New York Times yazdı, olay oldu; Laila! Bir sembol oldu. Türk basınının "İçeride kim var acaba" diye kapısına muhabir yığdığı bir mekân...
Dışarıdan bir yabancı muhabir gözüyle izlendiğinde...
Memleket sosyo-psiko-ekonomik yorumdan geçilmez oldu.
Bugüne kadar meğer doğal karşılamışız!
Bence zaten doğal!
Doğal kalmasında da büyük yarar var!
New York Times'da bu yazının yazılması da...
Türkiye'de bu gibi yerlerin olması da doğal...
Bizim elbisenin yırtığı Laila'da değil...
Büyük olasılıkla Ankara'da!
Kalemini sevdiğiniz herhangi bir Türk gazetecisine...
"Seni Eyikrüt diye bir ülkeye yolluyoruz... Bu ülke ekonomik krizde, biz de bunlara 15 milyar para yatırdık, git bak bakalım durum ne? Lubnatsi de zaten en çok görmek istediğin şehirlerden biriydi" diye yollasanız...
Bizim gazeteci de aynen böyle bir makaleyle çıkıp gelirdi!
"Böyle, ülkedeki tezatlara bak" derdi!
Aslında tezat...
Bu kadar borcu olan ülkenin Laila'ları olmasında değil...
Laila'ları olan ülkenin bu kadar borcu olmasında!
Laila nerede?
Boğaz'da!
Boğaz'da, bırakın yalıyı, büyükçe bir apartman dairesinin fiyatı ne?
Milyon dolar!
Bunlardan kaç tane var?
Binlerce!
Binlerce milyon dolarlık evin olduğu mahallenin "Pub"ı nasıl olur?
Laila gibi!
Sonuçta Laila...
Öyle bir yerde ki...
Pergelin bir bacağını Laila'ya dayayıp çevresine İsviçre büyüklüğünde daire çizsen, İsviçre'den daha zengin bir parasal büyüklüğe ulaşırsın.
Elbette keşke bu pergelin ucu bütün Türkiye'yi kaplayacak şekilde açılsa...
Keşke!
Ama bu, Laila'ları kapatarak olmaz!
Oralarda potansiyel var!
Aslında "Böyle yerleri olan ülke batmaz" demek daha doğru olur!
Atatürk Barajı gibi bir devi yapan kim?
Türkler!
İngiliz otellerinde ne var?
Beko televizyon.
Akıllı TV'yi yapan kim?
Vestel!
Moskova'da dev binalarda, Afrika'da limanlarda kimin imzası var?
Türklerin.
Dünyaya teknoloji satıp para kazanan kim var?
Sabancı.
Elinde bavul gezip dünyanın her bir köşesinde iş kuran kimler?
Bizler!
Zaten dünya bu potansiyeli gördüğü için bizden umudu kesmiyor!
Bir biz umutsuz vaziyetteyiz, şimdi de faturayı Laila'ya kesiyoruz.
Oysa Türkiye Laila'dan yönetilmiyor!
fŞimdi biri çıkar der ki...
"Türkiye Laila'dan yönetilsin" diyenler var, başımıza taş yağacak!
Vallahi bu aslında o saatte Laila'da kimler olduğuna bakar da...
Mesele herkesin işini iyi yapmasında...
İyi yönetilsek, Laila'lar kimseye batmaz!
Dün Hürriyet'te manşetti...
"1 katrilyonu nasıl yaktık" diye!
Avrupa Birliği'nin Türkiye'de deprem için ayırdığı 760 milyon dolar, proje vermediğimiz için AB kasasına dönmüş.
Ben size bir şey söyleyeyim mi...
Bu projelendirme işini, bürokrasiye bırakmak yerine...
Laila'ya gidip, gözüne bir masa kestirip...
"Hanımefendiler, beyefendiler Avrupa bize 760 milyon dolar deprem yardımı yapacak, şunu bir projelendirir misiniz" deseydik...
24 saat sonra o projeyi sunup parayı almış, daha bir o kadarı için de talep başvurusu yapmış olurduk!
fTürkiye'de bu potansiyel var.
Olduğunu da hepimiz biliyoruz.
Hatırlamakta...
Kendimize ne olduğumuzu hatırlatmakta da fayda var!
Bu ülke küçük insanlar, küçük projeler ülkesi değil.
Acaba bunu hatırlamak için de IMF Başkan Yardımcısı Fischer'in açıklamalarını mı bekleyeceğiz?
Adam gelecek, "Sizdeki potansiyel hiçbir ülkede yok" diyecek.
Adam potansiyel derken...
Ankara'yı kastediyor olmayacak!
Müteşebbis zenginliğini kastedecek!
O gerçek zenginlik işte...
Ve bu bir lüks değil!
fDemokrasi de bir zenginlik ortamı zaten...
Demokrasilerde vatandaşlar "Bu yönetimle olmuyor" deme lüksüne sahip.
Ama yönetimlerin "Bu vatandaşlarla olmuyor" deme hakkı yok!
Magazin
