kapat
14.09.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

www.ekdilamerica.com
Dünyadan
Spor
banner
Magazin
Kampüs
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

GREENCARD
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 


Karizma Sıfır

ABD'ye inanılmaz bir ders verdiler. O hep savaşı denizaşırı yaptı. Halkı da bunu oyuncak zannediyordu. Ne zaman o korkunç sabahı yaşadılar, bu işin oyuncak olmadığını gördüler. Terör, onu kendi silahlarıyla vurdu.

ABD savaşa girseydi, bu kadar hasar yaşamazdı. Şimdi diyorlar ki, "NATO'nun, saldırının tüm ülkelere yapıldığını kabul eden 5. maddesi yürürlüğe girsin." Oh ne âlâ. Biz yıllarca terörle yaşadık. Avrupa'nın büyük devletlerinden bu teröre yardımlar geldi. Fransa Cumhurbaşkanı'nın karısı bile yardakçılık yaptı. Biz de Nato ülkesiyiz. Neredeyse NATO'nun askeri kanadından bile çıkarmayı düşündüler. Ama ne güzel sıkıştılar.

Körfez Savaşı'nda İncirlik'i evlerinin arka bahçesi gibi kullandılar. Güya bir koyup üç alacaktık, sonra üçün birini aldık. Mersin Limanı ve Habur Kapısı, yani ülkenin güney sınırındaki ticaret tamamen kapandı. Kaybımız milyarlarca dolar. Kendinize gelince 5. madde, bize gelince elinize kolunuza kuvvet 31.madde!.. Yani kendi işini kendin gör. Ama göreceksiniz, işin kökünde olanlar fazla sahneye çıkamayacaklar.

Kapkaççılar, 14-16 yaş arası çocukları kullanırlar. Onlar çarptıkları malı 16-18 arası bir başka çocuğa verir. O, yolda yürüyen bir kadına, o da arabada bekleyen işin başındaki babaya götürür. Yakalansalar bile avukatlar bu 14-18 yaşındaki çocukları CMUK yasasına göre karakoldan alıp ellerini kollarını sallayarak götürürler. Siz de çarpıldığınızla kalırsınız. Şu anda ABD'nin durumu bu. İşin daha ilginç yanı, dış bağlantılı bu terör örgütünün, içerden de yardım aldığı açıkça belli. Başka türlü bu başarıyı sağlayamazlardı. Ölen sivillere yazık oldu. Ama ABD'nin de ayağı yere bastı. Fazla tek kalmıştı. Zaten en büyük tehlike budur.

Sovyetler Birliği ne zaman çöktü? Diyeceksiniz ki, "Yeltsin tankın üstüne çıktı, para, pul" falan. Hepsi hikaye. Ne zaman o Alman genci Matthias Rust, tek motorlu uçakla gelip, Sovyetler'in kalbi, Kızılmeydan'a indi, işte Sovyetler o gün bitti. O gözümüzde çok büyüttüğümüz KGB'nin o Sovyetler Birliği'nin ne kadar kolay bir ülke olduğunu o Alman genci, bütün dünyaya anlattı. Bana, Salı sabahı seyrettiğim görüntüler, o Moskova'ya inen tek motorlu uçağı anımsattı. Rusya, o tek motorlu uçağı temizleyemedi. Bakalım ABD, bu 4 uçağı temizleyebilecek mi?..

Saddam'dan neler beklenmez ki...

1976'da Ankaragücü takımıyla bir aylığına Bağdat'a kamp yapmaya gittik. Devre arası Ankara çok soğuk olur. Bağdat'ta da sıcaklık 18-22 derece arası. Bu başkent enteresan bir yer. Çok zenginden çok fakire kadar büyük bir yelpaze var. Benim anlatacağım bu değil. O zamanlar Saddam ikinci adam.

Yanımda şimdi antrenör olan Ali Osman Renklibay var. Öbür yanımda da Kerküklü Türkler'den bir mihmandar arkadaş. Biz Bağdat'ın en büyük bulvarında yürürken, yanımızda arka arkaya 10 tane siyah Mercedes geçti. Hepsinin de sağ arka koltuğunda birisi oturuyordu. Belli aralarla birbirlerinin arasına girip, biri diğerinin önüne geçiyordu. Biz hayretle bakarken mihmandar, "Saddam havalimanına gidiyor. Köşkten mercedeslerden birine biner, sonra arabalar birbirlerini geçmeye başlayınca, Saddam'ın hangisinde oturduğunu anlayamazsınız." Yani suikaste tedbir.

Düşünebiliyor musunuz, sene 76, Saddam ikinci adamken bunu düşünüyor ve kendini koruyor. Böyle bir insandan neler beklemezsiniz.

Bulvarın adına bak!

Şimdi sıkı durun. Eğer ben, Ankara'da Çayyolu'nda aşağıdaki ismini yazdığım bulvarda otursaydım, yanmıştım. Adres vermek yüzünden telefonlarımın faturalarına incir ağacı dikilirdi. Veya telefonda bunları yazdırırken aklımı oynatabilirdim. Ev almaya gitsem vazgeçerim, yanlışlıkla aldıysam satarım. Ve bu tabelayı bazı gençler, caddeden söküp evlerinde odalarının duvarına asıyorlar hatıra diye. İşte muazzam isim: BANGABANDHU SEYH MUCİBURRAHMAN Bulvarı No 90/5 Çayyolu Ankara.

Korkaklar ülkesi...

Teröristler ABD'yi vurdu, orada dolar düştü bizde çıktı. Televizyonda ikizler yanarken, bizim vatandaşlarımızın çoğu benzinliklerin önünde kuyruk oluşturdu. Bankalara yüklenip para çekti. ATM'lerde para kalmadı. Bir kısmı da büyük alışveriş merkezlerine yöneldi.

Atıp tutuyoruz... Erkeklikten, cesaretten çok bahsediyoruz ama aynı kanıda değilim. Korkak, telaşlı, istikrarsız, bilinçsiz bir ülke olduk. Veya haline getirildik. Başbakanımız, konuşurken Amerika Birleşik Devletleri yerine Birleşik Amerika Büyükşehir Belediyesi demeye kalktı!..

Altaylı tehlikesi

Taze G.Saray yöneticisi Fatih Altaylı, ilerleyen haftalarda potansiyel bir tehlike olmaya aday. Altaylı, "Hakemler şampiyonu tayin etmesinler" diyor. İlave ediyor, "Bu bizim için de F.Bahçe için de aynı olsun." Bu demektir ki, geçtiğimiz 4 yılda üst üste şampiyon olan G.Saray'ın şampiyonluğunda hakemlerin tayin etme damgası vardı. "Sakın ha" demeye getiriyor Altaylı.

THY'nin abuk kararı

Geçen gün bir Türk Hava Yolları biletini, rezervasyon saatini değiştirmek için bürolarına gönderdim, çocuk geri geldi "Ağabey yüzde 30 ceza var." Neden? 6 saat olan rezervasyon değişiklik süresi 12 saate çıkmış. Arkadaş ben zaten 12 saatte İstanbul'dan D.Bakır'a giderim otobüsle. O zaman Türk Hava Yolları'na ne gerek var. Böyle abuk bir karar olur mu? Zaten uçakları 100 milyon liranın üzerine çıkardınız, sefer sayılarınız azaldı. Bazen koca uçaklar 6-7 kişiyle gidiyor ve sen kendi basiretsizliğini, kalbiliyetsizliğini ve beceriksizliğini, rezervasyon süresini 6 saatten 12 saate çıkararak kapatmaya çalışıyorsun. İnanılır gibi değil.

DGM'lik polisler

Ankara'da homoseksüel bir bankacı, kendisine kasetle şantaj yapan çeteyi polise şikayet edip yakalatıyor. O polisler de bu görüntüleri basına sızdırıyorlar. Bankacı polise güveniyor. Bence bu işi sızdıran polis ve polis grubu da aynen çetedir. Onların da DGM'de yargılanması gerekir.

www.superbahis.com
www.sigortam.net

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır