kapat
10.06.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

banner
Dünyadan
Spor

Limasollu

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Finansbank

 
ALİ BAYRAMOĞLU(abayramoglu@sabah.com.tr )

Yerel siyaset

Ülke çıkarları adına dış dinamiklere uyum sağlama çabası ile iç rant yapılarını ve onlardan beslenen ideolojik yapılanmayı koruma refleksi arasındaki gidip gelme, Türkiye'nin yüz yıllık "kaderi"dir sanki.

Her dışa açılmanın, her dışa uyum sağlama zorunluluğunun kapıya getirip bıraktığı "değişim" dalgasının sınırlarını çizer, bu kader. Çizer çünkü, devleti getirir "merkeze" koyar, devleti değişimin tanımlayıcısı, taşıyıcı aktörü haline getirir. Devletin merkez haline gelmesi, değişim dalgasının sarsıntıları, hatta getirileri arkasına gizlenir çoğu kez.

Peki, devletin değişimin taşıyıcısı haline gelmesi ne demektir,?

Bu, her şeyden önce, değişimin gerçek niteliğini, uygulamadaki içeriğini şekillendiren asıl unsurun, "toplumsal konsensüs"ün devre dışı kalması demektir.

Sistemin yapısından ötürü zaten dar olan siyasi alanın biraz daha daralması demektir. Başka bir deyişle, toplumsal talepler ile siyasi kararlar arasındaki bağın, yani siyasetin belirleme gücünün azalması demektir.

Değişimin "kompartımanlar"a bölünmesi, parçalı yapılması demektir. Örneğin 12 Eylül döneminde ve onu izleyen Özal devrinde olduğu gibi ekonomik alanda atılan liberalleşme adımlarına ters siyasi adımlar atılması demektir.

En nihayet, en önemlisi; batılı değerler ve batılı kimlik ile yerel değer ve kimliklerin parçalı, çelişkili, gidiş gelişli, "yırtılmalar" içeren şiddetli bir çarpışması demektir. Aslında buna benzer, ama daha hafif bir çarpışmanın bazı sonuçları pek ilginç bir şekilde ortaya çıkıyor bugün.

Başta FP olmak üzere İslami kesim aktörlerinin kimlik ve varlıklarını dayadıkları, temelde Batı modernliği, hatta Batı demokrasisiyle hesaplaşma üzerine oturan "yerellik" duygusu ve yerel kimlik, siyasi anlamda "batılılaşma" yolunda ilerliyor. Başka bir deyişle iç ihtiyaçlar ve yerel taleplerin gerçekleşmesi yönündeki beklentiler, Batı ilke ve değerlerini hiç tartışmasız bir biçimde bu aktörlerin söylemlerinin parçası kılıyor.

Burada söz konusu olan, bazılarının sandığı ve iddia ettiği gibi bir değişim değildir.

Söz konusu olan tersine, "sosyal yapı ile siyasi tavır arasında bir kopuş"tur. Bu unsurların birbirini etkilemesiyle orta ve uzun vadede daha ciddi sonuçlara yol açacak bir yırtılmadır, bir travmadır.

Batı'yla sıcak temasta devletin değişimi taşıyan aktör haline dönüşmesi, bu durumu daha ciddi bir hale getirecektir.

Yarının gelişmelerini tahmin etmek için düne bakmak yeterlidir aslında.

Devletin bırakın taşıyıcı olmayı, "değişim fikri"ne bile alerji duyduğu bir önceki dönemde Batı ile çarpışmanın etkileri daha şimdiden iki ciddi sonuca yol açmıştır.

Ciddi bir toplumsal duyarlılığı temsil eden RP-FP geleneği; dışa yönelik özeleştiriyi devre dışı bırakarak, başka kesimlerin sorunlarına yönelik hassasiyetini azaltarak, yani tek sorun ve tek kimlik odaklı, demokrat zihniyet içermeyen "faydacı bir demokrasi talebi"ni dillendirerek, makro-liberal bir siyasi dili benimsemiş, bu çerçevede yukarıdaki şizofrenik durumu beslemiş ve bu hat üzerinden eski muhafazakâr geleneğine doğru yola çıkmıştır. Ve 18 Nisan seçimlerinde bunun bedelini bir ölçüde ödemiştir.

Bu, söz konusu "şizofrenik hal"in yerel değerler, hatta milliyetçilik arenasında yaşanan bir bunalıma işaret ettiğini gösterir. Bu bunalım ise MHP'nin büyümesinin, yerel kesim oylarının neredeyse eşit bir biçimde RP ile MHP arasında bölünmesinin en önemli nedenidir.

Kısacası iç dinamiklerin dış dinamikler istikametinde değişmesi kadar, içe kapanma refleksini toplumsal hareketlere taşıma ihtimali olan bir durum karşısındayız.

Kısacası dışarıda atılan her adım içeriye de yansımakta, ülkenin iç macerası içeriyi etkilediği kadar dış macerası da içeriyi hiç beklenmedik noktalarda etkilemektedir.

 
Ekonomik programın başarıya ulaşacağına inanıyor musunuz?

Evet
Hayır

 


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır