kapat
10.06.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

banner
Dünyadan
Spor

Limasollu

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Finansbank

 
HINCAL ULUÇ(uluch@sabah.com.tr )

Kadıköy'den bir vapur kalkıyor..

Köprü iskelesi nerde diye sorduk, Ercan'la, Kadıköy'ün meydanlığı kalmayan iskele meydanını süpüren delikanlıya..

Boş boş baktı..

"Köprü.. Köprü" dedim.. "Boğaziçi Köprüsü mü" dedi.. Birden boğazım düğümlendi.. Birden sesim kısıldı..

Hangi köprü?.. Ne köprüsü..

Köprü diyince İstanbullunun aklına Galata Köprüsünün geldiği günler tarih olmuş artık.. O bir Boğaziçi'ni biliyor.. Bir de Fatih Köprüsünü..

Yürüdüm.. Bizim eski Köprü iskelesi, Beşiktaş ve Adalar olmuş.. Eski Arabalı vapur iskelesi de Eminönü ve Karaköy..

Söğütlüçeşme sokağında otururdu, dayımlar. Deniz görünürdü.. Gece o arabalı vapurlar (Araba vapuru değil.. Arabalıydı adı) ışıl ışıl gelirdi, Kadıköy'e.. Anneannem "Benim sarayım geliyor" derdi.. İşte o iskelede buluştuk, Cuma sabahı, kargaların kahvaltı saatinde..

Denizcilik İşletmeleri Genel Müdürü Erkan Arıkan ile buluşup Bahçekapı gemisine bineceğiz ve Köprü'ye, pardon Eminönü'ne geçeceğiz..

Niye..

Yıllar yıllar sonra, bu gemilerden birine yolum düşmüştü de, içler acısı halini yazmıştım.

Bir yandan Boğaz Köprüleri, gemilere olan ilgiyi azaltmış, bir yandan, tuvaletleri bile kapattıran terör, gemileri fevkalade sıkıntılı araçlar arasına sokmuş, bir yandan da CHP'nin zeka fikdanlı belediyeleri "İmtiyazsız, sınıfsız" kitle olmayı, solcu olmayı, milleti sefalette birleştirmek olduğunu sandıklarından, gemilerde lüks ve birinci sınıfı kaldırmışlardı. Birden herkes ikinci sınıf yolcu olmuştu.. "Yahu etmeyin. Parası olandan alın.. Alın adamın elinden parayı, ikinci sınıf salonlarını da birinci sınıf kalitesine yükseltin" demiş, anlatamamıştık..

Bu seyahat sonrası, bir kere daha yazdık..

Erkan Müdürüm ne dediğimizi anlamış..

Sponsorlar da bulmuş.. Bahçekapı gemisinde yaptığı düzenleme ile, "Nostaljiye ve aklı selime dönüşün" ilk adımını atmış.. Bu ilk sefere katılıp görmemizi istedi.

Kadıköy'de buluştuk. Eskiden Haydarpaşa'ya yolcu taşıyan sandalların sıra beklediği yere şimdi bir deniz kenarı kahvesi yapmışlar. Fikir güzel.. İçtiğimiz çay, yanından simitle enfes.. Bizi 40 yıl öncesine, gençliğimize götürdüğü için biraz buruk da olsa.. Ama masalar, etrafı, örtüleri pis.. Dağlar gibi cola sandıklarını o güzelim sahilin kenarına öyle yığmışlar ki, bakanın tüm hevesi kursağında kalsın.. Yanılıp denize bakarsanız, mideniz bulanır.. Bu kadar pislik, bu kadar çöp Kadıköy'ün en güzel yerinde sözüm ona..

Peki Belediye nerde?.. Kadıköy'de belediye var mı?.. Ne yapar?.. Sarı lacivert kaldırım döşeyip, yalakalık yapıyor, ne yapacak?. Tanrı böyle bir cennet vermiş bize.. Yazıklar olsun..

Gemiye bindik.. Alt lüksü organize etmişler.. Çok şık.. Ama eskisi gibi değil. O zaman koltuklar ve masalar vardı. Eş dost, bir masanın etrafında toplanılır sohbet edilirdi. Bu defa yan yana üçlü oturma gurupları. Yüz yüze konuşma fırsatı yok.. Karşıya geçiş 600 bin lira.. Lükste giderseniz, ilave 300 bin daha ödeyeceksiniz. Bu 300 bin az.. 500 bin olmalı bence.. Şık bir kitaplığı var.. Bir de dergiliği.. D&R yapmış. Bravo.. Giderken canı birşeyler okumak isteyenler için..

Yaz ya.. Ben hemen yukarı fırladım. Ora lükse çevrilmemiş henüz.. Oysa asıl orası önemli yazın, püfür püfür gitmek için. Tek masa ve koltuklarla hemen olur..

Tuvaletlere de baktım hemen.. Pırıl pırıl olmuş. Bir de işletmecisi var başında, temiz tutmak için. Yalnız hepsi alaturka.. Avrupa Birliği Standartları bunu kabul etmiyor. Hiç değilse yarısı oturmalı olmalıydı..

Döndüm lükse, oturdum.. Mırıltılar..

"Efendim neden ayrılık gayrılık oluyor" diye söylentiler.. Yahu dünyanın bütün seyahat araçlarında mevkiler vardır.. Parası olan parasına göre gider.. Parası olandan alacaksın.. Alabildiğin kadar alacaksın.. Ondan aldığın para ile fakiri daha ucuz, daha konforlu taşıyacaksın.

Bu kafa artık değişmeli.. Böyle saçma sapan eleştirilere göğüs gerebilirsek giderek değişir de..

Erkan Arıkan tanıdığım en genç genel müdürlerden.. Dinamik, üretken ve yürekli..

Bahçekapı ile başlayan devrim, yakında Şehir Hatlarının tüm gemilerinde devam eder ve tamamlanırsa, İstanbul unuttuğu Denizi yeniden kullanmayı hatırlar ve kara trafiğindeki o bitmez tükenmez tıkanma ve streslerin yerini, geminin bu rahat, dinlendirici yolculuğu alır..

Almalı..

Hakan&Utku'dan tatil keyfi

Uşak'ın ufak tefek taşları
* Her şey Uşak'ta tarlalarında çapa yapan 2 köylünün, 60 santim boylarında jelatin kıyafetli bir uzaylı görmesiyle başladı. Köylülerin "Oraları daha yeni çapaladık. Ekinlere basmasana ibibik" şeklinde bağırması üzerine uzaylı, her uzaylı gibi "Hey dünyalı biz dostuz" dedi.

* Hububat taban fiyatları yüzünden sinirleri zaten burnunda olan köylüler, ekinlerinin ezilmesiyle iyice çılgına dönüp, uzaylının kafasına taş atmaya başladılar.

* Taşların gemisine isabet etmesi üzerine çok sinirlenen uzaylı, "Ulan geminin kaskosu yok, taş atmasanıza kardeşim" uyarısına rağmen taş yağmuru kesilmeyince, "Hey dünyalı siz kaşındınız" diyerek yerden bir minare boyu yükselip köylülere taşla karşılık verdi. Daha sonra gemisine binerek oradan uzaklaştı.

* Kaymakam uzaylının robot resminin çizilmesi için emir verdi. Evindeki mutfak robotuna bakıp kopya çekerken yakalanan görevli memur görevinden uzaklaştırıldı.

* UFO Kültürünü Yaşatma Derneği Başkanı Aydan Haktanır uzaylıların ayak izlerini incelemek için Uşak'a geldi. Toprak örneklerini NASA'ya yollayacağını söylemesi üzerine köylüler "Bizim verilecek bir avuç toprağımız yok" diyerek galeyana geldi.

* Robot resimdeki uzaylıyı gören Afyonlu ev hanımı Nadire Büllük "Geçen gün çantamı kapıp kaçan da buydu" diyerek UFO tartışmalarına yeni bir boyut getirdi.

* Sentüryon gezegeni ülkemize nota vererek büyükelçileri Mustafa Topaloğlu'nu geri çağırdı. Topaloğlu'nun "Gelemem, albüm çalışmam var" demesi üzerine çok sinirlenen uzaylılar ordularıyla birlikte Türkiye semalarında görüldü.

* İncirlik Hava Üssü'nde bir basın toplantısı düzenleyen uzaylıların basın sözcüsü "Açtırmayın bizim bayramlık ağzımızı. Zaten Ay'a ayak bastığınız da yalan. Konuşursak çok kişi yanar" dedi.

* MHP Milletvekili Mehmet Gül "Bu uzaylıların alayı top.. Delikanlı adam jelatinli kıyafet giyer mi?" şeklinde bir açıklama yaptı.

* İstanbul'a gelen uzaylı kolonisi Laila Gece Kulübü'ne alınmadı. Kapıdaki bodyguardlarla kulübenin kapısında kavga etmeye başlayan uzaylılar bu esnada uzay gemilerinin trafik tarafından çekildiğini öğrenince daha da sinirlenerek DJ Derviş'i rehin aldılar.

* Milli Savunma Bakanlığı, Dünyayı Kurtaran Adam Cüneyt Arkın'ı göreve çağırdı.

* Cumhurbaşkanı ANS, uzaylı heyeti kabul ederek taş atan köylüler adına özür diledi. Cumhurbaşkanı daha sonra anayasa atma tekniklerinin en güzel örneklerini gösterdi.

* Eşcinsellerle resimleri ortaya çıkan Tarkan "O resimdekiler uzaylıydılar. Ben dünyamın huzuru ve barışı için o resimleri çektirmeyi kabul ettim" dediyse de kimse yemedi.

* Yeşim Salkım uzaylılara kaset yapma teklifinde bulundu. Teklifi kabul eden bir grup uzaylı "UF Olursun güzelim" isimli parçayla listeleri alt üst etmeye hazırlanıyor.

* XY13M isimli 3 bacaklı uzaylıyı transfer etmek Fenerbahçe ve Galatasaray birbirine düştü.

* Popçu ve topçu olmayı kabul etmeyen diğer uzaylılar ise Anadolu'yu gezmeye başladılar. Uzaylıların "Erdemliler Hareketi"ne karşılık "Antenliler hareketi" isimli yeni bir siyasi oluşum içerisinde oldukları açıklandı.

hakanutku@hotmail.com

Pazar Neşesi

Bu haftaki Pazar neşemiz, Ceylan Çuhacı'dan
Kadınla kocasının arasında uzun süredir bir faaliyet yokmuş. Koca ne yaparsa yapsın karısının ilgisinin çekmeyi başaramıyormuş. En sonunda çareyi karısını bir psikoloğa götürmekte bulmuş. Psikolog genç ve güzel kadının problemini çözmek için "Anlatın bakalım bir gününüz nasıl geçiyor"demiş. Kadıncağız başlamış anlatmaya:

Sabahları işe geç kalmamak için taksiyle gidiyorum. Fakat yanımda para bulunmadığından şöför 'Bayan ya parayı ödersiniz ya da...' diyor. Mecbur kaldığım için 'Ya da' yı seçiyorum. Durum böyle olunca işe geç kalıyorum tabii. Patronu kapıda kaşlarını çatmış beni beklerken buluyorum. Patron 'İşe böyle geç gelmeye devam edersen seni işten atarım ya da..' diyor. Yine 'Ya da'yı tercih etmek zorunda kalıyorum. Akşam eve yorgun argın geldiğimde ev sahibi kapıya dayanıp kirayı yine bir hafta geciktirdiğinizi belirterek 'Ya kirayı ya da..'diyor. Eee, haliyle 'Ya da'yı tercih ediyorum. Kocam eve geldiğinde de o işi yapacak halim kalmıyor tahmin edersiniz..

Psikolog kadına bakmış..

"Hanımefendi tüm bu anlattıklarınızı kocanıza anlatabilirim.. Ya da..."

Kalkın en ehl-i vatan!..
Tüm tiyatroseverler.. Tüm insanseveler.. Tüm insanlar.. Ayağa kalkma zamanı şimdi..

Çarşamba gecesi Levent Kırca Tiyatrosunda, bir Tevfik Gelenbe gecesi düzenlendi..

Hani ya, Arap Bacı!..

Yıllardan beri Tiyatro bayrağını ayakta tutmaya çalışan son birkaç "Milli Enayi"den biri Gelenbe.. Haldun Dormen de sonunda pes etti, unutmayın.. Gelenbe'nin bu son yılı, aslında bir tiyatro oyunu olacak kahramanlıktı. Ciddi şekilde hastaydı, usta.. Ama perdesini kapatmadı, kapattırmadı.. Bunca krize rağmen, hasta hasta sahneye çıkarak, zararına oynayarak perdeyi açık tuttu.

Şimdi bu Tevfik Gelenbe'ye borç ödeme zamanı..

Çarşamba gecesi Levcent Kırca'nın Dolmabahçe'deki çadırında bir gece düzenledi, Gelenbe için.. Hem bir teşekkür, şükran gecesi.. Hem de, bu yüreki ustanın, hem kendi, hem tiyatrosunun sağlığı için verdiği savaşa, karınca, kararınca bir katkı..

Bakın, benim için önemli olan, gişede kalan para değil, çadırda dolu olan koltukların sayısı..

İnsanlık öldü mü, ölmedi mi, göreceğiz.

Rezervasyon için..

Hadi Çaman Tiyatrosu: 0 212 246 17 77

Levent Kırca Çadırı: 0 212 233 64 55!..

Bir de..

Biletix gişeleri tabii..

Bu Çarşamba gecesi Levent'in çadırı yıkılmalı, tamam mı?..

BİZİM DUVAR
BBG Tarık'ın kasedi yok satıyor. Tarkan'ın single'ı "kuzu kuzu" oturuyor.

Hakan&Utku

EĞER
..sevdiklerinizden birini ölümden geri getirmeniz mümkün olsa, kimi seçerdiniz?.

..her hafta evinize tek bir çiçek yollatmanız mümkün olsa, hangi çiçeği seçerdiniz?.

..olmaz ya, diyelim olsaydı, hangi ünlünün iç çamaşırı olurdunuz?..

SEVDİĞİM LAFLAR
Nasıl kafa sayısı kadar düşünce varsa, kalp sayısı kadar da sevgi çeşidi vardır.

 
Ekonomik programın başarıya ulaşacağına inanıyor musunuz?

Evet
Hayır

 


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır