kapat
02.09.2001
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Editör
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

banner
Dünyadan
Spor
banner
Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

GREENCARD
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 
MURAT BİRSEL(mbirsel@sabah.com.tr )

Türkiye... Türkiye... Hu! Ha! Türkiye!

Bilgisayarı açıyorum, başlıyor... 12 dev adam... 12 dev adam... Hu! Ha! Athena'nın milli basket takımının ruhunu yansıtan parçası enerji yüklü, bütün Türkiye'nin de dilinde.

Athena, belki de bir tür -modern- 10. Yıl Marşı besteledi.

Bu ruh varsa zaten çıkacağız biz bu krizin içinden, yeter ki içimizde "Hu- ha" temposu eksik olmasın.

Maçlar Ankara'da...

İnşallah o tempo hükümetimize de yansır!

Neyse şimdi sırayı karıştırmayalım da, bir plan çerçevesinde gidelim...

Önce -başta genç arkadaşlar sorabilir- bilgisayarı "12 dev adam" temposuyla açmak nasıl oluyor diye...

Kolay!

http://www.eurobasket.org.tr

Sayfasına gideceksiniz. Orada bir "pop-up" pencere çıkıyor, skorları veren. O pencerede ana sayfayı tıklayınca...

12 Dev Adam'ın "mp3" formatı, reklam filmi, ekran koruyucusu, ne isterseniz var.

Gerisini nasıl yapacağınızı siz biliyorsunuzdur.

Bu sayfa güzel hazırlanmış da..

Bir eksiği var!

Teknik açıdan, o "pop up" pencere açılmazsa içeri giremiyorsunuz, onun için http://www.eurobasket2001.org.tr yazınca açılan pencereye bir de içeri giriş kapısı koymak şart, o eksik kalmış.

İçeri giriş kapısının gerçek adresi olan...

http://194.133.252.130/eurobasket2001/eurobasket2001web.nsf/
Web_Basin_Bultenleri_2? openview adresi de -takdir edersiniz ki- pek kullanışlı değil!

Bu kısım biraz teknik oldu farkındayım ama "webmaster"a başka türlü seslenmek de zor.

Gelelim başka çağrışımlara...

Dedelerimizden dinlediğimiz günlere döndük...

"İkinci Dünya Savaşı yıllarını gördük biz" diyerek müsvedde kağıdına bile tasarruf olsun diye karınca duası gibi yazı yazıldığı, ekmeklerin neredeyse şeffaf olacak kadar ince kesildiği, "Tabağındaki son pirinç tanesini yiyen cami temizlemiş kadar sevaba girer" lafının sofralardan eksik olmadığı günler.

Bu günlerden çıkmak için Ankara'dan umut bekliyorum dersem yalan olur.

Çünkü Ankara'ya baktığımda "Haydi icraat... Haydi icraat... Hu-ha İcraat" temposunda hareket edecek bir kas yığını görememek bir kenara, tempoyu kendilerine yakıştırabileceklerinden şüphem var.

Oysa Türkiye "Hu-ha" diye dalgalanıyor, sokakta bu enerji var!

O zaman ne olacak?

Biz bu tempoyu kendimiz için tutacağız!

12 Dev Adam, başta etkili bir reklam kampanyasının bir ülkeyi, bir anda nasıl sardığının en güzel göstergelerinden biri.

Bu bir ruh, bir anlayış meselesi...

Geçen gün Anadolu Ajansı'nda haberdi, Tariş'in satışları, verdiği reklamlar sonrası yüzde 50 artmış.

Şu sıralar kimse önünü göremese de, kendini gösterenin kazanacağı dönemler.

Herkes krizdeyken sıyrıl, aradan öne çık dönemi...

Teker teker herkes kendi çıkışı için formül üretmedikçe toplu kurtulma olmayacak.

Hükümetten "Hu-ha! Haydi Türkiye" temposu beklemeyin...

Ankara kilitlenmiş durumda...

Hani bir dönem vardı, İstiklal Marşı söylendiğinde mırıl mırıl bir ses çıkardı, sonra Avrupa kupalarında boy gösterdikçe stadyumları yıkar gibi söylemeye başladık.

Ankara yine mırıl mırıl.

Ekonomiyi İkinci Dünya Savaşı dönemi'ne getirdiler...

Hâlâ mırıl mırıl "İstikrar" diyorlar.

Oysa karşılarında "Hu-ha" temposunda koşmak isteyen bir Türkiye var.

Ortam böyleyken bir de...

"Bizim bakan istifa etmişti, sizin bakan de etsin..."

"Efendim neden etsin, bu durum farklı..."

"Ama bizim bakanlıkta da yolsuzluk oluyor, hangi bakanlıkta olmuyor ki..."

Tartışmaları insana her tarafından içine su sızan bir evde oturuyormuş hissini veriyor.

Tavan sızdırıyor, boru patlıyor, kanalizasyon sızdırıyor.

Üstelik evde oturanlar iyiniyetli insanlar, içlerinden "Hu-ha" diye tempo tutuyorlar, herşeye rağmen hâlâ umutlular.

Yönetici bu tamir gerektiren yerleri ev sahibi mi yaptıracak, belediye mi gelip yapacak yoksa kiracılara mı fatura edilecek, aidatlardan mı kesilecek, ayrıca mı alınacak gibi hesaplara dalmış...

Ve bu yüzden hiç bir şey olmuyor.

Bu evden taşınmayacağımıza göre...

Burayı sevdiğimize göre...

İçimizden "Hu-ha!" diye tempo tuttuğumuza göre...

Bu evin akan sızan yerlerini biz tamir edeceğiz.

Fatura bize çıksın önemli değil, zaten eninde sonunda fatura bize çıkıyor.

Tamir ettikten sonra...

Yöneticiyi değiştiririz!

Ha, kim yönetici olur?

Hele biz şu tamir işine bir başlayalım da...

Belli olmaz, belki de içimizden biri olur!

***
Ankara...

"Hu! Ha!"

Bu tempoyu duy...

Bu tempo sana...

Vatandaşın sesi!

www.superbahis.com


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır