Ahmet Altan'ın "İsyan Günlerinde Aşk" adlı romanında bir cümleye takıldım; "Erkekler memleket meselelerinden, konuştukları kadar anlasalardı.."
Roman kahramanının 'memleket meseleleri' derken kastettiği, aslında politika..
Çünkü; 'Memleket meseleleri' herkes tarafından anlaşılabilir konulardır..
Bütün yapılan; merak edilen, basit sorulara açıklanabilir yanıtlar vermektir..
Politika ise normal insanlar tarafından pek kolay kolay anlaşılamaz..
Gizemlidir.. Anlamak için sadece ilgilenmek,
bilgilenmek, takip etmek de yetmez..
Çünkü kendine özgü bir terminolojisi vardır.. Her kararın, her eylemin ardında, bizim gibi sıradan insanların kavrayamayacağı farklı boyutlar olabilir..
İşte politika ile memleket meselelerini konuşmayı birbirinden ayıran da bu farklı boyuttur...
Örnek mi?
Çölleşen Türkiye'den.. Karadeniz'de yaşayan kalkan balığının neden sadece Türk karasularını terk ettiğinden... Tütün yasasından sonra tütün üreticisinin ne yapması gerektiğinden.. Prag'a yılda 7 milyon, Venedik'e 10 milyon turist gelirken İstanbul'a neden 2 milyon turist geldiğinden sözetmek.. Bu konulara kafa yormak, memleket meselelerine kafa yormaktır..
Çünkü anlaşılabilir cevaplarıfvardır..
Politikanın konuları ise böyle kolay kolay anlaşılmaz..
Örnek mi?
Anayasa Mahkemesi irticai faaliyetlerin odağı olduğu için Fazilet Partisi'ni kapattı..
Peki, kapatılan partinin Genel Başkanı ne yapıyor?. Politika yapmaya devam ediyor.. Suçu yok.. Yasak da yok..
Sadece Genel Başkan mı? Genel başkan yardımcıları.. Grup başkanvekilleri.. Milletvekileri.. Belediye başkanları.. İl başkanları.. İlçe başkanları.. Parti içi grupları.. Hizipleri..Aynen, hiçbir şey olmamış gibi politika yapmaya devam ediyorlar..
Sanki partiyle ilgileri yokmuş gibi.
Biraraya geliyorlar.. Toplantılar yapıyorlar..
Sonra.. Pozisyonlarında da bir değişiklik yok..
Dün de iki parçaydılar.. Bugün de öyle..
Yenilikçiler yine yenilikçi.. Gelenekçiler yine gelenekçi..
Peki o zaman..
Anayasa Mahkemesi'nin bu kararı alırken amacı neydi.. İşte anlaşılmayan bu..
Bir partiye hayat veren.. Can veren.. Düşünce veren yönetim kadrosu yerini koruyor..
Ama o partinin tabelası indiriliyor..
O partinin binaları mühürleniyor..
İşte benim gibi sıradan insanların anlayamadıkları budur.. Çünkü aynı kadrolar üç gün sonrafbaşka bir binada, başka bir isim altında yine biraraya gelecek..
Bunu partiyi kapatan yargıçlar da biliyor..
O halde suçlu olan sadece binalar mı?
O halde suçlu olan sadece tabela mı?.
Yani, alınan kararın pratikte bir anlamı yok..
Belki de, bizim pratikte hiçbir anlam ifade etmez dediğimiz karar, zaten hiçbir anlam ifade etmesin diye alınmıştır..
Belki de bilmediğimiz, tahmin edemediğimiz, aklımızın yetmediği başka bir anlamı vardır..
İşte bunun için, politika konuşmak, memleket meselelerini konuşmaya benzemez..
Çünkü kolay kolay anlaşılmaz..
Politika zordur, zor..
Magazin
