Bu soygunu durdurun!
İstanbul'da 2 milyardan kapı açan, utanmadan velilerle pazarlık yapan okul yöneticileri var... Antalya'da ise artık öğretmenin adını pazarlık malzemesi yapan okul türedi...
Günlerdir okul yönetimlerinin zorla bağış aldığını, bazı okul yöneticilerinin istediği bağış miktarının milyarı aştığını, işi utanmazlık boyutuna vardıranların ise velilerle pazarlık yaptığını yazıyorum... Ben yazdıkça, özellikle İstanbul'daki birçok veliden de şikâyet alıyorum...
Bu arada, Milli Eğitim'in kurduğu "Alo Kayıt Hattı"nı "Soyguna dönen bağış rezaleti nedeniyle" her iki dakikada bir velinin aradığını bizzat İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri açıklıyor... Ama gelin görün ki; "Zorla bağış alınmayacak" diyenler, halkın önünde bu sözü verenler ne yazık ki sözlerinin arkasında durmuyor... Sadece "Bağış isteyen okulları bize bildirin" demekle görevlerini yaptıklarını sanıyor...
İşte örnekler
Öğretmen satışa çıkarılıyor!
* Antalya'daki Ahmet Bileydi İlköğretim Okulu'nda öğretmenlerin isimlerine göre para alınıyor... Bir anlamda öğretmenlerin adı satılıyor... Örneğin çocuğunu ismi popüler olan bir öğretmenin sınıfına yazdırmak isteyen velilerden herkesten istenenin 3-5 misli fazla para isteniyor...
2 milyar isteyen de var!
* Maçka İlköğretim Okulu'na giden bir veli Topağacı'nda oturduğunu ama çocuğunu bu okula yazdırmak istediğini söylüyor... Cevap; "2 milyar bağışınız!.." Veli yarım saat pazarlık ettikten sonra bağışı ancak 500 milyona indirebiliyor...
Tarife belli; 300 milyon lira!
* Kadıköy'deki Kâzım Karabekir İlköğretim Okulu'nda bağış tarifesi belirlenmiş; 250-300 milyon lira... Bu parayı veremeyeceğini söyleyenlere, milyar isteyen okullar örnek gösteriliyor... Direnenlere, "O zaman başka okula gidin" deniliyor...
40 kişilik sınıf yarım milyar!
* Beylikdüzü 75'inci Yıl Cumhuriyet Lisesi'nde ise çok daha farklı bir uygulama var... Okul yönetimi kayıt için gelen velilere "40 kişilik bilgisayarlı sınıf oluşturacağım... Eğer yarım milyar bağış yaparsanız sizin çocuğunuzu bu sınıfa alacağım" diyor...
"KARAKOLLARI KALDIRALIM" ÇAĞRIMA EMNİYET DE DESTEK VERDİ
Aklın yolu bir!
Gaziantep Emniyet Müdürü Ali Kalkan, karakolları kaldırıp polisi sokağa çıkarınca suç oranı yüzde 28 azalmış... Üstelik bu azalma ekonomik kriz ve af nedeniyle bütün ülke genelinde suç oranının patladığı dönemde sağlanmış...
Karakollar kaldırılsın, polis sokağa çıksın ki; suçlular suç işlemekten caysın, vatandaş huzura kavuşsun" önerisini getirdim ya; Gaziantep Emniyet Müdürü Ali Kalkan bunu iki yıldır uyguluyormuş...
Ali Kalkan, ildeki 11 karakol yerine 7 polis noktası oluşturmuş... Her polis noktasına 24 saatte 3 vardiya hesabıyla 9 polis vermiş.... Böylece bir anda yaklaşık 600 polisi sokağa dizmiş...
Sonra ne mi olmuş?
Gaziantep'in meydanlarında, caddelerinde, sokaklarında 24 saat polis görülmeye başlanınca kentte suç işleme oranı yüzde 28 gerilemiş... Üstelik bu gerileme ekonomik kriz ve af nedeniyle Türkiye genelinde suç işleme oranının patladığı dönemde meydana gelmiş...
Ali Kalkan dün arayıp anlattı:
"Polis bugün karakol sistemine dayanan hantal yapısından kurtulup mobilize hale gelmezse, Polis İmdat'ı arayan bir vatandaş 2 dakika içinde polis ekibini yanında görmezse suçla, suçluyla mücadelede başarılı olunamaz, halk da polisine güven duymaz..."
***
Gaziantep Emniyet Müdürü'nün bence devrim sayılacak radikal uygulamaları bununla da bitmemiş... Mobilize ekipleri seyyar karakol haline de getirmiş... Varsayalım ki evinize hırsız giriyor... Polis İmdat'ı arayıp yardım istediğiniz an iki ekip birden geliyor... Biri asayiş, diğeri olay yeri inceleme ekibi... Bir yandan zabıt tutuluyor, diğer yandan parmak izleri alınıyor... Kısacası; panik içinde olan mağdur, karakol kapılarında sürünmekten kurtuluyor...
***
SON SÖZ: Ali Kalkan'ı gönülden kutluyorum... Benim dün önerdiğim ama kendisinin iki yıldır uyguladığı sistemin ülke genelinde yaygınlaşması halinde halkın polisine daha çok güven duyacağını, suç oranının azalacağını ve suçluların da saklanacak delik arayacağını biliyorum...
Kaldıracağız
Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Feyzullah Aslan, dün telefonla arayarak, "Yazınızda belirttiğiniz gibi karakolları kaldırıp polisi mobilize hale getirerek bugünkü hantal yapısından kurtaracağız... Kısacası polisi sokağa çıkaracağız" dedi ve ekledi: "Konuyu bu sabah Genel Müdürümüz Sayın Kemal Önal'la konuşurken, SABAH Gazetesi geldi... Köşenizi açtık ve bizim konuşmakta olduğumuz konuyu sizin yazdığınızı gördük... Genel Müdürüm 'Erdal Bey ya içimizi okuyor, ya da odamızı dinliyor' diye espri yaptı..."
Feyzullah Aslan, Emniyet Genel Müdürlüğü olarak karakolların kaldırılması gerektiğini kabul ettiklerini ve bu konuda dün sabahtan itibaren çalışma başlattıklarını da hatırlatarak şöyle devam etti:
"Polis sokakta olacak... Suçun olmaması için caydırıcılık gücünü kullanacak.. Buna rağmen suç işlenirse suçluyu anında yakalayacak..."
Bağkur'a yarın devam
Bugün güncel iki konuyu ele aldığımız köşemizde yer kalmadı... On binlerce işadamını, esnafı canından bezdiren Bağkur konusuna yarından itibaren devam edeceğiz...
|