Başbakan Yardımcısı ve MHP lideri Bahçeli'den dün Bayındırlık Bakanı Aydın'ın istifasını aldığı müjdesini bekliyordum.
Bu bir dilek değil, ilkeli siyasetçi portresi çizen Devlet Bahçeli'nin kendi beyanlarına dayanan bir tahmindi.
Bahçeli daha seçim öncesi iş dünyasından gelen milletvekili adaylarına "Ya işlerini devretsinler veya kayyuma bıraksınlar" uyarısı yapmış, deprem bölgesinde ihale alan MHP'lilere sert yaptırımlar uygulamıştı.
Örneğin Yalova İl Başkanı'nı görevden alıp örgütü de feshetmişti. "Yasalar ticaret yapmaya mani değil" dememişti.
Gandi "Dünyada görmek istediğiniz değişiklik neyse o olun" demiş..
Bahçeli'nin tavrı, siyasette görmek istediğimiz değişimin ışığı olmuştu o zaman.
Ama dün "Sayın bakanımızın ticari işletmeleri olmasına rağmen aktif bir ticari eylem içinde olduğuna dair işaret yoktur" dedi. Aynı basın toplantısında "kendi özel ticaretiyle ilgili durumunu düzeltmesi için" Koray Aydın'ın dikkatini çektiğini söyledi.
"Ya siyaset ya ticaret" diyerek kuralını açıkça koymuş bir lider için çelişki taşıyan sözlerdir bunlar.
Koray Aydın, devletin en çok inşaat ihalesi veren bakanlığının başında ve biri bakan olduktan sonra kurulan üç tane inşaat malzemesi satan şirketin ortağı.. Deprem konutu ihalesi alan firmalardan bazılarının bu şirketlerin müşterisi olduğunu bizzat açıklamış.
Yolsuzluk soruşturmasının emrindeki üst düzey bürokratları da içine alacak şekilde genişlemesi, "soruşturmanın selâmeti için" istifa etmesini gerektirirdi.
Bu ahlâki gerek göz ardı edildi diyelim; bakanlığı ile ilişkili özel ticaretini terketmek bir yana, yeni bir şirket daha kurarak geliştirmesi, hangi bahane ile hoşgörülebilir?
Parti lideri olarak Bahçeli'nin zorluğunu anlamak mümkündür. Ama bir yanlış, başka bir yanlışla düzeltilemez.
Şimdi herkes Bahçeli'nin doğru bir kuralı, yanlış yapmış bir bakan için neden feda ettiğini merak edecektir.
İşte asıl o zaman bakanlıktaki rüşvet çarkının MHP'ye de fon aktardığı için korunduğu yolundaki dedikoduların kafaları daha çok karıştırması tehlikesi büyüyecektir.
Bayındırlık Bakanı Koray Aydın'ın istifa etmekte geciktiği her gün, kendisi, partisi ve ülke için kayıptır!
Her olay içimizdeki bir eksiği veya yanlışı yüzümüze vuruyor.
Üzeyir Garih, gerçekten de Türk kültür mirasının yarattığı bir sembol adamdı. Onun anısını gelecek kuşaklara ilham verecek biçimde yaşatmak, öncelikle toplumun yararıdır.
Ama kaybedildiğinin hemen ertesi gün tarihi öneme sahip bir caddeye adını vermek, en azından aceleci ve bu kararı alan Şişli Belediye Meclisi için yetki aşımı değil mi?
Teşvikiye Caddesi, Teşvikiye Dr. Üzeyir Garih Caddesi oldu.
Eminiz elinde olsa buna kendi itiraz ederdi.
"Teşekkür ederim ama bunu bir karar olarak almayın, öneri olarak tam bir yıl sonra bu caddede evi ve işyeri olan vatandaşların oyuna sunun" derdi.
Çünkü Garih, Türkiye'nin benzemesini istediği toplumlarda bu işlerin böyle yürüdüğünü bilirdi.
Magazin
