıl bir duyguydu?.." İzleyici böyle bir durumda bunu çok merak eder ya! Diğer kanalları atlatma başarısıyla sarhoş olmuş muhabir bunu mutlaka sorardı. Hattâ adama stüdyoya gelerek konuşma yapıp yapmayacağını bile sorar, gerekirse hastaneden kaçırırlardı.

Sedyeyle götürülmekte olan, kolu ya da bacağı kopmuş veya vücudunun yarısı yanmış yaralıyı yakalasalar onun da sorusu hazır olurdu;

"Bacağınız koparken Ğyanarken- ne hissettiniz?"

"Acıyor mu?"

Ve bu soruları sorduğu sırada muhabirin yüzünde üzüntü değil, görevini yapıyor olmanın huzuru, gülümsemesi olurdu.

Bugüne kadar hep "düzelir, düzelir" diye bekleyip durduk, en ufak bir değişiklik yok. Tek kaygı rating, tiraj... Sonuçta para, para, para...

Para söz konusu iken insanlığın lâfı mı olur?

Medeni ülkeler hakkında yazıyor, çiziyor, akıl veriyor, kendimizi onlarla eşdüzey varsayıyoruz.

Ama varsayımla olmuyor. Bu yamyam stilini en kısa zamanda bırakıp, düzgün medya kurallarını benimsemek zorundayız artık. Bugüne kadar olamadı. Demek ki bir dış ivmeye ihtiyaç var. "İzleyici tepkisi"ne.. Gerçek, tokmak gibi, aynı anda yağan yüzlerce telefon, faks, mail ile.. Ama nerde?

www.superbahis.com


www.sigortam.net

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır