kapat
25.07.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

banner
Dünyadan
Spor

banner
Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

www.euronet-tr.com
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 
ZÜLFÜ LİVANELİ(livaneli@sabah.com.tr )

Seçenler ve seçilenler

Yıllar önce sosyal demokrat bir politikacı, Yaşar Kemal'e milletvekilliği önermiş.

"Gelin" demiş. "Sizi önce milletvekili sonra da kültür bakanı yapalım!"

Yaşar Kemal "İyi ama bu halk beni seçmez, oy vermez!" diye cevaplamış politikacıyı.

İyice şaşıran adam "neden?" diye sormuş.

Yaşar Kemal "Ben bu halka hiçbir kötülük yapmadım ki beni seçsinler" demiş.

"Onları ne sömürdüm, ne hakaret ettim, ne ekmekleriyle oynadım, ne geleceklerini kararttım. Bana niye oy versinler ki?"

***
Bu anıyı duyduğunuzda önce gülüyorsunuz, çok eğlendirici geliyor; sonra gülümseyen dudak çizgileriniz aşağıya doğru çekiliyor ve büyük yazarın cevabında bu ülkenin yazgısını belirleyen trajik ve derin bir gerçeklik olduğunu fark ediyorsunuz.

Nedir bu gerçek?

Kartalın kartalla, karganın da kargayla uçtuğu gerçeği!

***
Demokrasilerde seçmen kitlesi bir tabudur; tartışılmaz, ancak boyun eğilir ve kabul edilir. Gazetelerimiz işte bu yüzden gece gündüz siyasetçileri eleştiriyor; onların ne kadar beceriksiz, ne kadar kötü niyetli, ne kadar işe yaramaz insanlar olduğunu haykırıyor.

Ve böyle yaparak temele dokunmuyor ve sadece sonuçla ilgilenmiş oluyorlar.

Madem siyasetçilerimiz bu kadar kötü, bu halk niye onları durmadan iş başına getiriyor?

Neden kendisine kötülük edenleri seçiyor?

Niçin, aldıkları yanlış kararlarla çocuklarının geleceğini karartan liderleri umut diye bağrına basıyor?

Niye, ülke kaynaklarını "aile fotoğrafı" ilişkilerine peşkeş çekenlere "Kurtar bizi baba!" diye yalvarıyor.

İşte tam bu noktada derin bir açmazımız var.

Medya ve ticaret baronları, niteliksiz, olup biteni kavramaktan aciz, başına vurulup lokması elinden alınacak cahil bir kitle yaratmaya çalışıyor ve sonra da bu insanların seçtiği siyasetçileri beğenmiyor.

Arada sırada "Böyle başa böyle tıraş!" sözünü hatırlamakta yarar var.

***
Yunanistan üst üste seçimler yaparak Simitis gibi dengeli ve ülkesini Avrupa'da büyük oyuncu mertebesine yükselten bir lidere kavuştu.

Eğer Simitis, yıllar önce Yunanistan'ın Avrupa Birliği üyesi olmasına karşı çıkarak, ülkesinin kaderini değiştirmiş bir siyasetçi olsaydı, hiç kuşkunuz olmasın ya yargılanır ya da bir cüzamlı gibi dışlanırdı.

Ama biz, bu suçu işleyenleri "Kurtar bizi!" diye etekledik.

Dünyanın her yerinde ceza gören ihtilal liderleri bile bu halkın kutsallaştırdığı kişiler arasına girdiler. Yaşını büyüterek çocuk astıran ihtilalcilerin önünde el öpme kuyrukları oluştu.

***
Hadi geçmişi fazla kurcalamayalım diyesi geliyor insanın ama aynı aymazlığın, aynı "negatif seleksiyon" kuralının bugün de işlemekte olduğunu görünce insan dayanamıyor.

Be Allah'ın kulları!

Bir kere de doğru bir seçim yapın!

Bir tek kez lider diye peşinden koştuklarınızı araştırın; kampanyalarını nereden finanse ettiklerini sorun; o Mercedes konvoylarının, o özel uçakların nasıl sağlandığını merak edin, başınıza geçireceğiniz adamın kapasitesini, bilgisini, kültürünü, dünya görüşünü öğrenin!

Ya da şikâyet etmeyin!

Güle oynaya oy verdiğiniz insanların icraatı karşısında bağrınıza taş basıp oturun ve "Her ulusun layık olduğu biçimde yönetileceği"ni belirten klasik kuralı yazıp başucunuza asın.


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır