İlk ve ortaöğrenim çağındayken can sıkıntımı atmak, vakit geçirmek, kafama takılan tatsız düşünceleri uzaklaştırmak için başkentler bilmecesi diye bir şey uydurmuştum kendi kendime...
Aklıma ilk gelen ülkenin başkentini içimden sorar, bilemezsem; ne yapar eder hemen o anda öğrenmeye çalışırdım.
Sonra gelsin hayaller; uzun hayali geziler ve şaşırtıcı serüvenler!
Uzandığım yatağımdan Yeni Delhi semalarına uçtum defalarca!..
Lizbon'un sarı tramvaylarında az mı yolculuk yaptım, gövdem Moda'da küçük bir evin arka odasında dinlenirken!
Ama gün geldi, yeğenlerime ve başka çocuklara aynı oyunu teklif ettiğimde suratlarını buruşturduklarını farkettim.
Oysa doğru yanıtı bilirlerse "benden ne dilerlerse dileyeceklerdi!"
Tabii sinir bozucu tipte bir ağabey ve dayı rolü de vardı işin içinde, itiraf edeyim... Yine de ben saf saf bu bilmece bulmacanın onların da hayallerini anaforlayacağını sanıyordum!
Onlarsa "çattık yine!" tavrı takınıyorlardı. Sadece Paris'in ve Londra'nın sorulmasını istiyorlar; bazen neden New York şehrinin ABD'nin başkenti sayılmadığına kafalarını takıyor; Moğolistan'ın başkenti Ulan-Bator'u, bu adı esprili buldukları için, Malezya'nın Kuala Lumpur'unu da melodik yapısı yüzünden seviyorlardı.
O kadar!..
Bakü-Ceyhan boru hattının nereden geçeceği sorusu ise ("X-Files" dizisinin tutkunu, hangi uzak yıldızda zeki hayat bulunabileceği konusunda epey bilgili) bu çocukların kafasını karıştırmaya yetiyordu.
Şükür ki, "Bodrum ve civarının doğal örtüsü" konusunda kafalarında açık seçik bir fikir vardı: "Makiliklerin yerinde yeller esiyor hocam! Artık dağ taş tatil sitesi!"
Benden öncekinin ve benim kuşağımın yaptığını hiç yapmamıştı bu çocuklar: Coğrafya bilgisini kullanarak hiç eğlenmemişlerdi...
Coğrafyanın oyuncaklı yanını, sıradan bir TV dizisinden kat be kat hayal kışkırtan özelliklerini kimse öğretmemişti onlara...
Ellerine çekici ders kitapları verilmemişti.
Her gün gelip geçtikleri bir semtin, sözgelimi Levent-Maslak'ın ülkenin sosyal coğrafyasındaki yerini kimse gündelik dille anlatmamıştı.
Avrupalılar neden birleşiyordu? Paşa gönülleri öyle istediği için mi? Hepsi en azından master yapmayı düşünüyordu bir yabancı üniversitede, lakin bunu hiç düşünmemişlerdi!!!
"İçimizdeki İrlandalılar"ı tahmin etmek için az zaman harcamamışlardı bu çocuklar... Fakat coğrafya hocaları fırsat bu fırsat deyip İrlanda'yı anlatmamıştı onlara!