|
|
|
Türkiye Yahudileri açılıyor
1996 yılından beri düzenlenen "Yahudi Kültürü Avrupa Günü" ilk kez Türkiye'de kutlanacak. Yahudi mirasının geniş kitlelerce keşfedilmesini amaçlayan etkinlik, Galata bölgesinde düzenleniyor
Yahudi Kültürü Avrupa Günü vesilesiyle 2-24 Eylül tarihleri arasında İstanbul'da bir dizi etkinlik düzenleniyor. Sinagoglar, mezarlıklar, dini mekanlar gezilebilecek, gelenekleri keşfetmek için tarihi turlar yapılacak, konserler verilecek, sergiler açılacak...
Etkinlikler kapsamında Schneidertempel Sanat Merkezi'nde "Aile Albümlerinden Fotoğraflarla Türkiye Yahudileri" sergisi var. Yahudilerin yaşam tarzlarına, aile geleneklerine ilişkin bilgiler veren sergi, İsrail'deki Beth Hatefutsoth-Diaspora Müzesi'nde, 1989'da sergilenmişti. Sergideki ailelerin ortak özelliği, sıradan insanlar olması. Bu nedenle de aileler hakkında toplanan bilgiler kısıtlı.
SİNAGOGLAR GEZİLEBİLECEK
Bu etkinliklerin en önemli özelliği, başta Neve Şalom olmak üzere birçok sinagogun ziyarete açık olması. Neve Şalom Sinagogu, 1986'da 22 Yahudi'nin ölümüne neden olan bombalı saldırı sonucunda güvenlik nedeniyle ziyarete kapatılmıştı. Sinagogun temelleri, 1930'lu yılların sonlarında, Galata ve Beyoğlu'nda yoğunlaşan Musevi nüfusun dini vecibelerini yerine getirmek için, 1. Karma İlkokulu'nun tören salonunda atıldı. 1948'de kurulmasına karar verildi ve "Barış Vahası" anlamına gelen Neve Şalom adıyla 1951'de görkemli bir törenle açıldı. Sinagogun en büyük özelliği, sünnet, düğün ve cenaze gibi dini törenlerin yapılabileceği geniş bir ibadet yeri olması. Geçen cumartesi bir cinayete kurban giden işadamı Üzeyir Garih'in cenaze töreni de Neve Şalom'da yapıldı...
1886'da faaliyete geçen, 1922 yılına kadar her cumartesi Maftirim Grubu'nun Klasik Türk müziği makamlarında konserler verdiği İtalyan Sinagogu da etkinlikler kapsamında. Bu sinagog uzun yıllar Hamursuz Bayramı'ndan önceki 12 hafta boyunca düzenlenen Cuma akşamı vaaz ve konferansları ile İstanbul Yahudilerinin kültür ocağı olmuştu. Sinagog 115 yıldır aralıksız cemaate hizmet vermekte.
Faaliyete geçişi 1866'ya dayanan ama resmi açılışı 1900'de yapılan Aşkenaz Sinagogu'nun en büyük özelliği, ahşap dolabı. Dönemin en ünlü yontu ustası Fogel tarafından abanoz ağacından işlenerek yapılan dolaba Sefer Tora'ları (kutsal kitap Tevrat'tan alıntılar) konulmaktadır.
Bugün bir sanat merkezi olarak kullanılan Schneidertempel Sanat Merkezi de etkinliklere evsahipliği yapıyor. 1998'de sanat merkezine dönüştürülen sinagogda, "Yeni Bir Binyılın Eşiğinde İnançlar" isimli karikatür sergisi yer alacak.
ETKİNLİK PROGRAMI
* Dinletiler (2 Eylül Pazar) 11.30: Sefarad Yahudilerinin Sinagog ilahilerini icra eden Sefarad Sinagog İlahiler Korosu konseri. Yer: İtalyan Sinagogu.
13.00: Sefarad kökenli Türk Yahudilerine özgü folklorik müzikler yapan Erensya Sefaradi konseri. Yer: Neve Şalom Kültür Merkezi
14.15: Amatör ve profesyonel hazanlardan (Sefarad Yahudilerinin dularını okuyan din adamı) oluşan Şevahot Korosu'nun enstürümansız konseri. Yer: İtalyan Sinagogu
15.15: Yeşua Aroya Klasik Dinletisi, Yer: Aşkenaz Sinagogu
17.00: Türkiye'yi temsilen BM'de de konser veren Los Paşaros Sefaradis konseri. Yer: Schneidertempel Sanat Merkezi
* Sergi (2-24 Eylül), Schneidertempel Sanat Merkezi'nde aile fotoğrafları sergisi.
Sinagogların adresleri: Neve Şalom; Büyük Hendek Caddesi 61, İtalyan Sinagogu; Şakir Ziya paşa Yokuşu 27, Aşkenaz Sinagogu; Yüksek Kaldırım Caddesi 37-41, Schneidertempel Sanat Merkezi; Felek Sokak 1 Galata)
Türkiyeli Yahudiler
Dünyada ve Türkiye'de Yahudi Toplumu: Günümüzde dünyada 15 milyon civarında Yahudi olduğu tahmin ediliyor, çoğunluğu Amerika kıtasında yaşıyor. Ortaçağ sonlarında Türk/Osmanlı topraklarında 250-300 bine yakın Yahudi yaşamaktaydı, bugün bu sayı 25 bin civarındadır. Bunların büyük bölümü Sefarad (ataları Kanuni döneminde İspanya'dan göç edenler) kökenlidir. Türkiye'de az sayıda da Aşkenaz Yahudisi (Doğu Avrupa kökenliler) vardır.
Sabetay Sevi olayı: Museviliğin köklerinde var olan Mesih beklentisini kullanan Sabetay Sevi, 17. yüzyılın ortalarında, yaşadığı İzmir'de kendini Mesih ilan ederek, mürit toplamayı başarmıştır. Ancak geleneklerine bağlı din adamlarının karşı çıkması üzerine önce Selanik ve İstanbul, ardından Kahire ve Kudüs'e gitmek zorunda kalmıştır. Oradaki hahamların da tepkisini çeken Sevi, İzmir'e dönmüştür. Yahudi toplumunun artan şikayetleri üzerine de Padişah IV Mehmet'in huzurunda sorgulanmış; Müslüman olmayı kabul etmiş ve Aziz Mehmet Efendi adını almıştır. Onun gibi İslamı seçen müritleri Selanik'e yerleşmiş, daha sonra oradan da sürülmüşlerdir. Sevi, Arnavutluk'un Berat kasabasında ölmüştür.
Osmanlı'nın ünlü Yahudi aileleri: En ünlü aile şüphesiz ki Kamandolardır. Galata'da bankerlik yapan aile, semte birçok yapıt kazandırmıştır: Günümüzde Galata Residence Apart Hotel olan 1882 yapımı Kamando Sarayı, Bankalar Caddesi'ndeki Voyvoda Caddesi ile Banker Sokağını birleştiren ünlü Kamando Merdivenleri, Deniz Kuvvetleri Kuzey Saha Komutanlığı ve Şişhane-Galata arasındaki sayısız iş hanı.
Nasi ailesi de önemli Yahudi ailelerindenken, Kamuran Sönmez'in "Kiraze"de anlattığı Ester Kira da Osmanlı'daki önemli Yahudilerdendir. Bir diğer ünlü ise, TC'nin ilk hahambaşı Hayim Nahum Efendi'dir. Lozan görüşmelerine de katılmış ve her zaman Türkiye'nin menfaati için çalışmıştır.
Kendilerini Türk diye tanımlıyorlar
Türkiye Hahambaşı Müşaviri Silvyo Ovadya, 'Ben kendimi Türk olarak tanımlıyorum. Sizden farkım benim Yahudi, sizin Müslüman olmanız, o kadar. Fiziksel olarak da bir İsveç Yahudisi'ndan çok farklıyım, bir Türk'e daha çok benziyorum' diyor
Avrupa Yahudi Günü ve işadamı Üzeyir Garih'in beklenmedik ölümüyle birlikte gündemimize gelen Yahudiliği, Türkiye Hahambaşı Müşaviri Silvyo Ovadya'ya sorduk...
* Yahudilerin bu topraklara 1492'de yerleştikleri söylenir. Daha eski bir tarih yok mu?
İspanya Engizisyonu'ndan kaçan Yahudiler, Osmanlı'ya 1492'da gelmiştir ama Yahudilerin bu topraklardaki varlıkları çok daha eskiye dayanır. Arkeolojik kazılarda M.Ö. 4. yüzyılda Ege, Orta, Kuzey ve Güney Doğu Anadolu'da Yahudi yerleşim merkezleri bulunmuştur.
* Yaşadıkları devlet ile Yahudilerin ilişkileri nasıldı?
Osmanlı döneminde ilişkilerde hiçbir sorun yoktu. Fatih Bizans'ı aldıktan sonra Bursa'daki Yahudileri İstanbul'a yerleştirmişti. Yani Yahudiler'e yönelik herhangi bir dışlama yoktu. Cumhuriyet dönemi de genelde olumlu geçmiştir. İlk yıllardaki Türkleştirme çabaları o dönemi zorlaştırmıştır. 1934 Trakya olayları, 1942'deki Varlık Vergisi'ni de saymazsak Yahudiler'in mutlu bir yaşamı olmuştur Türkiye'de. Bunların dışında bu ülkede yıllarca içiçe yaşadık ve bir sorun çıkmadı.
* Bu toplumda kimliğinizi nasıl tanımlıyorsunuz?
Ben kendimi Türk olarak tanımlıyorum. Din açısından da Yahudi olduğumun farkında ve bilincindeyim. Ama Türk'üm ve sizden farkım benim Yahudi, sizin Müslüman olmanız, o kadar. Fiziksel olarak da bir İsveç Yahudisi'ndan çok farklıyım, bir Türk'e daha çok benziyorum. Yurtdışına çıktığımda da kendimi Türk olarak tanıtırım.
* Yahudi olmaktan ötürü bir kaygı hissediyor musunuz?
Hayır. Ama ayrımcılık yapıldığında, pozitif bile olsa, rahatsız oluyorum. Mesela, Yahudi olduğumu öğrenen birinin hemen "sen Moris'i tanıyor musun?" demesi beni rahatsız ediyor. Çünkü bu soru içinde negatif bir anlam barındırmasa da bir ayrımcılığı içeriyor.
* Sinagoglara girmek yasak. "Yahudilerin kendi güvenlik gücü var" da denir...
1986'da Neve Şalom bombalanınca sinagoglar ziyarete kapatıldı. Tamamen bir güvenlik nedeni. Güvenlik gücü meselesine gelince... Üzeyir Garih'in cenazesi için de aynı şey söylendi ama öyle bir şey yok. Şalom Merkezi, anlaşmalı bir güvenlik şirketiyle çalışıyor. Bu etkinliklerle amaçlanan biraz da bu. Sinagoglarımızda sır barındırmadığımızı geniş kitleler görmüş olacak. Ama etkinlikten sonra sinagoglar açık kalacak diye bir şey yok.
Hayat modernleşti, getto kalktı
"Yahudi Kültürü Avrupa Günü" dolayısıyla yapılan etkinlikler ayrıca "Tarihi bir Yahudi semti; Galata" ismini de taşıyor. Silvyo Ovadya, Galata'yı Yahudi semti yapan özellikleri anlatıyor: "19. yüzyılda Galata ve civarından geniş bir Yahudi nüfus (70-80 bine yakın) vardı. Bölge incelendiğinde birçok sinagoga, okula rastlanır. Tabii günümüzde burada yoğun bir Yahudi nüfustan bahsetmek mümkün değil. Ama 10 yıl önce Şişli, Nişantaşı, Gayrettepe ve Göztepe, Yahudilerin ağırlıklı olarak yaşadıkları yerlerdi. İstanbul'un Kilyos'a doğru yayılmasıyla birlikte Yahudiler de İstanbul'un dört bir yanına dağıldılar... Osmanlı'da 16. yüzyılda Yahudiler daha çok Haliç kıyılarında yaşarlardı. Şehrin gelişmesiyle yaşam değişti. Galata'da gettolaşma, sinagogun etrafında yerleşme mefhumundan gelir. Yaşamın modernleşmesi ile bu da değişti."
Buket AŞÇI
|
|
|
|