Öncelikle, TOBB yönetiminin, ABD Büyükelçiliği Siyasi İşler Müsteşarı Stuart Jones ve Ekonomik İlişkiler Müsteşar Yardımcısı Bob Silverman'la yaptığı görüşmeye bir gözatalım. Ekonomik ve siyasi olayları yakın gözetim altında tutan ABD, Türkiye'de nabız yoklamaya devam ediyor. Amerikalı görevlilerin soruları ve aldıkları yanıtlar hayli ilginçti:
*Sayın Kemal Derviş'e bakışınız?
Sayın Derviş başarılı olursa Türkiye başarılı olur. Hepimiz rahatlarız. Kendisine verilen desteği iyi kullanması lazım.
*Ekonomik programı nasıl görüyorsunuz?
Bugüne kadar sadece mali sektöre yönelik önlemler alındı. Artık reel sektörün sorunlarına da çözüm bulunması gerekiyor.
*Stanley Fischer'ın gelişi ekonomiyi nasıl etkiledi?
Olumlu açıklamalar yapıldı ama ekonomi kişilere bağlı bir olay değil. Bu, Türkiye'nin olayı.
*Siyasetin geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz?
Şu anda liderlere olan güven dip noktada. Siyaset tıkandı. TOBB olarak Anayasa, Siyasi Partiler ve Seçim Yasası Değişiklik Tasarıları hazırladık ve tartışılsın istiyoruz.
*Bir ara siyasi parti kurma niyetiniz vardı, devam ediyor mu?
Bizim siyasi parti ile işimiz yok. Türkiye'deki bütün siyasi partilere eşit mesafedeyiz.
Bu açıklamalar üzerine ABD'li iki uzman, şu değerlendirmeleri yapmayı ihmal etmedi:
*Türkiye'deki gelişmeleri dikkatle izliyoruz. Ancak bizim, bilinçli müdahalemiz yok.
*Hükümetin yanındayız ve bu işi başaracağı görüşündeyiz.
*Şu anda bir seçim olsa Hükümet sıkıntıya girer ama programı başarma performansına göre Hükümetin siyasi geleceği de olumlu etkilenecek.
*Sayın Derviş'e ekonomik açıdan güveniyoruz. Erken siyasi mesajlar vermesi doğru olmadı.
*Tayyip Erdoğan hakkında, özellikle ekonomi politikaları konusunda yeterince kanaatimiz oluşmadı.
Bu arada Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer de "Reel sektörün, ülkenin yaşadığı sıkıntıların farkındayım. Aşılması gereken bir tıkanıklık olursa bana ulaşabilirsiniz" dedi.
Son söz, IMF'nin de merak ettiği, Devlet Bahçeli'den geldi. Bahçeli, işadamlarına, üç lider arasında tereddüt yaratılmaması gerektiğini vurguladı ve şunları söyledi:
"Sayın Başbakan'ın her konudaki açıklaması üç siyasi lideri de bağlıyor. Dolayısıyla, 'Acaba Mesut Bey ne düşünüyor? Devlet Bey ne der?' gibi sorular doğru değil. Programın arkasındayız."