  
Milletvekillerine müthiş alkış!...
İktidar ve muhalefet partisi milletvekilleri, siyasi kaygı gözetmeden "İş Güvenliği Yasa Tasarısı"nın şu anda ekonomiye hiçbir katkı sağlamayacağı konusunda görüş birliğine varınca, dürüst yaklaşımları nedeniyle alkışla ödüllendirildi
Hafta içinde, şimdiye kadar örneği görülmemiş bir olaya tanık oldum. 5 farklı siyasi partinin milletvekilleri, bir panelde, konuşmaları bittiğinde, övgü dolu sözcüklerle, önce ayrı ayrı ardından da toplu halde şiddetli olarak alkışlandılar. Bir grup izleyici, bununla da yetinmedi, söz alarak, milletvekillerinin konuşmalarından ve olaya bakış açılarından, çok etkilendiklerini, morallerinin düzeldiğini belirtip, tümüne birden teşekkür ettiler. Tebrik edenlerin arasında, bazı sivil toplum örgütlerinin liderleri de vardı... Doğrusu, bu yıllardır görmediğimiz ancak, özlemini duyduğumuz bir tabloydu...
PANEL VE MİLLETVEKİLLERİ
İzleyicilerin tümünde olumlu izlenim bırakan bu panel, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) tarafından düzenlenmişti. Ankara Ticaret Odası Konferans Salonu'nda yapılan, benim de oturum başkanlığı görevini yürüttüğüm bu panelin konusu "Çağdaş Bir İş Kanuna Doğru... İş Güvencesi, Kıdem Tazminatı, Esneklik İlişkileri" idi. Panelde, ilk söz verdiğim DSP Bursa Milletvekili Fahrettin Gülener; İş Güvenliği Yasa Tasarısı'nın mevcut şekliyle, ülkeye zararlı çıkacağını, iş dünyasının önünü göremeyeceğini, bundan işçi kesiminin de zarar göreceğini belirten, güzel bir konuşma yaptı. MHP İzmir Milletvekili Dr. Oktay Vural, daralan ekonomide iş güvencesini temin etmenin zor olduğunu ve tasarının hatalı yönlerini, FP İstanbul Milletvekili Ali Coşkun, Türkiye'nin ekonomik ve sosyal bir bunalıma itildiğini, 2000'de yüzde 76'sı faize giden vergilerin, 2001'de yüzde 95'inin faize gittiğini, İş Güvenliği Yasa Tasarısı'nın mevcut şekliyle, ekonomide ciddi sarsıntı ve bunalım yaratacağını, ANAP Manisa Milletvekili Ekrem Pakdemirli ise, Türkiye'nin zannedilen de daha zor durumda olduğunu, hem kıdem tazminatı hem de iş güvencesinin birlikte olamayacağını belirtti. Son panelist olan, DYP Samsun Milletvekili Kemal Kabataş ise, Türkiye'nin yaşadığı ekonomik krizde, varlığının yüzde 60'ını bir gecede kaybettiğine değindikten sonra, çok ciddi hata ve eksikliklerle dolu olan bu tasarının, daralan ekonomiye, ilave yük getirmekte olduğunu belirtti.
Panelist milletvekillerinin konuşmaları bittikten sonra, salonda müthiş bir alkış koptu. Milletvekilleri, parti ayrımı gözetilmeksizin, alkışlanıyor ve tezahürat yapılıyordu.
SİYASİ HESAP YOK
Sonuçta, "İş Güvenliği Yasa Tasarısı" ile ilgili şu gerçekler ortaya çıkmıştı; ekonomiye şu anda katkı sağlamayacağı kesin olan bu tasarı, daralan ekonomiye ilave bir yük olacak, kayıtdışı istihdamın ve işsizliğin artmasına, yatırımlarda ve üretimde azalmaya neden olabilecekti. Ekonomik boyutu ihmal edilen bu tasarının, mevcut şekliyle ve özellikle şu kriz döneminde yasalaşması, sorunları daha çok artıracaktı...
Vatandaş, yıllardır ilk kez, iktidar ve muhalefet mensubu milletvekillerinin ufak siyasi hesaplara girmeden, aynı ortamda ve arka arkaya, yukarıdaki gerçekleri söylediğine tanık oluyordu. İşte, müthiş alkış da bunaydı...
Biri Bizi Gözetliyor'a vergi gözetimi
Aylarca süren ve çok kişi tarafından ilgi ile izlenen "Biri Bizi Gözetliyor" yarışma dizisi, bir süre önce Melih'in kazanmasıyla bitti. Şimdi sıra Maliye'nin gözetiminde. Melih'in bu yarışma dizisinin ödülü olarak aldığı 100 milyar lirayı, bu ayın sonuna kadar "Veraset ve İntikal Vergisi Beyannamesi" ile beyan edip, vergi ödemesi gerekiyor. Melih'in vergisi hesaplanırken, 503 milyon TL.'lik istisna düşülecek sonra, ilk 39 milyar TL.'lik kısım için yüzde 10, aşan kısım için de yüzde 15 oranı uygulanarak yaklaşık 13 milyar TL. vergi tahakkuk ettirilecek. Melih, bu ayın sonuna kadar Maliye'nin gözetlemesi altında. Beyannameyi verdiğinde, bu gözetleme de bitecek....
YAŞLI ADAM
Bu haftaki fıkrayı bir okurumuz nedense İngilizce'sini yazarak fakslamış. "Yaşlı adam doktoruna;
- İlkinden sonra yoruluyorum, ikincisinden sonra göğsümde ve bacaklarımda ağrı hissediyorum. Üçüncüsünden sonra ise, bayılır gibi oluyorum. Kalbimin atışları ve nabzımın normale dönmesi, yarım saati buluyor.
- O halde birincisinden sonra neden durmuyorsun?
- Nasıl durabilirim ki doktor? Ben üçüncü katta oturuyorum!.."
|
Magazin
