Özlem dindi
Diyarbakırspor 14 yıllık özlemini bitirmek için İnönü Stadı'na çıkmıştı dün. Bu yüzden, belki her şeyden çok stat içinde ve dışındaki atmosferi anlatmak gerekiyor.
Teşvikiye'den Taksim'e; Beşiktaş İnönü Stadyumu'na giden bütün yollar yeşil kırmızılı bayraklarla bezenmiş otomobiller ve kamyonetlerle doluydu. Kaldırımlarda adım atılacak yer yoktu. Açıkçası 1. Lig'in en çekişmeli derbilerinde bile son yıllarda stadın çevresinin bu kadar renklendiğini görmemiştim.
Tribünler de öyleydi... Kaburga dolmasının ustası Selim Amca'dan Malatyalılar Derneği'ne kadar birçok kişi ve kuruluşun destek pankartları ve kapalı tribünün üstündeki Gaffar Okkan portresi dikkat çekiyordu. Bütün duygu ve düşünceler Süper Lig'e kilitlenmiş, soluklar maçın son dakikasına kadar tutulmuştu... Protokol Tribünü'nde ise futbol heyecanından çok siyasetin ağırlığı vardı.
Diyarbakır farkı kaçırdı
Maçın ilk dakikaları Armağan'ın sol kanattan Büyükşehir'i dağıtan ataklarıyla geçti. İlk 10 dakikada dört mutlak gol pozisyonundan yararlanamadı yeşil kırmızılılar. Ama Hakikat'in hareketli futbolu hemen etkisini gösterdi. 12. dakikada kaleci Murat'ın ayağından gelen penaltı golüyle rahatladı Diyarbakırspor. O kadar rahatladı ki, Büyükşehir'in en çalışkan oyuncusu Göksel, Diyarbakır'ın sol kanadını hallaç pamuğu gibi atıp Ercan'a beraberlik golünü attırıverdi. Bu dakikadan sonra oyunun kontrolünü hep elinde tuttu yeşil-kırmızılı takım. Attığı üç golden çok daha fazlasını özellikle Hakikat'in ayağından kaçırdı Diyarbakırspor.
90 dakikanın bitiş düdüğüyle birlikte tribünler Okkan'ın adını haykırıyordu. Bu sahne gerçekten görülmeye değerdi.