Evde upuzun uzanıp kitap sayfalarına ve tavana eşit aralıklarla bakma günündeydim. Tatil yalnız deniz kenarında yapılmaz ki diye düşündüğüm bir 'off' gün. Telefonlara bakmayıp TV'yi de hayret ki açmadığım... Bari müzik dinleyeyim amacıyla tesisatı açtım, fikslediğim kanalların hiçbiri kesmedi. Digitürk'ün sırf müzik yayını yapan kanallarını açayım dedim. Bunun için önce televizyonu açmak gerekiyor biliyorsunuz. Açtım... Ben yatağımda upuzun uzanıp kitap okurken tam o sıralarda olmuş olay.
Feci canım sıkıldı, şaşırdım Üzeyir Garih öldürülmüştü. Hem de bıçakla... Bıçakla öldürmek iyice canice gelir bana. Buna rağmen yine de bir caydırıcı tarafı olur diye düşünürüm. İlk darbeyi indirdikten sonra 'N'aptım ben?' diye düşünür insan; ama 'insan' düşünür tabii.
Öldürmek ve öldürmeye teşebbüs eden insanın duygusunu anlamaya çalışmak 'insanlar' için ne boş bir çabadır.
Düşünerek yani taammüden olması da düşünenin kendi düşüncesi olmuyor günümüzün cinayetlerinde. 'Öldürtmek' diye bir şey var. Mesela bu durumda bir insan nasıl 'maşa' olmayı kabul eder? Hangi para miktarı, hangi statünün dayanılmaz cazibesi ve hangi ideoloji vicdan azabından azade kılar kişiyi? Ya da vicdanının olmaması kişinin, nasıl bir şeydir? Bir uzvu olmayanlar kendilerinde eksiklik hissediyorlar da vicdanı olmayanlar olmadığının nasıl farkında olmuyorlar? Birinin görünür diğerinin görünmez oluşu mu bu rahatlığı sağlar?
Siz yazımı okuduğunuzda katil bulunacak, umuyoruz ki her şey ortaya çıkacak. Bu süre içinde alakalı ve alakasız kişiler taziyeye gidecek. Devlet büyükleri 'menfur' cinayeti kınayacak, it üreyip kervan yürüyecek, niyetli kişiler cinayet tasarılarına belki kısa bir süre ara verecek...
Cinayetler bazen Üzeyir Bey şöhretinde, bazen sessiz sedasız ve isimsiz kahramanlarla devam edecek. İnsan ister istemez şartlı salıverme yasasını hatırlıyor.
Arkasına bakmadan bu ülkeden kaçmak da bir fikir tabii... Ama batan gemiyi ilk fareler terk edermiş. Maddi olnaksızlıklardan mı? 'Fare' damgasını yememek icin mi? Yoksa 'illa vatanım' dememek için mi buradayız? Hiçbiri ya da hepsi, ya da sadece aşk meselesi. Ama her şeyden fenası ölüm acısı; hele böylesi... Kolay unutulmaz. Unutmayalım da zaten.
Üzeyir Bey'in yakınlarına Allah'tan sabır diliyorum. Bu arada bugün Dünya Barış Günü, kutlu olsun.