kapat
12.06.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

banner
Dünyadan
Spor

Limasollu

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Finansbank

 
HAŞMET BABAOĞLU(hbabaoglu@sabah.com.tr )

Modern bencil: turist

Lezzetli soslarla pişirilmiş tepeleme midye dolu kocaman tencereleri ve sakinlerinin çizgi roman tutkusu bir yana bırakılırsa, özgün bir şehir olduğunu söylemek zordur Brüksel'in...

(Hadi Uluengin'in orada yaşadığı gerçeğini ayrı tutalım!)

Bu nedenle Brüksel'in kalbinin biraz kırık olduğunu düşünen Avrupa'nın, hem onu pohpohlamak hem de öteki güçlü metropolleri birbirine düşürmemek için bu şehri kendine başkent yaptığını düşünürüm hep...

Geçen yaz Brüksel'de Avrupa Futbol Şampiyonası'nın müthiş kalabalığı arasında, "konuyla ilgisiz" turist kafileleri de gördüm.

"Kraliyet Pasajı"nın arcade'si içindeki o harika caf¥'de oturup hep "has" turistleri gözlemledim.

Futbol için gelenler heyecanlıydılar ve programlıydılar. Hedefleri vardı. Kafalarını kaldırıp çevreye baktıkları anlar nadirdi; hep koyu bir muhabbetin içindeydiler.

Ama turistler öyle mi ya!

Onlar Brüksel'den neyi "kopartıp" ülkelerine götüreceklerinin hesabını yapıyor; her şeye "utanmasız" bir iştahla bakmaktan önlerini görmüyorlardı.

Kendi ülkelerinde yeseler, belki iki dakika sonra lavaboya koşacakları yemekleri atıştırıyorlar; sanki her lokmanın lezzet fotoğrafını çekip belleklerine yerleştirmeye çalışıyorlardı...

(Turistlik gezip görmeye değil, dönüşte anlatmaya dayanır. Lezzet uzun süre dayanmaz bellekte, ama başkalarına anlatırsanız bir "marka"ya dönüşür! Eski çağların gezginiyle postmodern turist arasında böyle derin ve "acıklı" bir fark vardır)

İki grup arasındaki fark açıklayıcı ve düşündürücüydü.

Futbol taraftarları merak etmiyordu Brüksel'i, kendi takvimini yaşıyordu! Maç saatine kadar parklarda uyuyup kalanların sayısı muazzamdı.

Turistlerin ise böyle bir seçimi olamazdı: Çünkü Brüksel'i hallaç pamuğu gibi atma özgürlüğünü paralarıyla satın almışlardı ve kolayca uykuya teslim edemezlerdi!

Yine de moralleri bozuktu: Nereden çıkmıştı şimdi bu futbol şamatası ve kalabalığı?

Nasıl böyle yanlış bir zamanlama yapmışlardı?

Neden Brüksel onların karşısında bir yosma gibi kendini çırılçıplak açmamıştı da, üzerine forma geçirmiş küçük çocuklar gibi sokaklarda koşuşturuyordu?..

***
Enver Sedat suikastı ve ardından gelen toplumsal huzursuzluk sırasında Mısır'da bulunan bir arkadaşım, oradayken Antik Mısır'ın tadını çıkardığını ve başka hiçbir şeyle ilgilenmediğini anlatmıştı.

Yıllar sonra televizyonda o günlerin Mısır'ındaki siyasal olaylar üzerine bir belgesel izlerken birdenbire sırtından terler akmaya başlamış, kalbi hızla çarpmaya başlamıştı.

Anlattığına bakılırsa şöyle sormuş kendi kendine; "Neden saçma papirüs taklitleri için saatlerce pazarlık yaptığım esnafa olsun, Kahire'de olup bitenlerle ilgili iki soru bile yöneltecek insanlığı göstermedim?"

Oysa sorsaydı da durum değişmeyecek; aldığı yanıtlar da birer "hediyelik eşya" yerine geçecek; dönüşte Mısır gezisinin ilginç anılarından biri olarak aktarılacaktı; o kadar!..

Turistlik, modern insanın en karanlık, en "hain" ama en sağlam özlemlerinden birinin kısa vadeli tezahürü çünkü...

Modern insan becerebilse her yerde turist olacak...

Yani bulunduğun yerin sadece tatlarını çıkarıp, tatsızlıklarına gözlerini kapatacak..

Vicdanını "sözde aylaklığa" sığınarak susturacak...

Sömürgeci olmak yerine, kolayından sömürücü olacak...

***
Demiştim ya, turizm ve turistlik madalyonunun arkası çok karışıktır.

Çünkü turistlik milyonlarca insanın "of"ladığı şeylerden karşılığını vererek "Oh!"lar çıkarma sanatıdır...

Yanlış anlamayın: Turizmin toplumsal kültüre kattığı hayat sevincinin ve aydınlık ruhun yabana atılmasını istemem!

Ancak sıradan bir turistin gittiği ülkeyi sevdiğini söylemek palavradır!

Doğrusu şudur: Turist o ülkede kendini sever!

AYNA
Cinsellikte insan çocuksu olabilir. Ama öfkelendiğinde kesinlikle bebektir.

ADAM PHILLIPS

 
Ekonomik programın başarıya ulaşacağına inanıyor musunuz?

Evet
Hayır

 


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır