|
|
|
Patriot gibi hedefe kitlenin
Kendinize, "Hangi meslekte daha çok para kazanırım" sorusundan önce, "Hangi mesleği severim" diye sorun. Uzmanlara göre başarının anahtarı ilgi, sevgi ve hedefe kitlenmek
Sabah Gazetesi olarak hayata karşı ilk kartını oynayacaklara yol göstermek istedik. Amacımız, insan kaynakları danışmanları ve "head hunter"lar, yani kafa avcılarıyla görüşerek gençlere geleceklerine karar verirken bir ışık tutmak... Birkaç hayati tüyo vermek.
10 Ağustos'a kadar üniversite tercihlerini yapmak zorunda olan yüzbinlerce genç, bir formla hayatlarına yön verecek. Bu tercih sonucunda ya mutlu ve refah içinde olacaklar, ya da tam tersi mutsuzluk ve yokluklar...
Zira hukuğu bitirdikten sonra genetik mühendisi olmak imkansız, iletişimi bitirip veteriner olmak da. Bu örnekleri çoğaltmak mümkün...
Ana babaların baskısı bir yandan, kalbiyle beyni arasında sıkışmış binlerce gence biraz yardım edelim istedik. Ama dikkat! Sadece yardım! Bu dizi bir altın anahtar değil!
İşte size yolunuzu aydınlatacak bir kaç ipucunun ilk halkaları...
Kendini tanımaktan gelecekte prim yapacak mesleklere, sektörlerdeki durumdan yeni iş kurallarına... Sonuçta bunlar püf noktaları... Yani ince ayrıntılar. Her zamanki gibi, yine asıl olan sizin iradeniz, kararlarınız, taktikleriniz... Bizden söylemesi, size düşen ise zorlu bir mücadele...
Üçüncü binyıl hem yeni olanaklar hem de bir önceki kuşakların asla karşılaşmadığı grift problemlerle "merhaba" dedi bize. Önce deprem, sonra onu yabana atan iki kriz altüst etti ülkeyi. Bu denli puslu bir hava hiç olmamıştı... İşte bu yüzden 2001'in ortasında üniversite tercih formu doldurmak gerçek bir "gordiyon düğümü". Eskisi gibi, ilk sıralara tıp, işletme, iletişim, hukuk yazıp "Bu iş tamam" diyemiyor kimse. Ya da "Türkiye'de bir bölüm yazayım, ne de olsa sonra ABD'de MBA ya da master yaparım" deyip, işin içinden sıyrılamıyorsunuz.
ABD ÇÖZÜM DEĞİL
Zira MBA'li elemanların bini bir para. Üç-beş bin doları cebine koyan, soluğu ABD'de alıyor. Ancak çok azı dişe dokunur bir üniversitede MBA yapabiliyor. CV'lerde kolej benzeri kurumlardan MBA ibareleri yer alıyor. Sonuç, 100 sözcüklük İngilizce, iki beylik laf, cümle arasına "Managament trainee", "Content" gibi iki İngilizce sözcük. Yani MBA artık kimseyi tatmin etmiyor. Master da herkesin harcı değil. Zaten yurtdışına master'a gidenlerin çoğu da "Green Card"lı hamburgerci oluyor.
KALBİNİZ SEÇSİN
İşte bu yüzden tercih her zamankinden önemli. Peki kriter ne? Yöntek Müşavirlik'in Kurucusu Ulaş Bıçakcı'nın önemli bir saptamasıyla girelim söze: "Artık kimse afilli diplomalara bakmayacak. Bu kriz özellikle büyük şirketlerin kağıda (diploma) para ödediklerini ortaya çıkardı. Binlerce doları parlak CV'lere gömen büyük şirketler uyandı."
Buradan çıkan ilk sonuç, hangi bölümü seçerseniz seçin, o konuyu çok iyi bilmeniz, çok sevmeniz, neredeyse bir hobi gibi yaklaşmanız gerektiği. Yani tercihte ne ebeveynlerin sağduyusu, ne de dört köşe mantık geçerli. Önceliği kalbinize vereceksiniz. "Hangi konuya ilgi duyuyorum?" "Hangi mesleği severek yaparım" soruları, "En çok hangi meslekte para kazanırım?", "En kolay hangi sektörde yükselirim?" sorularının yerini almalı.
İşte size hayattan birkaç örnek... Hem de management dünyasının harika çocuğu Prof. Dr. İbrahim Kavrakoğlu'ndan... Koç, Sabancı gibi 100 kadar kalburüstü şirkete danışmanlık, Şişecam ve Eczacıbaşı'nın yeniden yapılanması gibi pek çok başarının altına imza atan Kavrakoğlu, bugüne kadar tam beş ayrı konuda uzmanlaşmış. Makine mühendisliğinden ekonomiye farklı beş alanda önemli noktalara gelmiş. Bunun anahtarı ise kendi deyimiyle "ilgi, sevgi ve hedefe kitlenmek." Bu üçü biraraya geldi mi, insanı durduracak hiçbir engel kalmıyor Kavrakoğlu'na göre...
Ama filmlerin hepsi böyle mutlu sonla bitmiyor. Karar verirken yazılım mühendisliğinde gelecek var diye, lise boyunca matematikten çift dikiş giden biri matematik mühendisliğini yazarsa, sonucunu tartışmaya gerek yok.
ÇOK DA UÇMAYIN
Ya da ilk gençliğin hovardağılıyla, bir de yeteneğini kendisi dışında fark eden yoksa, Mimar Sinan Resim bölümüne giren birinin, tablolar yerine hayatını incik-boncuk boyayarak geçirmesi bir kader değildir. İradi bir seçimdir. Yani kalbinizi dinleyecek, ama çok hızlı atıyorsa, derin bir nefes alacaksınız. Ressam olmanın yerine, endüstri tasarımını deneyebilirsiniz pekala. Yaratıcılıksa yaratıcılık, paraysa para!
Arkeoloğa kız verilmezmi?
Herkesin burun kıvırdığı arkeoloji bile, "İlgi, sevgi ve hedefe kitlenmek" şeklindeki üçlü formülü biraraya getirene hem dünya çapında başarı, hem yatlar, katlar olarak dönüyor. Ama en önemlisi, milyon dolara tahvil edilemeyecek büyük bir doyum getiriyor. Tıpkı az kalsın Kavrakoğlu'nun bir akrabasının "arkeolog, ne kazanır ki? diye evlenmekten vazgeçmeye kalktığı genç gibi. Neyse ki kız kalbini dinlemiş ve evlenmiş. O arkeolog genç ise, asla "fakir ama onurlu" değil bugün. İşini sevmesi, günde 20 saat çalışmayı, bu çalışma ABD'de keşfedilmesini, bu keşif onun arkeolojik keşiflerini, bu başarı da hem parayı hem ünü ama en önemlisi doyumu ve mutluluğu getirmiş.
İşte Kavrakoğlu'nun deyimiyle "Bir patriot füzesi gibi hedefe kitlenmenin" mutlu sonu.
Bir örnek de Kavrakoğlu'nun kendi hayatından. Beşinci mesleği olan yönetim bilimine tam 5 yılını vermiş. En az bin kitabı yalayıp yutmuş yüzlerce seminer ve makale de cabası. "Bir kere kafaya takmak lazım" diyor Kavrakoğlu. Sonrası sebat...
Artık Laila'ya giden yönetici tipi 'out'!
O, her tarafta karşılaştığımız, anneannemizden kalma sözleri allayıp, pullayıp, biraz da soyutlayıp söyleyen management uzmanlarından farklı. Eğlenceli ve somut üslubuyla, yönetimi anlaşılır kılmış biri.
"Başarının Olmayan Rotası", "Paradigma ve Yaşam Kalitesi" ve "İş Hayatında Kimsenin Anlatmadıkları" adlı üç kitabıyla bunu kanıtlayan Yöntek Müşavirlik'in kurucusu Ulaş Bıçakcı, profesyonel yöneticilik mesleğinin geleceğine ilişkin ilginç saptamalarda bulunuyor. Bıçakcı'ya göre, bugünlere kadar yöneticilik yıldızı her zaman parlak olan bir meslekti. Hayatında hiç çalışmamış anneannelerimiz bile bize, "Ne zaman müdür oluyorsun" diye sorardı. Aynı durum hâlâ gençler arasında geçerli. Ama artık gerçek profesyoneller, kendini gerçekten yetiştirmiş profesyoneller iş yapacak.
Bu krizden sonra vitrin profesyonelleri sapır sapır dökülecek. Bu vitrin profesyonellerine eskiden 'yuppie' denirdi, şimdi 'Tikky' veya 'Ciks' deniyor. Bunların işi gücü iki dirhem bir çekirdek giyinip, nüfuz ilişkileriyle işleri yürütüp, akşam da soluğu Laila'larda almaktı... Artık bu tip ortadan kalkıyor. Artık liderlik yapabilen, kibirli ve havalı olmak yerine işin gereğini yerine getiren gerçek profesyoneller gözde.
YARIN
¥ Uluslararası beyin avcıları en çok hanbranşlarda av arıyor?
¥ Krizin öne çıkardığı meslekler hangileri?
¥ Meksika'da kabine kuran "head hunter" gençlere hangi hayati tüyoları veriyor?
MİNE ŞENOCAKLI
|
|
|
|