İnsanlar ikiye ayrılır: "İnsanlar ikiye ayrılır," diyenler ve demeyenler. Gazeteler ikiye ayrılır. Mega pop yıldızlarını homoerotik durumda gösteren fotoğraflarını yayınlayanlar ve yayınlamayanlar.
Mega pop yıldızlarını homoerotik durumda gösteren fotoğraflarını yayınlayan gazeteler ikiye ayrılır. Bunu savunanlar ve savunmayanlar.
Mega pop yıldızlarının, homoerotik durumda gösteren fotoğraflarını yayınlayan ve bunu savunan gazeteler ikiye ayrılmaz çünkü bunların hepsi birbirine benzer.
Sonunda, medya kuruluşlarının çizginin neresinde durduklarını tayin eden, bu gibi olaylardır.
Bu gibi olaylar sadece medya kuruluşlarının değil, insanların nerede durduklarının tespitinde de yararlıdır.
Ben, kendi adıma, çizginin neresinde durduğumu açıklamak istiyorum: Genelde insanların bu gibi fotoğraflara bakmaya bayıldıklarının farkındayım ve bu fotoğrafları yayınlayan editörleri de kınamıyorum. Ama ben olsam Tarkan'ın evinden şantaj amacıyla çalınan ve onu bir erkek arkadaşı ile samimi pozlarda gösteren fotoğraflarını yayınlamazdım. Çünkü bu fotoğrafları yayınlamak neyin yayınlanıp neyin yayınlanmaması gerektiğini tayin eden kriterlere uymuyor. Bir defa bu fotoğrafların yayınlanması "kamu yararına" değildir. İkincisi insanların özel hayatına müdahale etmek basının görevleri arasında değildir. Üçüncüsü, fotoğrafın konusu olan kişiye hak etmediği biçimde zarar vereceği kesindir. Dördüncüsü, fotoğrafları çalarak yasaları çiğneyen şantajcıların emellerine yardımcı olmaktadır.
Bunlar bir tarafa, ben bu olayın olmasından memnunum. Çünkü ahlaki bir konuda medya kuruluşlarını, yorumcuları ve halk arasındaki düşünmek isteyenleri bir pozisyon almaya zorladı veya zorlayabilir. Ve bu olanak için Tarkan'a teşekkür borcumuz var. O ve muhtemel suçluları büyük bir süratle yakalayan polis, bu olaydan en yüksek notu aldı.
Ama esas kahraman Tarkan'dır. Çünkü olaya karşı ilk ve en doğru ahlaki pozisyonu o aldı. Şantajcılara boyun eğip parayı ödeyebilir ve olayın gizli kalmasını sağlayabilirdi. Ama teşhir edilme riskini alarak başını dik tuttu ve hakları çiğnenen herhangi bir uygar bir insan gibi şantajcılarına karşı yasaları harekete geçirdi. Karanlıklarda gizlenmek yerine, manen ve maddeten zarar görme pahasına, ahlaki bir prensip için mücadele etme yolunu seçti.
Kendisini kutlarım ve ona şapkamı çıkarırım. Çünkü ülkemiz ahlaki prensipler uğruna insanların mücadele verdiği ülkelerin ilk sıralarında yer almasıyla ünlü değildir. Ve ünlü insanların, aldıkları pozisyonlarla topluma iyi örnek ve model olmalarına ihtiyacımız vardır.
Yazımı bitirir bitirmez hemen Tarkan'ın reklamını yaptığı bütün malları tespit edip onlardan almaya başlayacağım.
Bunun dışında, cinsel olarak -İngilizlerin deyimi ile, "sokakta yapıp atları ürkütmemek koşulu ile"- Tarkan, ben, sen, herkes, istediği ile istediğini yapmakta hürdür. Erkekle veya kadınla veya her ikisi ile birlikte. Vücudumuz bize aittir ve onunla ne yapacağımıza şantajcılar ve medya değil biz karar veririz.
Devam edin Tarkan Bey. Doğru yoldasınız. Belki farkında değilsiniz ama, şikâyet ettiğiniz "sosyal cehennem"den dışarı açılan yolu buldunuz.
Magazin
