Gündemimiz yüklü mü yüklü.. Yetişmek mümkün değil..
Şu sıralar baş köşeye Tarkan oturdu.. Bu şarkıcımızın yaptğı ve bize göre son derece mükemmel olan Kuzu Kuzu isimli parçasından bahsetmek yerine malum fotoğraflar gazete sayfalarını süslüyor..
Gazetecilerin kendileri dahil hemen herkes "Özel hayatıdır. Kimseyi ilgilendirmez" diyor.. Yani bir yerde hükmü veriyor.. Ama yine de bu resimler çarsaf çarsaf yayınlanıyor.. Garip bir durum..
Fatih Altaylı'nın yazdığı gibi, üstelik bu fotoğraflar hırsızlık malı.. Bizim medya hem bu fotoğrafların dağıtılmasına kızıyor, hem de bu fotoğrafları yayınlıyor.. Burada bir ikilem, bir acaiplik var.. Yayınlamazsın fotoğrafları olur biter.. Bu tutum, gazetelerin koştukları kulvarlara göre değişir.. Herkes aynı kulvarda koşmaz..
Batıdaki yayıncılık anlayışında, şöhretlerle ilgili bu tür haberler sadece, tabloid olan ve magazin haberleri ile ayakta duran gazete ve dergilerde yayınlanır.. Diğerleri yayınlamaz bile.. Diğerleri, sadece şarkı ile ilgilenir.. Uzmanlar şarkıyıı eleştirir veya alkışlar..
Bütün bunlar, başımıza, Reha Muhtar'ın musallat ettiği "Reyting canavarı" yüzünden geliyor.. Reyting için neredeyse herşeyin mübah görüldüğü bir dönem geçiriyoruz gibimize geliyor.. Haksız olduğumuzu da düşünmüyoruz.. Bir süre sonra mutlaka ortadan kalkması gerekiyor bu canavarın..
Geçen hafta da benzer birşey yaşadık.. Manken kızımız Deniz, Laila isimli yere alınmamış. Bu olay üzerine, yoğun biçimde "Alınır mı, alınmaz mı" tartışmaları başladı...Yahu kime ne? Kendisinden başka kimi ilgilendirir içeri alınıp alınmaması? Sanki Başbakan içeri alınmamış.. İşte öylesine büyük bir tartışma yaşandı neredeyse..
Reha Muhtar'ın şarkıcı Nilüfer ile olan beraberliği, Reha'nın hemen olayı açıklama uyanıklığı sayesinde küçük atlatıldı.. Çünkü Reha bunu saklasaydı, Paparazzi'ler mutlaka, bu ikiliyi bir yerde yakalayacaktı.. Ondan sonra ortalık bir şenlenecekti ki sormayın.. Ama dedik ya, Reha kaçın kurrası.. Hemen gardını aldı ve işi bitirdi..
Az daha unutuyorduk. Bu arada araya bir de Mehmet Ali Erbil ile Nefise Karatay fotoğraflari girdi. Haydi, tuttuk bunları da konuştuk uzun uzun.. O dedi ki, öteki dedi ki, arkadaşlari dedi ki, babası dedi ki..
Peki, Demet ile basketçi İbo'nun biten aşkı? Az mı konuştuk? Demet kızımız öylesine ağladı ki, neredeyse ulusça mateme girecektik.. Daha İbo konuşmadı.. Hele bir konuşsun görün bakın ortalığı..
Daha Bodrum filan da hızını almadı.. Hele bir okullar kapansın ve hızını alsın, bakın daha neler tartışacağız neler.. Bu yukarda saydıklarımız bile küçük kalacak gibimize geliyor.. Hatırlayın, geçen yıl Hande isimli oyuncu kızımız, Bodrum'da Paparazzi'lerden kaçarken, barın tuvalet penceresine sıkışıp kalmıştı da, ne kadar önemli haber olmuştu.. Paparazziler kızımızı sıkıştığı yerden kurtarmak için seferber olmuşlardı.. Meğerse kızımız burun ameliyatı olmuş ve o hali ile görüntüsünü alınmasını istemiyormuş.. O yüzden kaçmaya kalkışmış..
Bodrum'u bu tür önemli haberler açısından asla küçümsemeyin.. Ben şahsen yaz aylarında Bodrum'u tek tutarım bu gibi konularda.. İstanbul'a fark bile atar.. Yeter ki, Bodrum'da görev yapacak olan Paparazzi'ler gayretli olsunlar..
Bekliyoruz...
Haberler...
Az sonra...
Bu sıcak Pazar günü, sizleri biraz tebessüm ettirip biraz düşündürebildikse, ne mutlu bize.. Tüm okurlarımıza iyi bir Pazar günü diliyoruz..
Magazin
