Şiddet değil adalet..
Amerika'nın gazabı, terör baronlarını ve terörü politik araç olarak kullanan despotları titretiyor.
Kaddafi Amerika'ya yardım önerdi.
Saddam "bu işte biz yokuz" diyor.
Toplanan delillerin zanlı kimliğini teyit ettiği Usame bin Ladin inkâr ediyor..
Bu teröristi topraklarında barındıran Taliban yönetimi, hedef olacağından korktuğu intikam operasyonunun ateşini düşürme tedbiri olarak Usame bin Ladin'i evinde göz hapsine aldığını duyurdu.
Korku sebepsiz değildir.
Uluslararası terör, tarihinin en meşum zaferini kazanmıştır ama bu, kendi yok oluş sürecini de başlatmıştır. Neden?.
Çünkü NATO da bir "ilk"i gerçekleştirmiş, Amerika'ya yapılan saldırının 19 NATO ülkesine yönelmiş bir düşmanlık olduğunu kabul etmiştir. Birleşmiş Milletler'den çıkan sert kınamanın dayandığı oybirliği ile işlem tamamlanmıştır.
Vur ama emin ol..
Artık düğmeye basmak için, infaz hükmünün dayandığı delillerin toplanması bekleniyor.
Amerikan halkının intikam duygularını tatmin etmek ve kırılan onurunu kurtarmak adına "hemen vurmak" yönünde baskılar var ama, cezalandırma operasyonunun Körfez harekâtındaki gibi uluslararası bir güç eliyle gerçekleştirilecek görünmesi, dünyayı böyle vahim bir yanlışın sonuçlarına karşı koruyacak umuttur.
Deniz Baykal'ın dediği gibi "Terör konusunun bir medeniyetler çatışması, bir dinler çatışması anlayışına dönüştürülmesi olağanüstü bir yanlış olur"..
Evet, demokratik toplumlar, uluslararası terörün uygarlık için ortak bir belâ olduğu gerçeğini nihayet öğrenmişlerdir.
Bundan sonra terör örgütleri, uluslararası dayanışmanın sert karşılıkları ile ezilecek, terörü barındıran ve şantaj için kullanan ülkeler ağır bedel ödeyecektir.
Özdemir Sabancı suikasti faillerinden olduğu halde düne kadar misafir muamelesi gören Fehriye Erdal'ın yargılanmasına karar veren Belçika mahkemesi kararında, uyanan bu bilincin etkisi vardır.
Seçilmiş hedef..
Etrafımız, terörü politik alet olarak kullanan rejimlerle dolu. Teröre karşı oluşan yeni yapılanma Türkiye'nin güvenliği için yararlı olacaktır.
Şu andaki en ciddi tehlike halâ, cezalandırma operasyonunun, suçlu örgütü, liderini ve varsa onu koruyan rejimi nokta hedef olarak alacak yerde masum insanlara da zarar vermesi ihtimalidir.
Cezalandırmanın şiddetini belirleyecek olanlar, cehenneme çevirecekleri ülkede halkın zaten o katil ve despotların cehenneminde tutsak ve mağdur yaşadıklarını bilmeliler.
Adaletsizlik yaparlarsa bunun intikam duygusu ile körleşmiş ve adanmış bir sürü kamikaze tohumu ekeceğini unutmamalılar.
Cezalandırma şiddete değil adalete dayanmalıdır!
|
Magazin
