21:00 Nasıl yazıyor bu mekancı arkadaşlar bu lokanta yazılarını? Dekorasyon! Tamam. Dekorasyondan başlıyorlar. E önemli tabii. Hatta yemekten daha önemli. Kim yemek yiyor ki zaten. İçki altına tampon. Sarhoşluk şık olsun diye... Hatta büfede karın doyurup gelmek en mantıklısı... Evet ne diyeceğiz şimdi buraya? Minimalist tarzda döşenmiş, stilize Japon etkisinde, insanı uyutmayan ama aynı zamanda da yormayan dinginlikte... Ayy bizim ajansın entel İlke'si gibi oldum. Dinginlik falan... Öğğk...

21:10 Öhhö. Bu ne fiyatlar böyle! Profesyonel bakış ne feci şeymiş. Şimdiye kadar hesabı hiç ödemediğim için sağ sütuna, yani fiyatlara bakmazdım. Beni mütemadiyen doyurmak isteyen hayranlarım sağolsunlar... Allah Allah, demek benim hapur küpür yediğim kum midyeli fettuçinilerimin tabağı on iki kağıtmış... Vay be. Ne değerli midyelermiş bunlar böyle. Neeee? Bir şişe şarap 60 milyon mu? Ben... Ben bunu ödeyemem. O kadar gelmişim, vazgeçemem de... Hemen gidip müdürü göreyim. İyi de ne diyeceğim yani? Ben Hıyar dergisinin yemek yazarıyım. Dergimiz havalı olmak için yemek sayfası yapıyor ama parasızlıktan ve pulsuzluktan dolayı yiyeceğimiz yemeklerin parasını vermiyor. Acaba siz ben yazı yazabileyim ve bu kriz ortamında kendime yeni bir meslek bulabileyim diye... Bir iyilik edip... Bana yemek ısmarlar mısınız? Allahım ne aşağılayıcı bir şey. Önce makyaj tazeleyeyim bari. Bu gazeteciliği ben anlamadım gitti.