kapat
01.07.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

www.iku.edu.tr
Dünyadan
Spor

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 
SELAHATTİN DUMAN(sduman@sabah.com.tr )

Ayağına giymiş nalını gider salını salını..

Nişantaşı kadını dadandığı mekanı abad da eder berbad da.. Keyiflerine kalmış bir iş.. Ancak esnaftan birine el verdilerse onun sırtı bir daha asla yere gelmez.. Artık o trend olmuştur, hayatı kurtulmuştur..

NİŞantaŞI kadınlarından söz ederken temkinli konuşmak gerek..

Temkinli konuşasın ki "Ormanda büyüyen adam azgını../ Çarşıda pazarda insan beğenmez.." diyen Teslim Abdal'ın diline düşmeyesin..

Ancak Teslim Abdal'ın sanki Nişantaşı vak'asını önceden bilmiş gibi söylediklerini de unutmamak icab eder..

- "Köyden şehire gelse bir fukara kızı../ İnci yakut ister, mercan beğenmez.." lafını da sanki marka meraklıları için etmiştir..

***
Dünkü risalemizde "Nişantaşı kadını" tarifi yaparken söylediklerimiz eksik kalmıştı.. Köşe yazarlığının gözü kör olsun.. Köşeniz tapu tahsisli belediye arsası kadar bile olsa bir yerde bitiyor..

Fikrinizi ifade etmek için de biriktirdiğiniz laflar elde kalıyor.. Dün de böyle oldu.. Daha "Nişantaşı kadınları birbirini nasıl tanır.." derken laflayacak yerimiz bitiverdi..

Nasıl tanıyorlar?
Şimdi oraya geliyorum.. Nişantaşı kadınının birbirini tanıması "marka" sayesinde olur..

Taktıkları takılar, giydikleri kıyafetler, takıldıkları mekanlar durumlarını belirler.. Bir örnek vermek icab ederse; hakiki Nişantaşı kadınına zamanı sadece; Rolex, Technomarine, Cartier veya Chopard marka saatler gösterir diyebiliriz..

Bu tarifin dışındaki saatler zamanı göstermez.. Onlar Nişantaşı dışında kalan ahalinin namaz vakitlerini takip etmesi için yapılmış cihazlardır..

Bu örnek anlaşıldıysa gelelim birbirlerini nasıl tanıdıklarına..

Nişantaşı'nın iki kadını birbirini uzaktan gördüğünde önce gözleri ile karşılıklı kılık kıyafet tarassutu yaparlar..

Bu önce ayaklardan başlar.. Ayaklara geçirilmiş Donna Karan ayakkabılar teşhis edildikten sonra bedene geçilir.. Bedene geçirilen kıyafetlerin teşhisi daha da önemlidir..

Çünkü gözü kör olmayasıca esnafımız, köşeyi dönme ayreti ile kafayı en ünlü isimlere taktığından; Versace'den Anne Klein'e kadar ne kadar marka varsa sahtesini piyasaya sürmüştür..

Ama gören gözler, giyilen elbisenin kumaş kıvrımından sahte mi gerçek mi olduğunu ayırır.. Fistanı da teşhis ettikten sonra sıra aksesuara gelir.. Bunların da sahtesi bolca olduğundan bilhassa dikkat etmek lazımdır..

Balenciaga'nın bir takısı ile Boncukçu Rıza Efendi'nin elinden çıkma Kapalıçarşı mamulatını bir bakışta ayırmak gerekir.. Gerçek Nişantaşı kadını bunu ayırabilecek göze sahiptir..

Ayakkabıdan boncuklu takıya kadar bütün malzeme kusursuzsa o zaman iki Nişantaşı kadını gözgöze gelir.. Genellikle aynı mekanlara takıldıklarından birbirlerine aşinadırlar..

***
- "Ay canıııım.." diye başlayan tanıma sahyası tam bu bakışma sırasında atılır.. Kadınlar birbirini kucaklar gibi yapar ve sıfatlarından öperler.. Aman buraya daha da dikkat edin..

Gerçek bir Nişantaşı kadını karşısına çıkan hemcinsini asla dudak şapırtatarak öpmez.. Yanağını diğerinin yanağına temas ettirmez.. Öpüşmeleri teknik olarak şöyle olur..

Bedenler karşı karşıya gelindiğinde birbirlerinin yanağına hamle ederler.. Birinci kadın başını ikinci kadının yanağına temas ettirmeye yarım santim kala durdurur, dudağını büzüp ileri uzatır..

İkinci kadın da aynısını birinci kadın için yapar.. İki kadın birden aynı anda "Mucuk.. Mucuk.." türünden bir öpme efekti kullanırlar.. Yani havayı öperler..

Bunun manası "Havan batsın.." şeklinde anlaşılmamalıdır..

Bu öpüşme tatbikatı "Aman dikkat, yanaklarımızdaki fondötenler birbirine karışmasın.." manasına gelir..

Değirmen nöbeti..
Bu öpüşme tekniğinin uygulanmadığını düşünelim.. Bir Nişantaşı kadınının günde üç beş hemcinsi ile yanak yanağa öpüşmesi, itinayla boyanmış birkaç suratın birbirine temasına yol açar..

Farklı tonlardaki fondötenler birbirine karışacağından o surat ister istemez alacalanır.. Belediyelerin, ilkokul çocuklarına "Boyamaları için" açtığı sevgi duvarlarına döner ki kadına faydası yoktur.. Üstelik dünya kadar malzemenin ziyanına sebep olur..

Gelelim başka bir özelliklerine..

Nişantaşı trendine uyan kadınlar görünüşte "tek dolaşır" ama bir sürü psikolojisi ile hareket ederler..

Bunların bir mekanı "in" yapması da "out" yapması da an meselesidir.. Öncüleri bir mekan beğenir.. Nasıl duyulur, nasıl haberdar edilirler bilinmez.. Bir de bakmışsınız ki sürünün tamamı orada..

***
Doğa belgesellerinde uygulama başkadır.. Temsil bir kurt sürüsü kendine bölge seçti mi çevresini dolaşır, her beş on metrede bir siğer.. Yani bir taş dibine işer.. Böylece siğe siğe egemenlik alanını belirler..

Onların tekniği budur..

Nişantaşı kadınlarının seçtikleri mekanın etrafına işeme gibi bir adetleri olmadığından, söz konusu edilen mekanı nasıl "in" haline getirdiklerini bir türlü çözemedim.. Hala üzerinde çalışıyorum..

Ama bildiğim, daha doğrusu emin olduğum birşey var.. O da seçilen mekanın gayet gürültülü olmasıdır..

Mesela geçen yıl bunlar bizim gazetenin yanındaki Buzz Bar'a dadandılar.. Bir anda o kendi halindeki mekan, kongre öncesi siyasi partilerin il merkezine döndü..

Kapısında izdiham oluştu..

Ben de birkaç kez gittim Buzz Bar'a.. Öyle gürültülü bir müzik vardı ki yanındaki ile iki laf etmen mümkün değil.. Konuşamayınca içmeye kuvvet veriyorsun, mekan sahibi kazanıyor..

Bu gürültünün bir faydası da şu.. Konuşma olmadığından tarafların birbiri hakkında fikri olmuyor.. Çıktığın kızı bir ay süre ile hergün Buzz Bar gibi bir mekana götür.. Asla fikir sahibi olamazsın.. Evli mi, bekar mı, dul mu bilemezsin..

- "Darı unundan baklava, incir ağacından oklava olmaz.." diyen atalarımızla inatlaşacaksan git böyle mekanlara, birşey diyemem.. Değirmende herkes kendi nöbetini bekler..

Ayrıca "Gürültü istemeyen bakırcı dükkanına gitmesin" derler..

YARIN: Dışarıdan kursuna gidip Nişantaşı kadını olmak mümkün mü?


Bu sayfa MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.. ile
Yöre Elektronik Yayımcılık A.Ş. işbirliğiyle hazırlanmıştır.