Türkiye döndü dolaştı.. En temel sorununa kilitlendi.. Hantal devlet ve bu devletin koruyucusu olan bürokrasi..
Şu belli..
Yatırım yapılmazsa, yabancı sermaye gelmezse, yeni iş alanları açılmazsa ekonomik krizi aşamayız....
Siz istediğiniz kadar dolar üç kuruş düştü, beş kuruş düştü diye sevinin.. İstediğiniz kadar faizler düşüyor diye umutlanın.. Yatırım olmadan.. Kapısına kilit vuran şirketler yeniden üretime başlamadan krizi aşamayız..
Peki ne yapmamız lazım.. Önce yatırım..
Şu anda Türkiye'ye yatırım yapmak isteyen yabancılar 40 kapı dolaşmak zorunda.. Bürokrasi adamı canından bezdiriyor.. Yabancılar da bu eziyeti çekemeyiz diye gelmiyorlar bile..
Önce bu önlenmeli.. Hantal devletin beli kırılmalı..
Başbakan Ecevit dün bu müjdeyi verdi.. "Yasa değişikliğiyle buna son vereceğiz" dedi..
Daha da ötesi; her ilden, her validen kapanan veya zor durumda olan şirketlerin isimleri istenmiş..
Sonra.. Devlet kapanan fabrikaların yerli yabancı yeni yatırımcılara satılması için aracılık edecek..
Yatırımcıları teşvik edecek..
Ama önce bürokrasi.. Yazışan değil, iş yapan devleti kurmalıyız..
Hem de en kısa sürede..
Sonra.. Bürokrasinin de elini kolunu rahat bırakmalıyız..
Bürokrasinin üstündeki korku perdesini çekip almalıyız..
Bürokraside bir söz vardır.. İş yapmak için koşuşturan, hizmet hızlansın diye evrağını bile kendi takip eden genç memurları yılların bürokratları uyarır.. Ateşi maşayla tut derler.
Bu dönem sona ermeli.. Eğer Türkiye'nin çıkarı varsa ateş elle de tutulmalı.. Bürokratlar elim yanar mı diye korkmamalı..
Zaman yok.. Artık hızlanmalıyız..
Bırakın bakanlıkları.. En küçük belediyede bile hiçbir memur, hiçbir karara imza atmıyor..
İşler durmuş bekliyor..
Neden?.. Müfettiş korkusu..
Aslında müfettiş korkusu müfettiş terörüne dönüşmüş, kimse farkında değil..
Bürokrat da diyor ki; iş yapmazsam başım derde girmez..
Kaybeden kim oluyor?.. Türkiye..
Başbakan diyor ki; kurtarılabilecek olan şirketleri kurtarmalıyız.. Hem devlete olan borçlarını tahsil ederiz. Hem de istihdamı sürdürürüz...
Ecevit açık açık da örnek veriyor.. Bilgin grubu gibi.. Ceylan grubu gibi..
Yani benim de içinde bulunduğum grubu örnek veriyor..
Bu yaygınlaştırılmalı diyor.. Bağcıyı dövmek yerine üzüm yemeliyiz diyor..
Türkiye'nin kurtuluşu burada...
Neden?
Çünkü devlet her ayağı tözekleyenin boğazını sıkmaya kalkarsa hiç kimse, ama hiç kimse bu ülkeye bir çivi dahi çakmaz..
Soruyorum.. İnsanların çivi çakmaktan korktukları ülke büyür mü küçülür mü?
Zenginleşir mi fakirleşir mi?..
O halde.. Bürokrasiyi azaltırken bürokrata da inisiyatif kullanma hakkı verelim..
İddia ediyorum.. Şu anki yasalara harfi harfine uyan bir belediye bırakın yatırımı, sokağa çiçek bile dikemez..
Tamam.. Türkiye'de vurgun olmasın.. Türkiye'de soygun olmasın..
Ama müfettiş terörü de olmasın.. Devletin eli ayağı bağlanmasın.. Türkiye durmasın..
Başbakan'ın dediği gibi, kurtarılacak durumda olan şirketler kurtarılsın.. Bürokratlar imza atmaktan korkmasın..
Devlete borcunu ödemek isteyen.. Buna gücü yeten, ödesin..
Çünkü başka çare yok..
Yarımlar artmazsa, üretim sürmezse altında hepimiz kalacağız..
Bürokratlar da kalacak.. Müfettişler de kalacak..
Siz de.. Biz de.. Hepimiz kalacağız..