kapat
01.07.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

www.iku.edu.tr
Dünyadan
Spor

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 
A. SAVAŞ AKAT(aakat@sabah.com.tr )

Sancılı değişim

Bitmez tükenmez Telekom krizlerinden bir daha savuşturuldu. Gene büyük siyasi gerginlik yaşandı. Çözümler müşterek çıkarlarda, akıl ve mantıkta aranabilirdi. Yerine çatışma ve bilek güreşi tercih edildi.

Ekonomide çok ender koşullarda bir tarafın kaybı ile diğerinin kazancı birbirine eşitlenir. "Sıfır toplamlı" oyunlar teoride kalır. Gerçek yaşamda kaybedilen kazanılandan çok daha büyük olabilir.

Telekom yönetiminin atanması sırasında ortaya çıkan siyasi entrika ve çekişmeler Türkiye'ye güveni zedelemiştir. İç ve dış kamuoyunda hükümetin değişim iradesine gerçekten sahip olduğu konusunda tereddütler uyandırmıştır.

Önümüzdeki günlerde bu büyük hatanın bedeli Türkiye'nin önüne gelebilir. Kısa dönemde en büyük risk, bu hafta toplanacak olan IMF ve Dünya Bankası icra kurullarıdır.

Temmuz için planlanan 3 milyar dolar dış destek ekonomi için hayatidir. Telekom kavgası ise Türkiye'ye güvenmeyenlerin elini güçlendirmiştir. İkinci dilim kredinin geciktirilmesi ihtimalini arttırmıştır.

Bakalım Bakan Derviş Washington'u ikna edebilecek mi? İşinin çok zor olduğu kesin. ABD Hazine Bakanı O'Neill ekonomik program için "Türkiye'nin son şansı" demişti. Son şansın içinde son bir şans daha verilecek mi?

Hayali Çözümler
Kemal Derviş'in ekonomi bakanlığına getirilmesini çok olumlu karşılamıştık. Temel nedenlerden birini hatırlatmak istiyoruz. Kriz sonrasında iktisat teorisi ile çelişen bir takım "mucize" çözüm önerilerinin benimsenmesini engelleyebileceğini düşünüyorduk.

Maalesef buna gücünün yetmediği anlaşılıyor. Şu sıralarda ortalıkta hiç bir hesaba dayanmayan "doldur boşalt" teklifleri dolaşmaya başladı. Refahyol hükümeti sırasında Necmettin Erbakan'ın açıkladığı "kaynak paketlerini" hatırlatıyorlar.

Bunlardan biri de Hazine arazilerinin halka satılmasıdır. Böylece iç borç sorununun halledileceği düşünülüyor. Ne kadar kolay. Sat kamu arazini, öde iç borcu, kurtul faizden. Tam bir mucize.

İlke olarak bunu desteklememek mümkün değildir. Devletçi gelenek, hem kentsel hem de kırsal alanda Hazine'yi en büyük toprak sahibi yapmıştır. Hazine arazilerinin halka satılarak üretken hale getirilmeleri son derece yararlı olacaktır.

Bu kadarı iyi. Sorun başka yerdedir. Hazine'nin arazi satışından kısa dönemde kamu maliyesinin açmazını çözecek kaynak elde edilir mi? 50-100-200 katrilyon TL gibi sayılara ulaşılır mı?

Mümkün değildir. Arazi satış olanakları kısa dönemde vatandaşın elindeki menkul kaynaklarla sınırlıdır. Banka sisteminden mevduat çekerek ya da devlet tahvili satarak finanse edilecektir. İç talebin büsbütün düşmesi ile sonuçlanacaktır. İdari olarak da bir kabustur.

Bir diğeri vergi affı getirerek dışarıya kaçan sermayenin geri getirilmesidir. Bir taşla çok kuş vurulacaktır. Gelen döviz IMF'ye ihtiyacı ortadan kaldıracağından reformlara ve bütçe disiplinine gerek kalmayacaktır. Üstelik bu para ekonomiyi canlandıracaktır.

İlgilenenlere Temizel'in "mali milat" uygulamasını hatırlatmak isteriz. Eylül 1998'de 5 milyar dolar geldi. Ama ertesi ay aynı miktar tekrar gitti. Yurtdışındaki para aklandıktan sonra derhal geri döndü. Bugün farklı olması için hiç bir neden yoktur.

Tedbirli iyimserlik
Hemen karalar bağlamayın. İyi şeyler de oluyor. Kriz sonrasında çok önemli reformlar gerçekleştirildi. Ekonominin yapısal dönüşümü için dışarıdan büyük destek sağlandı. Bütçeye disiplin geldi. Kamu bankalarında yeniden yapılanma başladı.

Değişim düz bir hat üstünde seyretmez. Yolda çukurlar, engebeler vardır. Arada tökezlemeler, dalgalanmalar olur. Değişim daima sancılıdır. Ve Türkiye'de değişim başlamıştır. Durdurmaya karşıtlarının gücü yetmeyecektir.


Bu sayfa MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.. ile
Yöre Elektronik Yayımcılık A.Ş. işbirliğiyle hazırlanmıştır.