kapat
10.06.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

banner
Dünyadan
Spor

Limasollu

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

www.itsakiss.com
 

Çanlar sanayi için çalıyor


AB yolundaki Türkiye en çok çevre kirliliği ile ilgili bölümde zorlanacak. AB'nin, İspanya üye olduktan 10 gün sonra 400 fabrikasını kapattığını hatırlatan Tekinalp, "Çanlar Türk sanayici için çalıyor" dedi
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden bir grup profesör, akademisyen ve araştırma görevlisinin hazırladığı rapor pekçok kişiyi uykudan uyandıracak. Onlar, Avrupalılar'ın tek pazarda, aynı hukuk düzeni altında yaşamasını sağlayan ve yüz binlerce sayfa tutan ve hayatın her alanını ilgilendiren yasal düzenlemeleri tek tek inceleyerek Türkiye'nin eksikliklerini ortaya çıkardılar. İşin özeti şu; AB'ye üye olmak isteyen Türkiye, 100 bin sayfanın üzerinde tutan mevzuatı alacak, Türkçe'ye çevirecek, bunları içselleştirecek, yani eksikliklerini gidererek, "Avrupalı" olacak. Projenin yöneticisi, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Ana Bilim Dalı Başkanı Ünal Tekinalp'e göre, Türkiye zaman kaybetmeden yaşam standartlarını yükseltecek olan bu medeniyet projesini hayata geçirmek için kollarını sıvamalı, çevirilerini yapmalı, hukukunu yeni baştan gözden geçirmeli. Yoksa AB yolunda hazırlıksız yakalananların başına neler geldiğini Tekinalp, şu örnekle anlatıyor:

"İspanya'da hukuk profesörü olan dostuma, AB'ye girdiğinizde nelerle karşılaştınız, diye sordum. Şu yanıtı verdi: Biz çok hazırlıksız yakalandık. Pazarlık yapacağımız konular da vardı. Yapmadık. Biz üye olduktan 10 gün sonra Brüksel, 400 fabrikamızı kapattı. Kapatma nedeni de çevre kirliliği. Brüksel 'doğayı kirletiyorsun' dedi. Fabrikaların tekrar açılması aylar aldı. Bunun için pazarlık çok önemli. 'Çevreyi korumak için şu hazırlıkları, şu süre içinde bitireceğim, kirliliği önleme konusundaki AB mevzuatına şu süre içinde uyacağım' diyeceksiniz. Bunun için de Avrupa'da uygulanan mevzuatı bilmek, eksikliklerinizi görmek ve hangi maddelerde değişiklikler yapılacağını planlamak lazım. Şimdi çanlar sanayiciler için çalıyor ve onlar büyük sürprizlerle karşılaşacaklar."

Skandal olacaktı
AB'nin çok yakında tercüme ihalesi açacağını belirten Tekinalp, ilginç bir ayrıntı da veriyor:

"İhaleye dünyanın tanınmış tercüme organizatörleri girecek. İhaleyi kazananlar Türkiye çapında bir kampanya başlatacak. Bunu mevcut tercüme büroları ile yapamazlar. Bir sayfa 300 kelime ve 25 dolar hesabından yola çıkarsak, 10 milyon dolar civarında maliyet ortaya çıkıyor. Kıbrıs Rum Yönetimi bu çeviri işinin 4 milyon dolarlık kısmını almak için AB'ye başvurmuş. Ancak son dakikada Türkiye haberdar olup, engellemiş. Ne amaçla bu işe girmek istediler, anlamak zor. Ellerinde Yunanistan tecrübesi var. Ona rağmen Türkiye ile ilgilenmeleri dikkat çekici."

BİR SUİKAST YOK
Tekinalp, siyasi olarak AB'ye üye olmaya çalışmanın Türkiye'nin milli menfaatleriyle çeliştiği yolundaki eleştirilere de ders sayılabilecek şu yanıtı veriyor:

"Siyaset bilimcisi değilim, siyasi konularda birşey söyleyemem. Ama Türkiye'nin bölüneceği, Kıbrıs'ın elden gideceği şeklinde eleştiriler var. AB hukuku benim medeni bir çerçevede yaşamamın mevzuatını ortaya koyuyor. Bana yapılmış hiçbir kötülük yok. Ben şahıs olarak, burada Türk milletine, kurumlarına hiç ama hiç kimseye bir suikast görmüyorum."

'Halka rağmen karar alınamaz'
İdari usul ve bilgi edinme hakkı, pekçok insan için anlaşılması zor bir konu olabilir. Ama çağdaş hukuk devletlerinde birey ile kamu adına hareket eden idare arasındaki ilişkiler bu başlık altında toplanıyor ve düzenleniyor. İ.Ü. Hukuku Fakültesi İdare Hukuku Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İl Han Özay, idarenin yargı tarafından denetlenmesinin yanısıra katılımcı bir yapıda yeniden düzenlenmesi gerektiğini söylüyor. Aynı AB'de olduğu gibi. Bunun ne demek olduğunu ise şöyle açıklıyor: Çağdaş hukuk devletlerinde idare ben yaptım oldu, mantığı ile hareket edemez. Örneğin, bir yerde nükleer santral kuracaksınız. Bölge halkı karşı. Elinizde bilimsel bir gereklilik yok ise İdare böyle bir karar alamaz.

'AB'nin azınlık tanımı yok'
AB konusunda tartışmaların ana eksenini dil ve azınlıklar konusu oluşturuyor. AB'nin binlerce sayfalık mevzuatını tarayan Prof. Dr. Ünal Tekinalp tartışmalara açıklık getirecek şu bilgileri verdi: Avrupa Birliği'nde azınlıklar konusunu işleyen tek bir mevzuat bile yok. Yani herkesin uyduğu şu azınlıktır, bu değildir gibi bir tanım yok. Azınlıklara dair şahısların ferdi hakları var. Ama bizim önümüze azınlık hakları olarak çıkarılıyor. Türkiye, bireysel haklar önündeki engelleri aşarsa bu sorunu da kolayca aşar. Almanya, "Kürtçe eğitim ver, TV kur" demeye getiriyor. Ama diğer ülkeler bu düşüncede değil.

ASKERİ YASAK BÖLGE
"Türk Hukukunun Avrupa Birliği Hukukuna Uyumu" adlı çalışmayı hazırlayan ekip içinde yer alan Prof. Dr. Gülören Tekinalp'den bazı bilgiler alıyoruz. 1 yıl süren çalışmanın "kişilerin serbest dolaşımı, giriş, ikamet ve çalışma serbestilerinin uyumlaştırılması" konusunu yazan Prof. Dr. Gülören Tekinalp'in verdiği bilgilere göre şu anda konuşulması bile sakıncalı sayılan pekçok yasağın, AB yolunda çöpe atılacağını gösteriyor. Örneğin askeri yasak bölgeler ile yabancıların gayrimenkul satın almasını sınırlayan veya yasaklayan hükümlerin AB hukukunda yeri yokmuş!

YAVUZ SEMERCİ

 
Ekonomik programın başarıya ulaşacağına inanıyor musunuz?

Evet
Hayır

 

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır