  
Bu yaz piyasalar oynayacak!
Geçen hafta birden çok ekonomik veri arka arkaya açıklandı.
* Enflasyonda mayıs ayı ile düşüş yönünde bir kırılma başladı. Yaz konjonktürünün etkisiyle fiyat artışlarının en azından eylül ayına kadar giderek azalacağı belli oldu.
* Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin açıkladığı mayıs ayı rakamları, dış satımın bu yıl devalüasyonun olumlu etkisiyle sıçradığını ortaya koyuyor. İhracat mayıs ayında yüzde 21 arttı. Bu artış beş aylık ortalamayı da yukarı çekti ve yüzde 13.7'ye ulaştırdı. İhracattaki bu artış 80'li yıllardan sonra sağlanan en yüksek oranlı artış.
* Hafta başında gazeteler Antalya'ya rekor düzeyde turistin geldiğini yazdı. Devalüasyonun olumlu etkisi ihracatla birlikte turizme de yansımış durumda. Dört aylık veriler yüzde 36 oranındaki artışı ifade ediyor.
* Cuma günü nisan ayında sanayi üretiminin yüzde 10.5 azaldığı açıklandı. İlk dört ayda geçen yıl yüzde 3.3 artan sanayi üretimi bu yıl ortalama yüzde 4.2 düştü. Yani ekonomi daralıyor.
* Bu gelişmelere paralel olarak ocak-aart dönemi için açıklanan cari işlemler dengesi açığı geçen yılki 2 milyar 272 milyon dolarlık seviyesinden 565 milyon dolara indi ve yılın bütünü için, açığın kapanacağı ümidini güçlendirdi.
* Mali piyasalarda olanlar - Reel ekonomideki bu gelişmelerin normalde mali piyasaları olumlu etkilemesi beklenir. Ancak mali piyasalar sadece reel ekonomideki gelişmelerden değil, izlenen para politikasından ve siyasi gelişmelerden de etkileniyor.
Devlet iç borçlanma senetleri faizinde görülen yükselme üzerine Merkez Bankası gecelik faiz oranlarını yüzde 63'e indirdi. Bunun yanında siyasi gelişmeler gündeme gelince dövizde önce çıkış ardından düşüş meydana geldi. Ancak geçen haftaya göre kurda yükseliş oldu. Faizi düşürmek için yapılanlar dövize yönelişi teşvik etti. Bu da mali piyasaların tedirginliğini artırdı. Hem borsayı hem de bizzat faiz piyasasını bozucu etki yarattı. Bu nedenle ekonomideki olumlu gelişmeler gölgede kaldı.
* 5 milyar dolar sınırı - Ancak en önemli ekonomik sorun olarak ortaya çıkan iç borçların sürdürülebilirliğini kolaylaştıracak takas olayının sonuna gelinmesi piyasaları diri tuttu. Uzun vadede getirisi tartışılabilir ancak kısa vadede Hazine'nin iç borç servisini azaltacağı için piyasalar borç takasına takıldı. Burada faiz kadar, hatta mali piyasaların tümü dikkate alındığında ondan da çok, takasa konu olacak miktar öne çıktı. Beklenti 5 milyar dolar dolayında bir iç borcun bu şekilde vadesinin uzatılması. Hem Hazine'nin rahatlatılması hem da bankaların kar yazacağı ve açık pozisyonlarını azaltacağı yeni bir kapı olması bakımından borç swap'ının miktarının 5 milyar doların altına düşmesi moralleri bozabilir. Bu miktarın üstüne çıkması ise henüz satın alınmamış bir gelişme olarak piyasaları olumlu etkileyebilir.
Takasın gerçekleşmesi iç borçlanmadaki kara bulutları bir kaç aylığına da olsa, dağıtabilecek. Faiz yükünün azaltılması açısından da, bu yıl bütçesini kurtaracak.
* Şok gelişme beklenmiyor - Meclis'in yaz aylarında tatile girmesi bir ölçüde siyasi tansiyonun yükselmesini önleyebilir. Ancak hükümetin icraatlarını yapmasındaki sancılı gidiş ortadan kalkmayabilir. Konjonktürün de yardımıyla döviz gelirlerinin fazla olmasına karşılık ekonominin daralmaya devam etmesinden dolayı döviz giderlerinin nisbeten azalmasının sonucu olarak yaz aylarında kurda şok bir gelişme yaşanmayabilir. Bu tehlike, daha çok ekonominin canlanmaya ve döviz gelirlerinin azalmaya başlayacağı sonbahar veya kış aylarına kayabilir.
* Kurda oynaklığın maliyeti - Ancak kurun dagalanması hem yerli yatırımcının kafasını karıştırıyor ve TL enstrümanlara dönüşünü engelliyor, hem de programa güveni sarsıyor. Kur oynaklığının olumsuz etkisi bununla da sınırlı kalmıyor, özellikle yabancı yatırımcının Türkiye'ye gelmesini engelliyor. Çünkü oynak kur yabancı yatırımcının hem bonoda hem borsada alacağı riske bir de kur riskini ekliyor. Yabancı açısından Türkiye riskini ikiye katlıyor. Bu nedenle zaten borsada yabancı payı artmıyor, hatta azalıyor. Yabancıların İMKB'deki payı 4 Mayıs itibariyle yüzde 41'e kadar yükselmişken 4 Haziran'da yeniden yüzde 38'e inmesi bunun bir göstergesi.
Bu gelişmelerin ışığında kurdaki dalganmanın piyasalara olumsuz etkisi yaz aylarında da devam edebilir.
Buna siyasilerden ve IMF'den gelecek etkileri eklediğimizde, piyasalarda belli bir trend ortaya çıkmayabilir. Ancak geçmiş yıllara göre daha dalgalı bir yaz geçireceğimiz şimdiden belli gibi.
* Sonuç - "Bulut altında yaşadıkça yağmur bekle!.." Rıfat Necdet Evrimer
|