Dünya Ligi takımı olmamıza çok az kaldı. Bu kader de Türk Milli Basketbol Takımı'nın oyuncularının elinde. Ortaya koyacakları mücadele, Türk basketbolunun bir dünya ligine girmesini sağlayacak. Rakibimiz, bu turnuvada Yugoslavya'nın arkasından en büyük potansiyele sahip olan Hırvatistan. Çünkü tam bir basketbol ülkesi.
Oynanan grup maçları neticesinde son 8'e kalan sadece 2 takım attığından daha fazlasını yiyerek dikkat çekti. Biri Türkiye, diğeri Hırvatistan. Benzer bir performansla turnuvayı götürüyoruz. Ortalama istatistiklerin de çok benzer olduğunu söylemeliyiz. Yani yetenek çok, teknik beceri çok ancak takım oyunu zayıf, takım savunması zayıf. Kişilerin gayreti, 2 takımın çeyrek finalde eşleşmesini sağlamış.
Psikolojik olarak rakibi tanımamız ve oynadığımız maçlardaki üstünlüğümüz bizi bir gaflet uykusuna düşürmemeli. Karşımızda istedikleri anda her an her şeyi yapabilecek bir takım var. Sert savunmalıyız. Ribaundları toplamalıyız, hızlı hücum organize etmeleyiz, set hücumunda tüm opsiyonları kullanmalıyız ve Kerem'e sonuna kadar güvenmeliyiz. Çünkü en az 8 sene bu takımın oyun kuruculuğunu yapacak olan ondan başkası değil.