kapat
25.07.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

banner
Dünyadan
Spor

banner
Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

www.euronet-tr.com
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 
ÇETİN ALTAN(caltan@sabah.com.tr )

Küreselleşme süreciyle karşıtları...

Sanıyorum ki, kitlelerin en zor algıladığı konuların başında geliyor "değişim"... Bunun da galiba temel nedeni, insanların kendi yöresel koşullanmalarından arınacak kadar uzun yaşayamayışları...

Alt tarafı bir insan kaç gün yaşıyor ki yeryüzünde?

25-35 bin gün...

Bu kadar kısa bir sürede, ne evrendeki bitmez tükenmez, sürekli bir değişimi algılamak kolay; ne de onun yeryüzündeki yansımasıyla insan toplumlarındaki değişim tefrikasını...

Bundan 75 milyon yıl önce, 150 milyon yıl boyunca yaşamış olan dinozorların, nasıl bir değişimle yok olup gittiklerini algılayabilmek kolay mı?

Kolay mı "taş devri" insanının, nasıl bir değişimle bugüne gelmiş olduğunu kişinin düşüncesinde netleştirebilmesi?

Hele bir de yöresel koşullanmalarla alışkanlıklarını, "değişmez bir hayat gerçeği" olarak benimsemişsen...

Örneğin kralların, imparatorların, sultanların kendi minik kişiliğinle asla eşit olmadıklarına inanmışsan. İnanmışsan ki onlar, sıradan insanların çok üstünde olan, çok büyük ve saygın kişilerdir..

"Yönetenlerle yönetilenler arasındaki, salt koşullanmalara dayanan yapay bir eşitsizliğin" de, ister istemez bir gün değişeceğine inanabilir misin?

Hele böyle bir inanç, yaşadığın dönemin donmuş gibi görünen koşulları içinde, seni yok etmekten başka hiç bir işe yaramayacaksa?

Ulus-devlet" modelinin değişmezliğine inanmak da, yine böyle bir koşullanmadır. Ve her dönemin kendine özgü koşullanmalarından mutlaka kârlı çıkan bir azınlık vardır; zarar edenlerin çoğunlukta olmasına karşın..

Engellenme olanağı bulunmayan dur duraksız değişim; nihayet "ulus-devlet" modelini de aşan bir "küreselleşme" sürecini başlattı...

Yeryüzünün bir bölümü, her zaman olduğu gibi, bugün de böyle bir değişime karşı çıkıyor...

Bu da çok doğal. Bir "etki-tepki" olgusu bu...

Murat Belge, pazar günü Radikal'de çıkan yazısında, "küreselleşme süreciyle", "küreselleşme karşıtları"nın oluşturduğu doğal zıtlaşma üstünde durarak, şöyle diyordu:

"Hep bildiğimiz gibi, 'küreselleşme karşıtı' diye adlandırdığımız bu gruplar, sonuçta bir hayli heterojen. İçlerinde 'emperyalizm'le mücadele eden solcular da olabiliyor; 'uluslararasılaşma' ile mücadele eden sağcılar da. İlginç olan, bütün bu heterojen gruplardan oluşan 'küreselleşme karşıtlığı' akımının da; mücadele ettiği hedefin kendisi gibi, küreselleşmiş durumda olması. Bu ilginç olmasına ilginç, ama pek de şaşırtıcı olmayan bir durum. Çünkü 'karşıtları'nın da kabul etmek zorunda olduğu gibi; küreselleşme engellenemeyecek bir olgu..."

Prof. Dr. Eser Karakaş da, STV'de yaptığı bir konuşmada, Murat Belge'nin yazısına da değinerek; küreselleşmenin neden engellenemeyeceğini açıklıyordu.

Bu arada küreselleşmeden, en çok kimlerin çıkarlarının bozulacağını da düşünmekte yarar vardır.

Herhalde en başta silah fabrikatörleriyle silah satıcılarının...

"Ulus-devlet" modeli aşıldıkça, silah alımları da azalacak...

Silah alımlarına giden dolarlar; insanların yaşam kalitesini yükseltmeye dönük, başka tür yatırımlara kanalize olacak... Dünyada yaşam kalitesi yükseldikçe; artık işçi sınıfına dayalı olmayan, modern teknolojinin durmadan artan üretimleri; çok daha geniş bir piyasa bulacak...

Bu aynı zamanda "ulus-devlet" modelindeki yönetici sınıflar saltanatının da; evrensel hukukla, evrensel ekonominin denetimi altına girmesi demek...

Yeryüzünde 25-35 gün yaşayabilen insancıkların, kolay değil kendi koşullanmalarını da ırgalayan değişimleri hemen algılayabilmeleri.. Hele bir de kendi başarıları, yahut başarı umutları, mevcut koşullanmalara göre biçimlenmişse... Elbet bir direnme göstereceklerdir...

Türkiye'de de direnme odakları az değil...

Böylesi bir direnme Türkiye'ye ne getirir, ne götürür?

Bunu da önümüzdeki yirmi yılın içinden geçecek olanlar yaşayacak..


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır